Suçluyuz çünkü moto-kuryeyiz

AJANS ÜNİVERSİTE-Hamza AKTAY

 

İstanbul’un her yerinde uçsuz bucaksız trafiğin arasında bir oraya bir buraya savrulup gaza basıyorlar. Tek amaçları var farkedilmek ve paralarını kazanmak, tek şikâyetleri var trafiğe sadece büyük otomobillerin sahip olmadığı. Kızdığımız bağırdığımız motosikletli kuryeler, acıktığımızda yemeğimizi, hastalandığımızda ilaçlarımızı, gerektiğinde evraklarımızı getiren kişilerle aynı olmasına rağmen bu durumun farkında olmadan onlara ikinci sınıf muamelesi yapmaya devam ediyoruz.

 

 “Motosiklet sigara gibidir, bir kere başladın mı daha da bırakamazsınız”

13 yıldır profesyonel olarak motosikletli kuryelik yapan Mevlüt Sağlam mesleği seçmesindeki en büyük nedenin bu mesleği babasının da yapmış olmasına bağlıyor. Babasının motosikletini küçük yaşlardan itibaren kullanan Sağlam liseyi bitirdikten hemen sonra ehliyetini alarak pizza, döner, fotoğraf, evrak vs. gibi işlerle motosikletli kuryelik hayatına adım atıyor.  Aynı zamanda açık öğretim okuduğunu ve işaret dili eğitimi aldığını belirten Sağlam durumu şöyle özetliyor : “Motosiklete bağlanmak tıpkı sigara gibidir, bir kere denediniz mi bir daha bırakamıyorsunuz. Motosiklet kullanmayı o kadar çok sevdim ki lise biter bitmez ehliyetimi alıp bu mesleğe başladım. Tabi sonradan anladım ki hiç bir şey dışarıdan göründüğü gibi değilmiş. Motosiklet ile gezmekle bunu iş olarak yapmak çok farklı.

 

 

 Devlet tarafından kesinlikle tanınmıyoruz”

Devlet tarafından kesinlikle tanınmadıklarını, yıllardır böyle bir iş kolu olmasına rağmen ilk defa bu sene meslek kodu verildiğini vurgulayan Sağlam sözlerine şöyle devam etti : “Ülkemizde motosiklet bilinci henüz yerleşmediği için ve bunun eğitimi hiç bir yerde verilmediği için insanlar motosikletin trafikteki varlığından haberdar değil. Sol şeritten gitsek hızlı gitmek zorundayız ve bu diğer sürücülerde bir egoya neden oluyor. Bu sefer bizle yarışmaya başlıyorlar. Sağ şeritten gitsek bu sefer de dibimize kadar yaklaşıp yol istiyorlar. Sağ şeritten başka daha nereye kaçabiliriz henüz bulabilmiş değiliz. Kısacası İnsanlar geçiş üstünlüğünün aracın boyutuyla alakalı olduğuna inanıyorlar. Park konusunda bile sıkıntımız var. Şimdi diyeceksiniz ki küçücük motorun park sorunumu olur. Arabalar için düşünülen park yerleri bizim için asla düşünülmüyor. Yol kenarına park etsek bir araç yanaşıp sen çekte ben park edeyim deme rahatlığını gösterebiliyor. Kaldırıma park etsek hem yayalar ile sıkıntı yaşıyoruz hem de ceza yiyoruz.

 

Bizi sıkıştırıp yol vermeyenler, ihtiyaçlarını karşıladığımız kişiler”

En önemli sorunlarımızdan bir tanesi de yollardaki tehlikeler. Açık olan mazgallar, özellikle kış aylarında yağmur suyuyla dolarak görünmez hale gelen çukurlar, önümüzdeki araçtan atılan sigara izmariti, pet şişeler, kola kutuları, çöp kamyonlarının akıttığı yağlar, çöpler, bunların hepsi ayrı ayrı kaza sebebimiz. Bu saydıklarım yüzünden birçok arkadaşımızı kaybettik maalesef. Belediyelerimizin, yayalar düşmesin diye kaldırımdaki karları kazıyıp yola serpmesi bile bizim ölüm sebebimiz oluyor. Kaza yaptığımız da gittiğimiz hastanedeki doktor bile yine mi siz bıktım bu motorculardan deme rahatlığını gösterebiliyor. Kısacası trafikte tamamen ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyoruz.

Yolda bizi sıkıştırıp yol vermeyenler, hızlı gidiyorsunuz diyenler, kaldırıma çıkıyorsunuz diyenler, arkamızdan bağırıp hakaret edenler ile acıktığında yemeğinin hemen gelmesini isteyenler, hastalandığında ilacının hemen isteyenler, geç kaldığımızda ise bir sürü laf söyleyenler hep aynı kişiler aslında. 30 dakikada kapınızda kampanyasının saçmalığından bahsetmeyeceğim bile.

 

“İnsanların gözünde hırsız, sürekli insanlara rahatsızlık veren, cahil çocuklarız.”

Motosiklete hala şeytan icadı gözüyle bakan bir ülkede yaşadıklarını tabi ki bunun birçok sıkıntısı olduğunu ve durumun yaşanmasında Amerikan filmleriyle gördükleri elleri zincirli motosiklet çetelerinden kaynakladığını hatırlatan Sağlam hala daha insanların bu duyguyu silemediklerinden şikâyetçi. Bu durumun birazda Medyadan kaynaklandığını söyleyen Sağlam “Medyada bile sürekli kapkaççı, sapık motorcu haberleri yapılıyor. Görsele de kasklı bir motorcu görüntüsü koyuyorlar bu bile insanları etkiliyor. Siparişlerini götürdüğümüz insanların çoğu selamımızı bile almıyorlar. Tabi bu söylediklerimde bizim içimizde ki kendini bilmez motorcuların da etkisi var. Ama insanlar doğasından dolayı 100 tane iyinin içinde 5 tane kötüye odaklanır” dedi.

 

 

 

Şartlardan dolayı serseri moto-kurye oluyoruz

Bir insana gerekli eğitimi vermezseniz, iş vermezseniz, aş vermezseniz o kişi muhtemelen hırsız olur. Siz moto-kuryeye yol hakkı tanımazsanız, her yerde sıkıştırırsanız, siparişi geç götürdün diye işten atarsanız ya da siparişimi geç getirdin diye fırça atarsanız, o moto kurye de kaldırımı kullanır ve adı serseri olur. Bunun doğru olduğunu savunmuyorum tabi ki ama insanları bazı şeyleri yapmaya zorluyorlar. Şimdi önüne biri atladığında umursamadığınız için o kornayı duymazsanız bir daha ki sefere moto kuryede daha çok bağıran bir korna takar ve serseri olur. Size çarpan taksinin sürücü kafasını camdan çıkarıp – ne olacak birader araba mısın sanki? Diyorsa (bu olayı şahsen yaşadım) bir müddet sonra serseriliğe bağlıyorsunuz. Bu ülkede gerekli eğitim gerekli yaşta verilmedikçe bu böyle olmaya devam edecektir. Siz o adama sekiz adet dubanın arasından geçebildi diye ehliyet veriyorsanız o motosiklet kullanıcısından fazla da bir şey beklemeyeceksiniz aslında.

 

Fark edilmek ve ekmeğimizi kazanmak istiyoruz

13 yıllık tecrübelerine dayanarak kaza yapmadım diyen bir motosiklet sürücüsünün muhtemelen yalan söylediğini ifade eden Mevlüt Sağlam sözlerini şöyle noktaladı “Bu ülkede motosiklet kullanıpta kaza yapmamak çok zor. Bizim kazalarımızın çoğu bizi görmedikleri için önümüze kıran araçlar yüzünden gerçekleşiyor. Tabi bir de trafiğin ortasında kapısını açan araçlar var. Benim de tabi ki birçok kazam oldu. Koruma ekipmanlarım tam olduğu için çok şükür ciddi hasarlar almadım. Motosiklet kullanıcıları olarak çok kaza yapmamıza rağmen hepsine trafik ekibi çağırmayız. Büyük bir kaza olmadığı sürece genelde aramızda anlaşırız. Hatırlayabildiğim kadarıyla tutanaklara geçen 5 kazam oldu ve hiç bir kazam da hatalı ben değildim. Kazalarımın 4’ünde 8/8 karşı taraf hatalıydı. Sadece birinde 8/2 hatalıydım. Son olarak biz motosikletli kuryeler olarak tek derdimiz biraz daha fark edilmek ve ekmeğimizi kazanmak. Umarım ilerleyen yıllarda bu meslekte, insanlar ve yetkililer tarafından hak ettiği saygıyı görür. Gencecik ve eğitimsiz kardeşlerimiz yollar da bir hiç uğruna canlarını vermezler.

 

Suçluyuz çünkü moto-kuryeyiz” konusunda Bir Fikir

  1. Mesela bugün sakarya’da başıma geldi katlı pazar yeri’nde trafik çok yoğun oluyor araç park edilmeyecek yerde park etmiş bende bi boşluk’tan geçip gideceğim park edilmeyecek yerden kendi kafasına göre sinyal bile vermeden sola direksiyonunu kırdı burun buruna geldik bana 5cm lik bi yer bıraksa geçip gideceğim trafik’te rahatlayacak adamla tartıştım bir kaç haydar adam hastahanelık oldu bu mudur yani hem suçlu hem güçlü ne gerek var bana 5cm lik yer bırak hem trafik aksın hemde haydar’i yeme evine rahat git ve rahat uyu bunun gibi ve bayan şoförleri trafikten men edilmesini rica ediyorum.

  2. Öncelikle bu çalışmanızdan dolayı teşekkürü ediyorum. Gereken herşeyi mevlüt bey söylemiş , alkışlıyorum.

Yorumlar Kapalı