AJANS ÜNİVERSİTE
Programın açılış konuşmasını İÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitü Müdürü Prof. Dr. Fikret Turan yaptı. Prof. Dr. Turan konuşmasında Türkolji’nin eserleri, yükseköğretimdeki teşkilatlarda teşkilatçılığı ile yazdıkları ve getirdiği yeniliklerle Türkoloji sahasında öncü rol üstlenmiş bir bilim adamını ağırladıklarını ifade ederek Prof. Dr. Mertol Tulum’un hayatı ve eserleri hakkında bilgi verdi.
“Herkes İçin Bir Rol Model”
İÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Şükrü Çoruk ise konuşmasında Prof. Dr. Mertol Tulum’un ders anlatışı, amfi içerisindeki hâkimiyeti ve giyim kuşamı ile herkesi derinden etkilediğini ve herkes için bir rol model olduğunu ifade ederek, “Hocamızın araştırmalarını okudukça bu rol modeli doldurduğunu gördük. Kendisi dünya çapında Türk Dili konusunda otorite şahsiyetlerden bir tanesidir” dedi.
“Hocalarımızın Dinamizmi Genç Araştırmacılara Motivasyon Sağlıyor”
İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, konuşmasına İstanbul Üniversitesi’ni büyük yapanın üniversitenin mensupları olduğunu ifade ederek başladı. Prof. Dr. Mertol Tulum’un özgeçmişinin gençlere ne kadar çalışmaları gerektiğini gösteren ipuçları ile dolu olduğunu belirten Prof. Dr. Mahmut Ak, “Hocamızın kendi masasında en az 40 tane eser olduğunu görüyoruz. Ne mutlu ki bu heyecan içerisinde hocamızın çalışmalarını izliyoruz. Önümüzdeki hafta da üniversitemizde Prof. Dr. Fuat Sezgin’i ağırlayacağız. Hocalarımızın bu dinamizmi, iş yoğunluğu ve şehir kargaşasının içerisinde zaman zaman ümitsizliğe düşen genç araştırmacılara da motivasyon sağlıyor” dedi.
İstanbul Üniversitesi’nin doğru hedeflerle güzel günlere doğru yürümekte olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mahmut Ak, “Üniversitemiz güçlü ve sağlam temellere dayanmaktadır. Üniversitemiz kendisine güç verecek olan güçlü hafızları bünyesinde taşımaktadır. Lisans mezuniyetinden sonra üniversitemiz ile yolları ayrılanlar için bile aldıkları her nefeste İstanbul Üniversitesi mensubiyeti devam etmektedir. Prof. Dr. Mertol Tulum hocamız da üniversitemizin güçlü ve kıymetli bir mensubudur” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Mertol Tulum konuşmasına başlamadan önce kendisine İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak tarafından plaket ve teşekkür belgesi takdim edildi. Prof. Dr. Mertol Tulum’a ayrıca İÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitü Müdürü Prof. Dr. Fikret Turan tarafından da plaket takdim edildi.
“Okumaya ve Üretmeye Hayatım Boyunca Devam Edeceğim”
Prof. Dr. Mertol Tulum konuşmasına başlarken bu buluşmayı sevenlerin birbiri ile buluşması olarak adlandırdığını belirterek buna vesile olan herkese teşekkürlerini sundu. Prof. Dr. Mertol Tulum konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Ben bugüne kadar nitelikli bulduğum, değerlendirdiğim toplantılara katılmayı sürdürdüm. Ama benim asıl meşguliyetim masa başında geçti. Şunu söyleyeyim ki 1997 yılında emekli olduğum zaman çok diri, dinç, sağlıklı bir insandım. O tarihten itibaren evime kapanarak inanılmaz bir tempo ile birikimlerimi kitaplaştırmak üzere çalışmaya başladıktan 3 yıl sonra kalbim iflas etti. Yani 2000 yılında 4 damarı değişen bir kalbim oldu. Sonra yine uslanmadım Bursa’ya göçtüm. Bursa’da Meninski’nin büyük sözlüğü üzerinde 20 yıl süren araştırmalarımı sonuçlandırmak için inanılmaz bir tempo ile çalışmayı sürdürdüm. Kalbim 2013 yılına kadar dayandı. 2015 yılında tükenmek üzereyken ikinci bir ameliyat oldum. Şimdi kalbi ikinci kez yenilenmiş biriyim”
Doktora ve doçentlik çalışmaları hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Mertol Tulum, çalışmalarını sistematik bir şekilde sürdürdüğünü ifade etti. Hayatı boyunca okumaya ve üretmeye devam edeceğini söyleyen Prof. Dr. Tulum, “Sosyologlar güven ve huzuru ilimle sanatın yeşermesi ve ebedi olmasının iki önemli şartı sayar. Doktoramı verdiğim 1968’e kadar süren 5 yıl sağladığım birikim açısından en verimli olan yıllardır. Sebeplerden biri ülkede yaşanan mutlak olmasa da nispi ölçüdeki huzur ve güven ortamıydı. İkinci önemli sebep ise ilerlediğim yolu çok sevip benimsemem ve başarı hedefine ulaşmak için bıkıp usanmadan, kesintisiz çalışmaktır” dedi.
Tarihin derinlikli ve benzersiz bir keşif alanı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tulum, “İçinde saklı nice hazine değerinde bilgiyle bir eski metnin satırları arasındaki gezinti gerçekten de tam bir keşif seyahati tadındadır. Başka bir açıdan bakıldığında ise her eski metin bir problemler yumağıdır denebilir. Bu problemlerde onu ayrıcalıklı yapan yanlışlar, eksikler ile dil için gelişmelerle ilişkili değişimlerin yansımalarıdır. Yanlış ve eksiklikler için bir metnin kendisi çözüm için ilk kaynaktır. Eski bir metin üzerindeki filolojik nitelikli çalışmada dilcilik alanı bilgileri çok gerekli sayılır. Açıkçası temel gramer bilgilerin yanında dilin tarihini yakından tanımak bu tür çalışmanın olmazsa olmazıdır. Başka türlü söylersek bir eski metnin kapalı alanları bulup açığa çıkarabilmesi dilde tarihi gelişme süreçleri içinde gerçekleşen ana değişimlerle, bu değişimlerin eğilim yöneliş ve aralarındaki denklikler başta olmak üzere temel oluşum ve işleyişlerin iyi bilinmesini gerektirir” şeklinde konuştu.
Dilin hayatın her yanından fışkıran görüntülerin aracısı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tulum, “İnsanın tanıdığı, ürettiği, mal ettiği her madde ve mana değeri dil aracılığıyla ulaşır ve ulaştırılır. Bu yüzden bir dilin geçmiş dönemlerinde yazıya geçirilmiş eski bir metin üzerindeki çalışmanın amacı öncelikle saklı konuları çözerek, onu tam olarak anlamaya çalışmak sonra da bütün eksik unsurlarından arındırıp yazarın kaleminden çıkmış şekline kavuşturmak, ayrıca birçok alan bilgisinden yararlanarak onu bütün yönleriyle aydınlatmak ve değerini göz önüne sermek olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Haber: Ece ELMALI
İÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü