Sokak Müziğinin Mistik Tınısı Koptu Kervan

 

AJANS ÜNİVERSİTE-Osman Demirkıran

 

Günümüzdeki birçok müzik grubunun aksine öyle bir grup var ki, diğerlerinden ayrılıyor.1996 yılında kurulan Koptu Kervan grubunun çok ilginç bir yönü var.Grup popüler kültüre olan eleştirel duruşu ile kendi hayran kitlesini oluşturdu.Grubun vokalisti Ömer Çakıroğlu ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

 

Bizi bir Araya  Getiren İnsanları Gönülden Yakalama Arzumuzdur

 

Bu farklı grubun üyelerinin bir araya gelme hikayesi ise ortak bir amaca dayanıyor. İnsanlara bir şeyler anlatmaya çalıştıklarını söyleyen Çakıroğlu, düşüncelerini şu cümlelerle ifade etti:  ” Koptu Kervan’la  6 yıl önce tanıştım ve oraya dahil olduktan sonra uzun süre kesintisiz müzik yaptık. Genelde yaptığım besteleri kullandık. Koptu Kervan,  yaptığımız bu kompozisyonlarla kendi tavrını kazandı. Koptu Kervan adı ve grubu, benden çok çok önce vardı ama Koptu Kervan’ın şu anda konuşuluyor olması, başlangıçtaki müzisyenlere başka müzisyenlerin katılmasıyla yakaladığı ruhtur. Selda Özdemir, Tuncay Korkmaz ve ben dâhil olabilirim. Koptu Kervan bu ilavelerle müzikal anlamda kendini tamamlamıştır.’’

 

Grubun şu an aktif müzik yapmadığını dile getiren Çakıroğlu, ” Tolga ve ben, yeni bir grup kurduk. Selda, Fethiye’de bir köyde yaşıyor. Tuncay, Bodrum’da bir köyde yaşıyor. Vasilie, Yunanistan’da; Timur ise Brezilya’daydı en son. Herkes bir şekilde yaşamını idame ettiriyor. Grup olarak sisteme dâhil olmamaya çalıştık. Ancak birkaçımız ister istemez bu sisteme dâhil oldu.’’dedi.

 

Popüler Kültüre Karşı Bir Tavır Sergiledik

 

Popüler kültüre karşı eleştirel bir duruş sergileyen Koptu Kervan grubunun vokalisti Ömer Çakıroğlu, “Biz popüler kültüre ayak uydurmak istemeyen bir gruptuk.’’ dedi ve cümlelerine şu ifadelerle devam etti: “2007’de Büyükada’da müzik yaparken 1 saatlik performansla 1500 cd sattığımızı hatırlıyorum. Ondan sonra birkaç şov programında; örneğin Beyaz Şov, Zaga ve benzeri programlardan teklif aldık ve çok uçuk paralar teklif edilmesine rağmen bu tarz programlara çıkmadık.”

 

Sokağı Hissetmek Lazım

 

Sokak müziğinin kendisi için neler ifade ettiğini anlatan Çakıroğlu şu ifadelere yer verdi: ” Sokak çok karışık. İnan çok karışık. Sokağı hissetmek lazım anlaman için. Şimdi daha naif müzik yapıyoruz. Sokakta bağırmak zorunda olduğunuz için o kulağa hoş gelen nüansları ister istemez kaybediyorsunuz. Sokakta müzik yapmak, bağırarak konuşmak gibi bir şey. Zor, bağırmak zorundasın. Uzun bir süre sokak müzisyenliği yaptığımdan dolayı sokağa daha temkinli daha mesafeli yaklaşıyorum. Şu anda da sokakta çalabilirim ancak o enerjiyi artık kendimde bulamıyorum. Sokak,  insanı ciddi anlamda yoruyor.’’

 

 

Müziğe İlgim Son Durak’ta Başladı

 

1981 yılında Trabzon’da doğan Ömer Çakıroğlu , müziğe başlamasının hikayesini şu cümleleriyle anlattı: ‘’Müzik çocukluktan beri hep vardı. Ancak gerçek ve doğru müziğe ulaşmamda Merkezefendili Tevfik Ceyhan Dede’nin etkisi çok fazla. Kendisi eski bir müzisyen. Eyyubi Ali Rıza Şengen ve Neho Yancıyan’dan müziği meşk etmiş bir müzisyendir. Ben de kendisiyle Merkezefendi’de Son Durak adında bir kahvede tanışmıştım. Küçük küçük kahve köşesinde bize müziği aşılamış bir insandır. Klasik müzik öğrenmeye başladım orada.  Daha sonra Salih Bilgin’den ders aldım. Merkezefendili benim müziğe başlama noktamdır. Pirdir, bana çok şey öğretmiştir. Ancak bana ney üflemeyi tam manasıyla öğreten Salih Bilgin hocamdır.’’

 

Burası Gönül Bağına Sahip Bir Semai Kahvehanesi

 

Üsküdar’daki Ahenk Semai Kahvehanesi’nin Koptu Kervan ve birçok müzisyen için ayrı bir öneme sahip. Çakıroğlu Semai Kahvehanesi’ ni şöyle anlatıyor: “Evimizden çok burada vakit geçirdiğimiz için rahat nefes alabileceğimiz bir mekân yaratmaya çalıştık. Burayı, eşimle beraber dekore ettik. Keyif alabileceğimiz bir mekân yaptık kendimize. Buraya genelde konservatuar talebeleri, devlet sanatçıları ve edebiyatçılar geliyor. Birçok müzisyenin, gün içinde gelip çay içtiği, gönül sohbetlerinin yapıldığı, akşam saatlerinde müzisyen arkadaşların enstrümanlarını çıkarıp fasıl yaptığı bir mekân. . Kahveler pişiriliyor, her tarafta kahve kokusu, ortada çıraklar, müzisyenler, kanarya sesleri, semai kahvehanesinin olamazsa olmazı.’’

 

Son dönemdeki projelerinden bahseden Çakıroğlu, ” Semai kahvehaneleriyle ilgili bir çalışmam var. İnşallah yakın zamanda yayınlanacak. Kalenderi grubumuz var. Koptu Kervan’dan kopmuş bir grup. Kervan’dan Tolga ve ben varız. Albümümüz, Etnika Yapım altında 2 hafta içerisinde yayınlanacak. İki albümümüze başladık.’’diyerek sözlerine son verdi.