AJANS ÜNİVERSİTE- Beste BUDAN, Caner ERDOĞAN
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen workshop, Samet Ensar Sarı’nın sunumunun ardından İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Sinema Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgü Yolcu’nun yönettiği soru cevap kısmı ile devam etti.
Yaklaşık 8 yıldır üniversitelerde çeşitli sunumlar yaptığını ve öğrencilere yeni şeyler katmaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Sarı, İstanbul Üniversitesi’ne geldiği için de çok mutlu ve heyecanlı olduğunu söyledi. Sarı, “İletişim dünyasının globalleştiği, her şeye erişebildiğimiz bir dünyadayız, artık dünyadaki herhangi bir olay Türkiye’de de gündem olabiliyor. Bunun farkına varıp adımlarımızı ona göre atmalıyız” diye konuştu.
Endüstri Mühendisliği eğitimi aldığını ancak kendisini geliştirerek iletişim dünyasına yöneldiğine değinen Sarı, “Hayat iniş çıkışlarla dolu, yaptığımız ilk işlerde başarısız olmanız çok doğal. Ben de ilk yapmaya çalıştığım girişimcilik işinde başarısız oldum. Daha sonra ekibimle birlikte ilk sosyal medya ajansını kurma fikrini düşündük. Sosyal medyada markaların var olması; çağın gereksinimi ve markaların ihtiyacı olan bir şeydi. Sosyal mecraların daha bilinmediği zamanlarda, büyük şirketlerle görüşerek büyük markaları sosyal medya ile tanıştırdık” dedi.
Sarı, sosyal medyanın işlevselliğini şu örnekle anlattı: “New York’ta 1886 yılında kurulan Barnes&Noble Booksellers yıllardır bulunduğu konumdaki kitapevini kapatmak zorunda kaldı. Kapanan aynı konuma Amazonbooks açıldı. Amazonbooks, müşterisini iyi analiz eden, bilgi ve veri bağlantılarını iyi kurabilen, günümüz teknolojilerini değerlendirebilen bir şirket. Elde ettiği müşteri profillerini iyi değerlendiriyor. Bu sayede müşterilerin neyi talep ettiğini hesap ederek onların istekleri doğrultusunda ürünler sunuyor. Barnes&Noble Booksellers’in çağın gereksinimi olan sosyal mecradan uzak kalarak kapanmasına karşın Amazonbooks’un ise sosyal mecrayı bir fırsata çevirdiğini görürüz.”
Her şeyin çok hızlı değişip geliştiğine vurgu yapan Sarı, “İletişimci olarak teknolojik her gelişmeyi çok yakından takip etmeniz gerekiyor. Çok uç görünen teknolojik gelişmeleri işlevli hale getirebilmek için neler yapabileceğimizi düşünmemiz gerekiyor” diye konuştu.
“Müşterilerin Bilincinde Yaratılan Algıları Yönetmemiz Gerekiyor”
Günümüzün müşteri profilini ve müşteriye ürünü sunabilmenin yolunu Sarı, şöyle aktardı: “Artık zaman kaybetmek istemeyen çok hızlı karar veren müşteri profili ile karşı karşıyayız. Eskiden olan marka bağımlılığı artık müşterilerde görülmüyor. Bu sebepten de müşteriye, markayı sosyal mecrada çok hızlı sunmamız gerekiyor. Müşterilerin bilincinde yaratılan algıları yönetmemiz gerekiyor.”
“İnsanlar Hızla Tüketmek İstiyor”
Sarı, “İnsanların hızlı tüketmek isteği ve severek izlediği yemek videosunu bolca izlemesi bir araya getirilerek, kısa yemek videoları ortaya çıktı. Birkaç saatte yapabileceğimiz yemek tariflerini birkaç dakikalık videolarla anlatılmaya başlandı. Bu tip girişimler bizim algımızla oynamaya da başladıysa da çok sevildi ve çeşitli platformlar tarafından yapılmaya başlandı ”dedi.
“Basit Anlatımı Her Zaman Öne Çıkarın”
Hızlı tüketimin basit anlatımı da öne çıkardığını belirten Sarı, “Yapacağınız işi daha iyi yapacağınızı düşünerek daha karmaşık hale getirmeyin. Basit ancak etkileyici fikirlerin peşinden gidin” şeklinde konuştu. Samet Ensar Sarı’nın sunumunun ardından Doç. Dr. Yolcu’nun yönettiği soru cevap bölümü ile devam eden workshop, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ergün Yolcu’nun, Samet Ensar Sarı’ya Teşekkür Belgesi ve kristal İstanbul Üniversitesi kapısının takdimi ile son buldu.
