Van Bölgesi Arkeolojik Çalışmaları UNESCO Yolunda

AJANS ÜNİVERSİTE- Tuğçe AYÇİN, Neslihan KALKAN

Van Bölgesi’nde gerçekleştirilen arkeoloji çalışmalarını ve meydana gelen son gelişmeleri, aynı zamanda Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi’nin başkanlığını da yürüten, İÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Erkan Konyar İletim için yorumladı. Arkeolojik kazıların tek başına arkeologlar tarafından yapılan bir faaliyet olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Konyar, çalışmaların biyolojiden fiziğe; jeofizikten antropolojiye kadar birçok bilim dalının katkısıyla sürdürülüldüğünü ve esas meselenin geçmişte yaşayan toplumun öyküsünü yazmak olduğunu aktardı. Van Kalesi’nin yaklaşık 5 bin yıldır yerleşmeye sahne olduğunu ve yapılan çalışmalarla böylesine köklü bir tarihi sürecin ele alındığını ifade eden Doç. Dr. Konyar, “Doğu Anadolu gibi çok agresif bir iklimi ve topoğrafyası olan bir yere yerleşip, sağlam bir yapılanma kuran, aynı zamanda bölgeye yazı başta olmak üzere birçok yeniliği de getiren bir toplum olan Urartular’ı ve hatta onların atalarını da araştırma olanağı buluyoruz” dedi.

Öte yandan, uzun yıllardır Van’da çalışma yapıyor olmalarının bölge halkı ile iyi ilişkiler geliştirmelerini sağladığını bildiren Doç. Dr Konyar, alanda gerçekleştirdikleri çocuk atölyesi ile bölgede yaşayan çocukların hem eğlendiklerini hem de bilimsel bir faaliyet içerisinde yer alarak yapılan çalışmaları sahiplenme ve koruma refleksi kazandıklarını söyledi.

İÜ Olarak Bölgede Misyonumuz Var

İÜ’nin 1950’li yıllardan beri bölgede çalışma yaptığını ve günümüzde devam etmekte olan kazılarla 50- 60 yıllık bir misyonun sürdürürüldüğünü aktaran Doç. Dr. Konyar, “Üniversitemizin kurmuş olduğu Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi, çalışmalarımız için çok önemli bir lojistik üs, burası olmasaydı başka bölgelere de gidebilirdik” dedi. Bu noktada o zamanın dekanı ve Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Araştırma Merkezi’nin de kurucusu olan Prof. Dr. Afif Erzen’i de yad etmek gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Konyar, 60’lı yıllarda bölgede 50-60 kişilik laboratuvarı olan, yemekhanesi ve yatakhanesi olan bir binanın inşa edilmiş olmasını “O yıllarda böyle bir öngörünün olması muhteşem, şimdi bile böyle bir öngörüye ve bakış açısına sahip değiliz” sözleriyle yorumladı.

Teknolojiden Yararlanmaya Çalışıyoruz

“Arkeolojinin temel disiplinleri hiçbir zaman değişmez; fakat yerine göre yaklaşımı da değişen bir çalışma içerisinde olduğumuz için; belgeleme, fotoğraflama ve çizme metotlarımız değişiyor” diyerek kazı sürecinin teknik boyutuyla de alakalı bilgi veren Doç. Dr. Konyar, jeofizik biliminden de yararlanarak jeoradar ve elektomanyetik gibi çeşitli tarama çalışmaları yaptıklarını ifade etti. Hem bilgisayar programları hem de arazi ölçüm çalışmaları anlamında İÜ’nin verdiği destekle bütün teknolojiden yararlanmaya çalıştıklarını söyleyen Doç. Dr. Konyar; sağlanan bu teknolojik destek ile hayatlarının kolaylaştığını “Hava fotoğraflarını drone ile çekmeye başladık, belki önümüzdeki yıl bütün fotoğrafları drone ile çekeceğiz” sözleriyle ortaya koydu.

Kalıcı Liste Bize Birçok Avantaj Getirecek

Van İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Van Müzesi ve Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji merkezinin gerçekleştirdiği ortak çalışma neticesinde UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne başvuru sürecinin geçen sene komiteye sunulan dosya ile başlatıldığını belirten Doç. Dr. Konyar, “Bu yıl Eylül ayında geçici listeye girmeyi başardık, bu sevindirici bir gelişme ama bundan sonraki aşama kalıcı liste için çalışmak olacak” diyerek kalıcı listenin çok önemli avantajlar getireceğini sözlerine ekledi. Bölgede gerçekleştirilmesi planlanan bir diğer çalışmanın da Eski Van şehrinin arkeolojik kazılarla ortaya çıkarılmış alanlarının yeniden yapılandırılması olduğunu vurgulayan Doç.Dr. Konyar, Kültür Bakanlığı, İÜ ve Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) arasında imzalanacak bir protokol olduğunu “Metin, görsel ve animasyonlar anlamında ön projelerin hepsi hazırlanmaya başlandı, önümüzdeki süreci heyecanla bekliyoruz” diyerek ifade etti.