AJANS ÜNİVERSİTE-Beste BUDAN
Fotoğraf-Caner ERDOĞAN
Oturum başkanlığını üstlenen Prof. Dr. Bilge Öztan açılış konuşmasını yaptı.
Ardından ilk konuşmacı Basel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ingeborg Schwenzer “İsviçre Aile Hukukundaki Güncel Gelişmeler” konulu sunumunu gerçekleştirdi

Prof. Dr. Schwenzer ,Avrupa ülkelerinde yaşam kalitesinin artmasına karşın evlilik oranının azaldığını ve evliliklerin boşanmayla sonuçlanma oranının yüksek olduğunu söyledi.
İsviçre Aile Hukuk’unda boşanmak isteyen çiftlerin boşanma talebinde bulunmak için 4 yıl ayrı yaşamalarını gerektiren yasanın 2 yıla indirildiğini belirten Prof. Dr. Schwenzer, bu yasa değişikliğinin gerekliliklerini anlattı.
Prof. Dr. Schwenzer, “Avrupa devletlerinde nafaka çok tartışmalı bir konudur.Eskiden mülkiyet paylaşımında kadınlar avantaj sahibiyken artık iki taraf içinde eşit bir şekle indirgenmiştir. İsviçre’de sadece hatalı tarafın destek sağlaması zorunluluğu kaldırıldı.Son dönemlerde gerçekleşen boşanmalarda eşler birbirlerinden maddi destek talebinde bulunmamaktadır” dedi.
Üvey anne veya üvey babanın, üvey çocuk üzerindeki haklarına da düzenleme getirildiğine değinen Prof. Dr. Schwenzer, anne veya babanın vefat etmesi durumunda sağ olan ebeveynin çocuğa bakabilecek yetilere sahip olamaması durumunda çocuğun velayetinin başka bir akrabaya verilmesi gereken yasal düzenlemeler getirildiğini ifade etti.
İsviçre Aile Hukuku’nda değiştirilmesi gereken tasarılar üzerinde duran Prof. Dr. Schwenzer, kayıt altına alınan ilişkileri yalnızca evlilikle sınırlandırmanın yanlış olduğunu anlattı.
Son olarak Prof. Dr. Schwenzer, İsviçre’de aile hukukunda büyük değişiklikler gerçekleştirildiğini, aile ve evlilik kurumunun yeniden değerlendirilmeye açılması gerektiğine vurgu yaptı.

“Türk Medeni Kanun’unda Evli Kadının Soyadı Yok”
Oturumun ikinci konuşmacısı Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Helvacı, “Evlenmenin Kadın Soyadı Üzerindeki Etkisi” başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi.
Türkiye’de eşlerin soyadlarının aile birliği ilkesiyle erkeğin soyadından alınmasının kararlaştırıldığını belirten Prof. Dr. Helvacı, erkeğin soyadı doğrudan doğruya eşe tabi tutulurken anayasada yapılan ufak bir değişiklikle kadınların çift soyadı kullanabileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Helvacı “Sorumluluklar, toplumsal gerekçeler karşısında kadının korunması, aile içinde birliğin sağlanabilmesi kapsamında soyadı birliğinin erkeğin soyadıyla yapılmasını daha uygun bulmuştur. Kadın eğer kendi soyadını tercih etmek isterse eşinin soyadından önce kendi soyadlarını kullanabilmektedir. Yasa kadınların evliyken yalnızca kendi soyadlarını kullanmalarına izin vermemektedir. Sonuç olarak bu durum gösteriyor ki Türk Medeni Kanun’unda evli kadının soyadı yoktur” diye konuştu.

Son konuşmacı İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saibe Oktay Özdemir, “Türk Boşanma Hukukunda Revizyon İhtiyacı” konulu sunumunu gerçekleştirdi.
2005’li yıllarda yapılan araştırmalarda Türkiye’nin dünyada boşanma oranında sonlarda gelen ülkelerden olduğunun saptanmış olduğunu belirten Prof. Dr. Oktay Özdemir, ülkemizde boşanma oranının artma eğilimi gösterdiğini vurguladı.
Prof. Dr. Oktay Özdemir, “Boşanmalarda mal rejimlerinin kabulü, boşanma ile ilgili diğer sorunların görülmesini engellemiştir.Bu bağlamda boşanmaların sebep ve sonuçlarının düzenlemelerde görülen eksiklikler ihmal edilmiş, İsviçre’de uzun tartışmalar sonrasında getirilen yeni düzenlemeler göz ardı edilmiştir” dedi.
Son olarak Prof. Dr. Oktay Özdemir, güncel medeni kanunda kusur esasına göre düzenlenmiş olan nafaka, maddi ve manevi tazminattan başka koruyucu hüküm olmadığını belirtti.