Prof. Dr. Yıldırım Yaygın Görme Kusurları ve Tedavi Yöntemlerini Anlattı

AJANS ÜNİVERSİTE- Neslihan KALKAN, Tuğçe AYÇİN

Görme kusurlarını genel anlamda uzağı ve yakını görememe, bulanık ya da dalgalı görme gibi kategorilerde açıklayan Prof. Dr. Yıldırım, bu göz kusurlarının çoğunlukla genetik faktörlerden kaynaklandığını söyledi. Prof. Dr. Yıldırım, halk arasında uzağı görememe olarak bilinen miyopu, gözün normalden daha uzun olması nedeniyle görüntünün retinanın önüne düşmesi ve bunun sonucunda hastanın uzağı görememesi olarak tanımladı. Hastanın bu engeli gözlük ya da mercek yardımıyla aşabildiğini söyleyen Prof. Dr. Yıldırım, “Gözlüğün kırıcı etkisi sayesinde görüntü retinanın üzerine düşer ve gözlükle birlikte bu görme kusuru ortadan kalkmış olur” diye konuştu. “Yaygın kanaatin aksine miyopi sadece çok okumak ya da yakından televizyon izlemek gibi sebeplerle oluşmaz. Bunlar görme kusurunu arttırıcı minimal bir etkiye sahiptir” ifadelerine yer veren Prof. Dr. Yıldırım, asıl sebebin varoluşsal olarak genetik yapıdan kaynaklandığını vurguladı. Miyopinin gözün ön arka eksinin normalden uzun olduğu için oluştuğunu aktaran Prof. Dr. Yıldırım, “Vücut geliştikçe göz uzunluğu da artıyor. Bu sebeple miyopi kızlarda 18, erkeklerde 22 yaşına kadar ilerleyebilir” dedi.

DSC_0020

“Uyum Mekanizması 40’lı Yaşlara Kadar Aktiftir”

Prof. Dr. Yıldırım, bir diğer görme kusuru olan hipermetropiyi, gözün ön ve arka ekseninin kısa olmasından kaynaklanan bir rahatsızlık olarak tanımladı. “Hipermetrop insanlar normalde uyum yapıp lensin şişkinliği ve kırıcılığını arttırarak yakındaki cisimleri daha net görmeyi sağlayabiliyor” şeklinde konuşan Prof. Dr. Yıldırım, bu uyum mekanizması sayesinde oluşan netleştirme özelliğinin 40’lı yaşlara kadar sürebildiğini dile getirdi. Belli bir yaştan sonra gözün ön ve arka ekseninin küçülüp uyum yapamaması sonucu kişinin hem uzağı hem de yakını görememesi sorununu anlatan Prof. Dr. Yıldırım,  “Dikkat ederseniz 40-45 yaşlarından sonra herkes bir yakın gözlük kullanımına yöneliyor” dedi. Her iki göz bebeğinin bir noktayı hedeflemesiyle meydana gelen göz bebeklerinin birbirlerine yakınlaşması özelliğini “konverjans” olarak tanımlayan Prof. Dr. Yıldırım, astigmat kusuruna da değindi. Prof. Dr. Yıldırım, göz eksenlerinden birisinin diğerinden daha uzun olması ve gözün ovalleşmesinin farklı kırıcılıklara neden olabileceğini söylerken, bu durumun astigmat denen patolojiye sebebiyet verdiğini ifade etti.

3

“Lens Kullanabilmek İçin Göz Yaşı Miktarı Yeterli Olmalı”

Göz bozukluklarının gözlükler dışında lenslerle de düzeltilebileceğini belirten Prof. Dr. Yıldırım, “Kontakt lensler sağlıklı kullanılırsa çok büyük avantajlar sağlayabiliyor” dedi. “Lens kullanımı gözyaşı oranıyla bağlantılı olduğu için özellikle genç yaşlarda daha çok tercih ediliyor” diye konuşan Prof. Dr. Yıldırım, yaşlılıkla birlikte gözyaşı miktarının azaldığını ve lense bağlı birtakım problemlerin ortaya çıktığını dile getirdi. “Lens kullanımında göz yaşı miktarının yeterli olması gerekliliğinin yanı sıra bünyemizde göz alerjisinin de bulunmaması gerekiyor” ifadelerine yer veren Prof. Dr. Yıldırım, odaklanmayı gerektiren bilgisayar karşısında kalma, çizim yapma, mimarlık gibi alanlarda çalışan insanlarda kontakt lens kullanımının daha zor olduğunu söylerken, lensin belli saat aralığında takılıp geceleri uyurken çıkarılmasını tavsiye etti.

1

“Lazer İçin Gözlük Numarası En Az 2 Yıl Değişmemeli”

Görme kusurlarından kurtulmada bir diğer tedavinin de rekraktif cerrahi denilen lazerle göz kırma yöntemi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yıldırım, “Bu yöntemi kullanabilmemiz için hastanın göz kusurunun ilerlemeyeceği yaşa gelmiş olması gerekiyor” dedi. “Lazer tedavisi için kızlarda 18, erkeklerde 22 yaş sonunu bekliyoruz” şeklinde konuşan Prof. Dr. Yıldırım, hastanın gözlük numarasının en az 2 yıl süresince değişmemiş olması gerektiğini sözlerine ekledi. Prof. Dr. Yıldırım, rekraktif cerrahinin miyoplarda hipermetroplara oranla daha başarılı sonuçlar verdiğini aktarırken, “Uygun hasta seçimi şartında iyi tedavi ve hayat boyu kurtulma gibi başarılı sonuçlara ulaşabiliyoruz” diye konuştu. Son olarak gözlük kullanmanın göz bozukluğunu ilerletmediğini kaydeden Prof. Dr. Yıldırım, “Gözlük bize ek konfor sunan bir elemandır. Bu konforu kullanmak gözümüzü ekstra tembelleştirmez” ifadelerine yer verdi.