AJANS ÜNİVERSİTE- Devrim ÇIRPAN
Halk arasında varis olarak bilinen toplardamar yetersizliği önlem alınmazsa ciddi problemlere yol açabilir. Toplardamarda aynı atardamarlarda olduğu gibi tansiyonun yükselmesi (hipertansiyon) ülserlerin, yani bacak yarasının oluşmasına sebep olur. Genellikle sebep; toplardamarlardaki kaçak nedeniyle kanın yerçekiminin etkisiyle bacaklarda göllenmesi, birikmesidir.
Yoğun bir tedavi uygulamasıyla ileri derecede toplardamar yetersizliği olan 45 yaşında kilolu bir erkek hastanın, bir traktör kazası sonrası gelişen ve 20 yıldır iyileşmeyen bacak yarasının 3 aylık bir sürede 3 aşamalı tedaviyle iyileştiğini anlatan Doç. Dr. Cenk Eray Yıldız İletim Gazetesi’ne açıklamalarda bulundu.
“İlk Planda Detaylı Bilgi Topladık”
Hasta için özel bir tedavi yöntemi hazırladığını söyleyen Doç. Dr. Yıldız, “İlk planda hastadan detaylı bir bilgi aldım. Yaranın toplardamarla alakalı olduğunu düşünerek önce damarlara doppler ultrason çektirdim. Hastanın büyük ve küçük toplardamarlarında ileri derecede yetersizlik vardı. Birinci hedefim; hastanın damarlarındaki bu yetersizliği önlemek oldu. Yüksek ısı enerjisi ile bu hasta damarları tedavi eden bir katater kullanarak damarlardaki kaçağı engelledim ve birkaç gün içinde bacaklardaki şişlikler önemli ölçüde ortadan kalktı” diye konuştu.
İlk planda uygulanan bu işlem sonrası yaradaki gerginlik ve akıntı miktarı oldukça azalmıştı. Hastanın bacaklarının birkaç beden küçüldüğünün altını çizen Doç. Dr. Yıldız sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Hastanın açık yarasında mikrop vardı ve uygun antibiyotik tedavisine başlayarak yarayı bakıma aldım. Akıntıyı negatif basınçla vakumlayarak özel bir süngere hapseden yara bakımı uygulamasıyla yaranın ebatı küçülmeye başladı. 10 günlük vakumlama tedavisi sonrası mikrop ortadan kalktı. Yara tabanındaki damarlanma artışını da sağlayan bu sistem sayesinde yara görüntüsü çok daha iyi hale geldi. Yaranın o kötü halinin düzeldiğini ve görüntüsünün pembeleştiğini ve canlandığını gördüm.”
“Özel Ayrıştırılmış Kan Hücreleri ile Yenilenmeyi Hızlandırdık”
Bundan sonraki aşamada yeni hücre yenilenmesini artıracak trombosit enjeksiyonlarına geçtik. Hastadan aldıkları kanı, özel bir cihazda ayrıştırdıklarını ve elde edilen trombositleri yara kenarlarına ve ortasına enjekte ettiğini anlatan Doç. Dr. Yıldız, “Yaradaki damarlanmanın daha da arttığını, pembe ve kırmızımsı renkte canlı dokunun oluştuğunu gördük. Tüm bu göstergeler yaranın iyileştiğine delildi. Daha sonra hastaya iki aylık periyotta sadece ıslak pansuman önerdim. Bunun yanı sıra özel basınçlı çoraplar kullandık. Hasta sıkı takibe alındı ve hiçbir şeyi ihmal etmemesi sağlandı, diyet ve egzersiz programıyla kilo da vererek istenen kıvama geldi” şeklinde konuştu.
“Yanlış Tedavi Yöntemleri Uygulanmış”
İlginç olarak hastada sistemik lupus eritematozus (iltihabi doku hastalığı) hastalığının da olduğunu ifade eden Doç. Dr. Yıldız, “üç yıl önce bir dış merkezde tanısı konuldu; ancak başlanan tedaviye yeterince uyulmadı. Takipleri yapılmadı. Hastanın özgeçmişine bakıldığında pek çok yanlış tedavilerin uygulandığı görüldü. Ayrıca hastaya verilen bir takım ilaçların yanlış kullanıldığını gördüm. Kesilmesi gereken bu ilaçları uzun süreli kullanıldı. Biz Romatoloji ile diyaloga geçerek ilaçlarını tekrar düzenledik” dedi.