“Sessizliğin Sesi” Sergisi Açıldı

AJANS ÜNİVERSİTE- Tuğçe AYÇİN, Hande Nur OCAK

İÜ Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu’nda Seramik Cam ve Çinicilik Programı kapsamında dersler veren Aydan Birdevrim; eserlerini “Sessizliğin Sesi” adını verdiği sergisinde sanatseverlerle buluşturdu.

Hem akademisyen hem de sanatçı kimliği ile çalışmalarını sürdüren Öğr. Gör. Birdevrim, yapıtlarında gelenekselden yola çıkarak yeni formlar ortaya koymaya çalıştığını ve Anadolu insanının iç güzelliğini yansıtmayı hedeflediğini aktardı. “Baktığınız zaman her biri bir zanaat eseri olsa bile benim gözümde hepsi bir sanat eseri” diyerek her bir yapıtının arka planında bir felsefe olduğunu vurgulayan Öğr. Gör. Birdevrim, özellikle çamurun doğanın bir parçası olduğunu ve insanın ona temas ederek içindeki çocuğa ulaşabilme şansı yakaladığını söyledi. Eserlerini ortaya koyarken malzemenin her çeşidini kullanmayı sevdiğini kaydeden Öğr. Gör. Birdevrim, “Çamur bana daha yakın fakat kullandığım malzeme bazen bir tel, bazen ahşap, hatta bir çöp bile olabiliyor” dedi.

Sessizliğin Sesi: Kadının Var Olma Çabası

Anadolu kapı tokmaklarının kendisi için çok özel bir yerde olduğunu ve ilgisini cezbeden unsurlar arasında ilk sırada yer aldığını bildiren Öğr. Gör. Birdevrim, ortaya koyduğu kapı tokmaklarının genelde görsellik anlamında beğenildiğini söylerken, arka planlarında çok daha derin mesajlar ve anlamlar içeriyor olmasının önemini vurguladı. “Şu an medeniyetin içerisindeyiz. Elektrikle birlikte hayatımıza ziller girdi ve kapı tokmakları unutuldu” sözleriyle kapı tokmaklarını yaşatmayı ve gelecek nesillere tanıtmayı hedeflediğini aktaran Öğr. Gör. Birdevrim, bu geleneksel unsurları heykel formuna dönüştürerek evlerin içerisine sokabilmeyi amaçladığını bildirdi. İçerideki kişiye sesini duyurabilmenin ve “ben buradayım” diyebilmenin en önemli vasıtalarından birisi olan kapı tokmaklarının, zamanla kadının sesini duyurabilmesi metaforuna dönüştüğünü kaydeden Öğr. Gör. Birdevrim, “İster okumuş olalım, ister olmayalım; ister Anadolu’da yaşayalım, ister İstanbul’un göbeğinde, kadın olarak hep bir var olma çabası içerisindeyiz ve ben bir sanatçı olarak bunu vurgulamak istedim” dedi.

“Gençlerden Aldığınız Enerji Tekrar Yapıtlarınıza Yansıyor”

Akademisyenliğinin yanı sıra atölye çalışmaları da yapan bir sanatçı olarak; gençlerle bir arada olmanın kendisine çok şey kattığını ifade eden Öğr. Gör. Birdevrim, “Gençlere bir şeyler öğretirken devamlı kendinizi yenilemek zorundasınız, bu durum gelişmenizi sağlıyor ve aldığınız enerji tekrar yapıtlarınıza yansıyor” diyerek donanımlı şekilde gelişen insanlar yetiştirmekten duyduğu hazzı dile getirdi. Bu alana ilgi duyan gençlerin, bu işi gerçekten seviyorlarsa okumaları gerektiğini vurgularken “Her meslekte olduğu gibi bu meslekte de katlanılması gereken çeşitli zorluklar var; çalışmalarınızı gerçekleştirirken hem hamalsınız, hem mühendissiniz, hem sanatçısınız, hem de inşaatçısınız” ifadelerine yer verdi.

Öte yandan İÜ El Sanatları Bölümü ile birlikte kendi atölyesinde de çok yoğun bir çalışma temposu içerisinde olduğunu söyleyen Öğr. Gör. Birdevrim, iki alanda birden faaliyet göstermenin zorluklarını “Bir taraftan okula gitmek, derse girmek zorundayım; diğer taraftan atölyemden ayrı kalmamalıyım; bu noktada zaman sınırsız olmalı” sözleriyle ortaya koydu.

“Yurtdışında da İlgi Görüyoruz”

Hem yurtiçinde hem de yurtdışında sergileri bulunan ve katıldığı fuarlarda çalışmalarıyla alakalı çok güzel geri dönüşler aldığını aktaran Öğr. Gör. Birdevrim, özellikle yurtdışındaki sergilerinde yaptığı işlere çok farklı gözlerle bakıldığını ifade etti. Yapıtlarının hepsinin bir anlatımının, bir dilinin ve bir alt yapısının olduğunun altını çizerek “Kendimizden bir parçayı, Anadolu’dan bir parçayı oraya taşıdığımız zaman, kendilerinde olmayanı bizde görüyorlar ve bu çok ilgilerini çekiyor” dedi.

Bir Geleneğin Temsilcisi Olarak Barış Ağacı

Bir dönem İstanbul Üniversitesi’nde Çini Bölümü Başkanlığı yaptığını ve bu süreç içerisinde geleneksel çini anlayışının ötesinde çağdaş formlar üzerinde yapıtlar ortaya koyduğunu anlatan Öğr. Gör.  Birdevrim, “Desenlerin asla bozulmamasından yanayım, öğrencilerime de bunu vurguluyorum, nakkaşların yaptıkları desenlerin üzerine minik bir çizik bile atsanız hatadır diye düşünüyorum” dedi. Bunun yanı sıra projelerinde çiniyi tanıtma gayretini, İÜ Avcılar Yerleşkesi’nin bahçesinde yer alan ve öğrenciler tarafından yapılan Barış Ağacı’nı vurgulayarak ifade etti. Öğr. Gör. Birdevrim, hem Türkiye’de hem de Almanya’da yapılan, 5 metre boyundaki Barış Ağacı için “Ağacın üzerinde tüm dilekleri anlatan çini parçaları var, öğrencilerimiz bu ağaca barışla ilgili kendi dileklerini yazıyorlar” şeklinde konuştu. Çiniyi modern tarzda tanıtma gayreti içerisinde olduğunu belirten Öğr. Gör. Birdevrim, “Barış Ağacı heykelinin bu formda seçilmesindeki sebep; barış ve hoşgörü ile çeşitli din, kültür ve toplulukları bir arada yaşatmayı başaran bir geleneğin temsilcisi olmasıdır” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.

10 Kasım’da açılışı gerçekleşen sergi 4 Aralık’a kadar kapılarını ziyaretçilerine açmaya devam edecek.