AJANS ÜNİVERSİTE- Ozan ÖZEN, Gülçin CEYLAN
Anma programının ikinci oturumunda “21.Yüzyılda Küreselleşme” konusu işlendi. Oturuma İÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İrfan Çiftçi başkanlık yaptı. Oturumda İÜ öğrencisi Deniz İstikbal, Galatasaray Üniversitesi öğrencisi Bahadır Sungur ve Fatih Üniversitesi öğrencisi Asena Kuyumcu konuşmacı olarak yer aldı.
Oturum başkanı Yrd. Doç. Dr. Çiftçi gençlerin konu hakkındaki düşüncelerini merak ettiğini ifade etti ve bu tarz konularda gençlerin daima yanında olacağını belirtti. Kısaca küreselleşme konusuna da değinen Yrd. Doç. Dr. Çifçi, Küreselleşme nedir sorusunun asıl cevabının Prenses Diana’nın ölümü olduğunu söyledi.
Oturumda ilk söz hakkını alan konuşmacı Bahadır Sungur “ Küreselleşme Sonrası Demokrasi Denemeleri” adlı konuşmasında ilk olarak küreselleşme ve demokrasi kavramlarını açıkladı ve küreselleşmeyi asıl ortaya çıkaran unsurun özel teşebbüs olduğunu iddia etti. Sungur, ‘’ Önemli gelişmeler devletin merkezileşmesinde önemli bir rol oynar. Küreselleşme demokraside bir katalizör görevi görebilir. Demokraside asıl mesele iç dinamiklerin olgunlaşmasıdır ’’ şeklinde konuştu.
İkinci konuşmacı olan Asena Kuyumcu ‘’ Yükselen İslam Karşıtlığı (İslamafobi)’’ konusunda söz aldı. Kuyumcu, genel olarak İslamafobinin İslam’a duyulan nefret ve korku olduğunu tanımladı. İslamafobinin 11 Eylül olaylarından sonra oldukça arttığını vurgulayan Kuyumcu şunları söyledi: ‘’Kavram ilk olarak 1996’da İngiltere’de ortaya çıktı. Avrupa’da İslamafobi son yıllarda arttı ve İslam dini barbar bir din olarak nitelendirilerek, terörizm ile eş tutuldu.’’
Oturumun son konuşmacısı Deniz İstikbal “Küreselleşen Dünyada Ekonomi Gelişmeleri” adlı konuşmasında, dünya ekonomisindeki gelir dengesindeki sınırların arasının son 50 yılda bir hayli arttığını kaydederek şunları belirtti: “Değişen ve gelişen koşullarda devletler ortak bir politika yürütmeli, yoksulluk ve zenginlik arasında fark fazla açılmamalı.”
Üçüncü oturumda “ Yeni Dünya Düzeninde Avrasya” konusu ele alındı. Oturum Yöneticisi Prof. Dr. M.Hakkı Caşın önemli bilgiler sundu. Soğuk Savaş sonrasında güç dengelerinin değiştiğini belirten Caşın, günümüz Avrasya’sında Çin’in önemli roller oynamaya başladığını iddia etti. Batı’nın yeni bir oyun oynadığını da söyleyen Prof. Dr. Caşın son olarak Kıbrıs meselesine değindi. Caşın “ Kıbrıs meselesi bizim başımızı bir müddet daha ağrıtabilir” diyerek konuşmasını sonlandı.
Oturum başkanından sonra konuşan Koç Üniversitesi öğrenci Gökhan Karabulut ve Sabancı Üniversitesi öğrencisi Kaan Özgüney “Rusya Eksenli Avrasya Analizi” adlı sunumlarını yaptılar.
Rusya ve Baltık ülkeleri arasındaki ilişkiyi aktaran Özgüney, Rusya’daki komünist düzen dağıldıktan sonra Rusya’nın kendi kabuğuna çekildiği ve komünist sistemden sonra Rusya’nın ekonomik sisteme entegresini sağlayamadığını belirtti.
Ekonomik analiz yapan Karabulut, “ Kriz fırsata dönüşebilir ilk önce güçlü ekonomi, sonrasında iyi bir iç ve dış politika olmalı. Dünyadaki güç dengesinin eşitlenmesi için Rusya’nın uğraşları oldu“ diye konuştu.
Son konuşmacı olan Nuray Güldal ise “ Çin Eksenli Avrasya Analizi” yaparak “ Avrasya Avrupa Yarımadası ve Asya’nın birleşiminden oluşur. 1994 yılında ilk olarak Nur Sultan Nazarbayer tarafından ortaya atılmıştır. Rusya ekonomik açıdan Çin ile ekonomik işbirliği yapmıştır. Çin için enerji tedarikinde çeşitlilik büyük önem taşımaktadır” dedi.
