AJANS ÜNİVERSİTE – Efe SÖNMEZ
Türklerin kültürü, dili ve sanatına ilişkin araştırma yapan bilim insanlarını bir araya getiren 11. Milli Türkoloji Kongresi, 13 Kasım’a kadar devam edecek.
Kongrede, Orta Asya’dan Anadolu’ya, tarihe damga vuran Türk boyları ve devletlerinin dilleri, kültürleri, yaşayışları ve müzikleri üzerine, 28 oturumda 117 bildiri sunulacak. Türkiye genelinden Türk tarihi araştırmacıları, mevcut durumun ortaya konulması ve çözüm önerilerini kapsayan tartışmalar yürütecek. Yapılan oturumlara, bugüne kadar Türkiyat araştırmalarına emek veren akademisyenlerin isimleri verildi. Kongrenin kapanışında çeşitli üniversitelerin Türkiyat Enstitüsü yetkilileri bir araya gelerek, enstitülerin problemlerine ve çözümlerine ilişkin öneri sunacak.
“Türk Kültürüne İlgi Sürekli Artıyor”
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kongre Kültür Merkezi’nde yapılan kongre, 11 Kasım’daki oturumlarla başladı. Açılış töreninde konuşan İÜ Türkiyat Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Azmi Bilgin, kongre nedeniyle yurtiçindeki birçok değerli bilim insanını bir araya getirdiklerini söyledi.
Prof. Dr. Bilgin, kongrede Türk dili ve edebiyatı, tarihi ve kültürü üzerine ortaya konacak bilimsel görüşlerin Türkiyat araştırmalarına büyük katkı sağlayacağını belirterek, “Uzun yıllar kültür mirasını tanımaya ve tanıtmaya çalıştık, buna da devam edeceğiz. Türk kültürünün farklı alanlarına duyulan ilgi, gün geçtikçe artıyor. Kongrede 117 bildiri sunulacak olup 59’u Türk Dili ve Edebiyatı alanında, 50’si Türk tarihi, 4’ü Türk sanatı, 4’ü de Türk musikisi alanında olacaktır” bilgisini verdi.
“Türkiyat, Üniversitenin Türk Kültürüne Yaptığı Katkının Yansımasıdır”
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Ak, Türkiyat Enstitüsü’nün, İstanbul Üniversitesi’nin Türk kültürüne yaptığı katkının bir yansıması olduğunu ifade ederek, “Türkiyat Enstitüsü, yükseköğretimin de hedefleri arasında olan uluslarasılaşma gayretinin uygulandığı Avrasya Enstitüsü gibi değerli bir birimimizdir. Yükseköğretimimizin kapasitesinin kitle eğitimine cevap verecek şekilde arttığını görmekteyiz” ifadelerini kullandı.
“Kültürü Tanıtmada Görev, Bilim İnsanlarının”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen, gazetecilik yaparken kullandığı bir deyimi hatırlatarak, kültürün yangında ilk feda edilecek değil, ilk önce kurtarılacaklar arasına almak gerektiğine dikkati çekti.
“İstanbul, ‘dünya kongre merkezi’ olma yolunda ciddi bir mesafe kat etti ve bu açından ciddi bir yer edindi. İstanbul, önemli kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapıyor” diyen Şen, kentin kültürünün geniş kitlelerce tanınması, bilinmesi ve belgelerle ortaya konulmasında görevin bilim insanlarına düştüğünü aktardı.
“Dünya’nın Her Yerinde Türk’e Rastlamak Mümkün”
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Türklüğün gurur ve şuurunu yaşamaya, bunu gelecek nesillere aktarma ülküsüne sahip biri olarak bu kongrede yer almanın kendisi için gurur vesilesi olduğunu kaydetti.
Türklerin Milat’tan Önce 6. Yüzyıllara dayanan bir tarihten geldiğini anımsatan Destici, Türklerin ilk yurtları Altay-Tanrı dağlarından göç ederek dünyanın dört bir köşesine yayıldıklarını hatırlattı. Dünyanın her yerinde bir Türk’e rastlamanın mümkün olduğunu, Türk dilini de her yerde görebildiklerini vurgulayan Destici, geçmişte bu kongreye benzer bazı kurultayların yapıldığını ancak bunlara ara verildiğini dile getirdi.
Destici, Şırnak Belediyesi’nin kentteki bazı sokak, cadde ve meydan isimlerini Kürtçeleştirmesini eleştirerek, şunları söyledi:
“Dünyanın birçok ülkesine gidiyoruz. Hiçbir egemen devlet, kendi sınırları içinde, yabancı yer isimlerine müsaade etmiyor. Kosova ve Makedonya gibi birçok farklı milletten oluşan devletler bile yer isimlerini, orada hâkim olan dille yazıyor. Hemen sınırımızın ötesine geçin; Gümülcine, İskeçe tabelasını göremezsiniz ama ne hazindir ki; ülkemizde, Şırnak Belediyesi, bırakın mahalleyi, cadde-sokak isimlerinin değiştirilmesi ve Türkçe’den Kürtçe’ye çevrilmesi kararını alıyor… Türk toplumundan ve Türk devletinden buna bir tepki yok.”
Yazar İskender Pala, 90 yıl önce Türkiyat Enstitüsü’nü kuranların, Türk dili, sanatı ve kültürüne gelecek biçmek amacıyla kurduğunu belirterek, bu amacı güdenlerin, geçmişe dair eserlerin değerlendirilerek gelecekte yararlanılmasını hayal ettiklerine değindi. “Kitaplar, bilimsel bildiriler hazırladık ve onları üst üste koyduk, istifledik…” diyen Pala, geçmişe dair öğrenilenlerden ilham alan yeni eserler üretme noktasında eksik kalındığını kaydetti.
Açılış törenine, İÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Özkan, Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçalin ve akademisyenler katıldı. Konuşmaların ardından bazı akademisyen ve konuklara hediye verildi.