AJANS ÜNİVERSİTE- Sümeyye YAMAN
Yönetmen Merve Girgin, İstanbul Üniversitesi(İÜ) Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu (TBMYO) Elektronik ve Otomasyon Bölümü Radyo Televizyon Teknolojisi Programı’nın 2015-2016 Akademik Yılı ilk ders söyleşisine katıldı. Söyleşi 29 Eylül’de Mühendislik Fakültesi Prof. Dr. Ali Rıza Berkem Konferans Salonu’nda düzenlendi. Merve Girgin, iş temposu nedeniyle yıllardır alamadığı diplomasını düzenlenen etkinlikte aldı.
Radyo Televizyon Teknolojisi Programı mezunu Merve Girgin’e diplomasını TBMYO Müdürü Prof. Dr. Umay Fırat takdim etti.
Akademik yılın ilk dersinde Suna Merve Girgin’in diplomasını alması ile birlikte tecrübelerini öğrencilerle paylaşmasına vesile olduğunu söyleyen Radyo Televizyon Teknolojisi Programı Vekil Başkanı Doç. Dr. Özgü Yolcu “İlk dersimizi başarılı televizyon dizisi yönetmenlerinden Suna Merve Girgin’in söyleşisiyle başlatacağız. Kendisi bizimle tecrübelerini paylaşacak. Bugün, yıllardır yoğun iş temposundan dolayı gelip alamadığı diplomasını da alacak. Televizyon gibi çok büyük bir rekabetin olduğu, başarısızlığın affedilmediği, toplumun nabzını çok iyi tutmayı gerektiren ve de sürekli yenilik yapmayı, yenilik içinde üretmeyi gerektiren bir alanda yıllardır çok başarılı projelere imza atıyor” dedi.
TBMYO Müdürü Prof. Dr. Umay Fırat ise başlangıçların her zaman heyecan verdiğini, yüksekokul olarak ilk ders etkinliğinin yıllardır devam ettiğini vurgulayarak öğrencilere başarılı bir yıl geçirmelerini diledi.
“Gerçekle İç İçe Olmaya Çalışın”
Meslek hayatında birçok ortamda bulunduğunu ve işlerinde gerçeğe yakın olmak istediğini belirten Yönetmen Suna Merve Girgin, “Çok fazla şeyin aslını gördüm. Gerçekle iç içe olmaya çalışın. Çok fazla yere girip çıkmaya çalışın. Ben hapishanelere girdim. Genelevlere, morga, adli tıp morguna, otopsiye girdim. Ne kadar çok hayata tanıklık ederseniz o kadar çok onları yansıtmanız kolay oluyor” dedi.
“Doktorlar Futbol Yorumcuları Gibiydi”
Senaryoların çekim aşamasında mesleki danışmanlık konusunda bilgilenmenin önemli olduğunu vurgulayan Girgin, konuyu şu şekilde aktardı: “Doktorlar’da senaryonun yazım aşamasında iki farklı doktor vardı. Beyin Cerrahı ve Genel Cerrah. Sette sahneleri çekerken mutlaka cerrahlar oluyordu yanımızda. Her zaman gerçeğe en yakını yapmaya çalıştık. Bir süre sonra doktorlar futbol yorumcuları gibiydi. Birisi şu anda yaşamaması gerekiyor bu hastanın diyor, öbürü yaşar yürür gider diyor. Bir süre sonra karar verip sahneyi çekmeniz gerekiyor. Bazı yerlerde kimi doktorlara göre hatalar yaptığımız söylendi. Ama onu onaylayan başka doktor vardı mutlaka bir doktorun onayından geçiyordu.”
“105 Saat Uyumadan Çalıştım”
Teknolojinin kolaylık sağlamasına rağmen mesleğinin çalışma şartlarının zor olduğunu söyleyen Suna Merve Girgin sözlerine şöyle devam etti: “Teknolojinin bu işe olumsuz bir katkısının olduğunu düşünmüyorum. Eskiden kasetlere kaydedilirdi, vakit kaybıydı. Pratik bir hal almaya başladı. Sektör ise pek parlak değil, ağır işçi durumundasınız. Günde 24 saat çalıştığınız oluyor. 105 saat uyumadan çalışmışlığım var. En son halüsinasyon görüyordum. Bölümler artık 150 dakikalara çıktı. 150 dakikayı 5 günde çekmeniz mümkün değil. Çok yorucu bir tempo. 100 dakikalık işler çıkarıyoruz. Ama yine de sürekli zamanla yarışıyorsunuz. Yağmur yağıyor senaryo ona göre değiştiriliyor. O sahneyi yetiştirmeniz gerekiyor”
“Filmler Başka Bir Dünyanın Kapısını Açar”
Öğrencilere mesleğin olumlu ve eğlenceli yanlarını da aktaran Girgin, “Hayalinizin ötesinde bir sürü an yaşıyorsunuz. Ayasofya’da faytonla dönem sahneleri çektim. Boğaz Köprüsü’nün ortasında çekim yapıyorsunuz. Köprü sizinmiş gibi. Girdiğiniz her mekân sizin oluyor. Alev yakıp insanları alevin içine atıyorsunuz. Bazı insanları üzerine jel sürüp yakıyorsunuz. Üçüncü kattan düşüşünü çekiyorsunuz” dedi ve öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu: “Bol bol film izleyin. İzlediğiniz her filmin size bir katkısı vardır. Filmler başka bir dünyanın kapısını açar size. O zaman göreceksiniz duygular tektir. İran Sineması’nda da Hollywood Sineması’nda da üzüldüğünüz şey aynıdır”