“Urdu Dili Türkiye’nin Kültürel Mirasıdır”

AJANS ÜNİVERSİTE

Prof. Dr. Halil Toker yaptığı açıklamada Urdu Dili’nin alt kıta olarak tanımlanan Hindistan, Pakistan ve Bangladeş bölgelerinde konuşulduğunu ve geniş bir coğrafyada etkili olduğunu ifade etti. Urdu dilinin adının “ordu” kelimesinden geldiğini belirten Prof. Dr. Toker, dilin Gazneli Mahmut’un bölgeye yapmış olduğu akınlarla beraber Türklerin o bölgede hâkimiyet kurmasıyla bölgedeki halkla aralarında oluşan etkileşim sonucu oluşan bir dil olduğunu ve zamanla tüm bölgeye yayıldığını söyledi.

Türkiye için Urdu dilinin ayrı bir öneminin olduğunu kaydeden Prof. Dr. Toker, “Urdu dili Türkler vasıtasıyla ortaya çıktığı için Türkiye’nin kültürel mirasıdır. Bu dilde ilk eserleri verenlerin hepsi Türk asıllı şairler veya Türk asıllı yazarlardır” diyerek kültürel açıdan Urdu Dili Eğitimi’nin ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Urdu dilinde Arap harflerinin kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Toker, “Urdu dilinde sessiz harf sayısı 52. Urdu dili ses açısından da çok zengin. Hintçe ve Urduca konuşma açısından aynı diller ve aralarındaki tek fark alfabe kullanımı. Bundan dolayı Urduca’yı öğrenmek çok avantajlı. Bu dili öğrenen bir kişi aslında iki dil birden öğrenmiş olur” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’de Urduca Eğitimi Köklü Bir Geçmişe Sahip”

Türkiye’de Urdu Dili Eğitimi’nin 1915 yılında başladığını kaydeden Prof. Dr. Toker, 1915 yılında Abdülcabbar ve Abdüssettar Hayri kardeşlerin İstanbul’a gelmelerinden sonra, büyük kardeş Abdülcabbar Hayri’nin Darülfünun’da Urdu Dili dersleri vermeye başladığını söyledi. Türkiye’de Urduca eğitiminin bu tarihten beri kesintilerle de olsa devam ettiğini belirten Prof. Dr. Toker, özellikle İstanbul’un işgalinden sonraki dönemde Urdu Dili eğitiminde büyük bir kesinti olduğunu vurguladı. Daha sonra, 1947 yılında Pakistan’ın kurulmasıyla ikili anlaşmalar çerçevesinde Ankara’da Urdu Dili eğitimi verilmeye başlandığını söyleyen Prof. Dr. Toker, “Prof. Dr. Ghulam Hussaın Zulfıqar, 1985 yılında Pakistan’dan Türkiye’ye gelerek İstanbul Üniversitesi’nde Urdu Dili dersleri vermeye başladı. Bu tarihten itibaren de İstanbul Üniversitesi’nde Urdu Dili eğimi kesintisiz olarak devam ediyor. Türkiye’de Urdu Dili Eğitimi, İstanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi’nde veriliyor” şeklinde konuştu.

Urdu Dili Eğitimi’nin İngilizce gibi yaygın olan dillerden daha az materyale sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Toker, bu dilde ders notları bulmanın çok zor olduğunu, bunun için notları üniversite olarak kendilerinin oluşturarak Urduca’yı öğrencilere öğrettiklerini vurguladı. Öğrencilere birinci sınıftan itibaren önce alfabeyi ve onunla birlikte sesleri, sonrasında da yavaş yavaş grameri ve okumayı öğrettiklerini belirten Prof. Dr. Toker, üst sınıflardaysa tercüme ve edebiyatla ilgili derslerin yer aldığını kaydetti.

“Öğrenciler Birçok Alanda Çalışma İmkânına Sahip”

Urduca’yı iyi bir şekilde öğrenerek Urdu Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olan öğrencilerin önlerinde birçok imkân olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Toker, TRT’nin Emniyet Teşkilatı’nın, valiliklerin zaman zaman Urduca bilen personel alımı yaptıklarını söyledi. Türkiye’nin tam göç yolu üzerinde olduğunu belirten Prof. Dr. Toker, Güney ve Doğu Asya’dan gelen göçmenlerin büyük bir çoğunluğunun Urduca konuştuğunu ve güvenlik görevlilerimizin bu noktada tercüme yapacak personele ihtiyaç duyduğunu kaydetti. Prof. Dr. Toker ayrıca, Türkiye’nin Pakistan’da önemli yatırımlarının bulunduğunu vurgulayarak, oradaki Türk şirketlerinin Türkçeden Urduca’ya, Urduca’dan Türkçeye yazılı tercüme yapabilecek çalışanlara ihtiyaçları olduğunu sözlerine ekledi.

İÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü