AJANS ÜNİVERSİTE- Burcu GÜLER
1978’den bu yana düzenlenen ve bu yıl İÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü tarafından 11-13 Kasım tarihlerinde İÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 11. Milli Türkoloji Kongresi’ni değerlendiren İÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ömer Kul, İÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nün kurulduğundan beri belli prensipleri olduğunu vurguladı. Bu prensiplerin, Türkoloji alanında yapılmış çalışmaların akademik alanlara ve ilgili kurumlara duyurulması; yeni çalışmaların ortaya çıkarılması, değerlendirilmesi; daha da önemlisi, Türkoloji sahasındaki sorunların neler olduğu tespitinin yapılması ve bunların çözümüne yönelik fikirlerin bir araya getirilmesi olduğunu belirtti.
Yurt dışında açılan Türkoloji bölümlerinin yaşadıkları sorunları inceleyen ve bu alanla ilgili çalışmalar yapan İÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ramazan Balcı ile bu sorunları konuştuk.
Dünya üzerinde üniversiteler arası anlaşmalarla ya da Yunus Emre Kültür Merkezi aracılığıyla kurulup Türkoloji sahasında eğitim veren çok sayıda kurum bulunduğunu, bunların sayılarının 270 civarında olduğunu belirten; Yrd. Doç. Dr. Balcı, bu alanda genel olarak yaşanan sorunları, temelde iki etmene bağlıyor. Bu etmenleri, yurt dışında görev yapan öğretim elemanları ve teknoloji ve donanım açısından yetersizlik olarak ifade ediyor.
Yurt dışında verilen eğitimler, ilk yıl Türk dilinin öğretilmesi üzerine kurulu. İlk sene eğitiminde Türkçe’nin iyi oturtulmaması nedeniyle öğrencilerin daha sonraki senelerde problemler yaşadıklarını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Balcı, öğrencilerin öğretmenlerle iletişim kurmakta zorlandıklarını belirtti. Sözlerine devamla yurt dışında görev alacak öğretim elemanlarının donanımlı olmaları ve özel bir eğitime tabi tutulmaları gerektiğine, bunu sağlamak için de enstitü bünyesinde Türkoloji öğretmeni yetiştiren kısımların açılabileceğine işaret etti. Yurt dışında açılan Türkoloji bölümlerinin sorun yaşadıkları alanlardan bir diğerinin materyal eksikliği olduğuna dikkat çeken ve Türk kültürünü, tarihini anlatan daha fazla programa ve kaynak kitaba ihtiyaç duyulduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Balcı, bu sorunların çözümü için yurt dışında Türkoloji öğretiminin bir devlet politikası hâline getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Tarihten Bugüne İÜ Türkiyat Enstitüsü
Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra Köprülüzâde Mehmed Fuad’ı (Ord. Prof. Dr. Mehmed Fuad Köprülü), İstanbul Darülfünûnu bünyesinde Türk kültürünü ve medeniyetini dil ve edebiyat gibi sahalarda inceleyecek, araştıracak ve bunların sonuçlarını yayımlayacak bir kurum oluşturmakla görevlendirdi. Çalışmalar sonucunda 12 Kasım 1924 tarihinde, İstanbul Darülfünûnu Edebiyat Fakültesi’ne bağlı Türkiyat Enstitüsü kuruldu.
Türkiyat Enstitüsü, Türkiye Cumhuriyeti’nde Bakanlar Kurulu kararı ile kurulan ilk ve tek ilmî enstitüdür. 1924-1991 yılları arasındaki dönemde iki kez adı değiştirilen, 67 yıl Edebiyat Fakültesi Dekanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren Enstitü, 1991 yılında İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlandı ve İÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü adını alarak yeniden yapılandırıldı.