AJANS ÜNİVERSİTE – Devrim ÇIRPAN-Betül YÜNCÜOĞLU
Atatürk Tarihi ve İnkılâp Tarihi Anabilim Tarihi Ana Bilim Tarihi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aynur Soydan Erdemir, “Kadınların tarihinin erkeklerle eşit şartlarda yarışma sürecidir. Kadın aslında inanç ve güvenin yüksek olmasından geliyor. Kronolojik olarak baktığımızda da kadın erkekten sonra geldiğini görmekteyiz. Kadının yüzyıllarca yıl doğanın ürünü olarak anılırken, erkeğin kültürden meydana geldiği söylendi. Oysa kadının ateşi bulduğunu ve aile içi üretimi geliştirdiğini unuttular” diye konuştu.
Oy Hakkı Kadınların Mücadelesi İle Oldu
Kapitalist sistemle kadının eve mahkûm edildiğini belirten Doç. Dr. Erdemir, “1791 yılında Fransa’da kadınlar bir beyanname oluşturdular bu bir harekettir. Yine kadınlar Amerika’da da duygular bildirgesini oluşturdular. Ama yakın dönemdeki kürtaj beyannameleri kadını biraz içerledi. 19. ve 20. Yüzyıllarda dünyadaki kadınların mücadeleci olmaları oy hakkını getirdi “ şeklinde konuştu.
Kadınlar Açısından Yeniliklerle Dolu Bir Dönem
Doç. Dr. Erdemir, Osmanlı’da Tanzimat Dönemi içinde yavaş yavaş kadın meselelerinin tartışılmaya başlandığını, o dönemin reformcu aydınlarının kadınları yanında görmek istediğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “İlk olarak 1858 yılında kadın rüştiyeleri açılır, bir sonraki sene ise 1859 yılında kız mektebi açılır. I. Meşrutiyet itibariyle bir takım meslekler icra etmeye başlar. Tanzimat Dönemi kadınların aldığı eğitimden sonra kendilerini ifade edebildiği bir dönemdir. Fatma Aliye tarafından 1895-1905 yılları arasında ilk kadın dergisi çıkar. Tanzimat Dönemi’nde kadınlar dernekler kurdular, amaçlarının eğitim haklarının yeniden düzenlemesini istemeleridir.”
Doç. Dr. Erdemir, “Son olarak kadınların Cumhuriyet Dönemi’nde aldıkları güç ile 1923 yılında Nezihe Muhiddin Kadınlar HalkFırkası’ını kurdular. Cumhuriyet Halk Fırkası’ndan önce kurulan bir parti olmasına rağmen, kadınların henüz siyasal haklarını alamadıkları için parti olamayarak, kadınlar birliğine dönüştü” dedi.