2 Eylül 2015 tarihinde 23.10 sıralarında Muş, Van, Erzincan, Erzurum, Malatya ve Diyarbakır’dan da çıplak gözle izlenilebilen meteor, atmosferde ışıklar saçarak Bingöl’ün Sarıçiçek köyü yakınlarına düştü. Bingöl’den Tuğçe ÖzdumanTÜBİTAK’ı arayıpTÜBİTAK Ulusal Gözlemevi’nde (TUG) görevli başuzman astronomlardan Murat Parmaksızoğlu’na bilgi verdi. Murat Parmaksızoğlu’nun Doç. Dr. Ozan Ünsalan’ı haberdar etmesinin ardındanDoç. Dr. Ünsalan, NASA-SETI enstitüsünden Astronom Dr. Peter Jenniskens’e köye düşen parçaların fotoğraflarını ve Sarıçiçek köyünden Nezir Ergün’ün sağladığı örnekleri gönderdi. Meteorun ender türlerden biri olma ihtimali üzerine hemen Türkiye’ye gelen Dr. Jenniskens, Doç. Dr. Ünsalan ve Bingöl Üniversitesi Fizik Bölüm Başkanı Prof. Dr. İskender Demirkol ile birlikte Sarıçiçek’te araştırma yaptı.
Doç. Dr. Ünsalan, düşen meteora ilişkin olarak şunları söyledi: “Sarıçiçek meteorunun atmosfere girerken NASA’nın uyduları tarafından da tespit edildiği ve meteorun (ana parça) çapının yaklaşık 50 cm büyüklüğünde olduğu, atmosferde yaklaşık 40 km’lik bir yükseklikte parçalandığı, oldukça eğimli bir şekilde düştüğü, parçalanma enerjisinin yaklaşık 0,13 kiloton civarında olduğu (Hiroşima’dan 100 kat daha küçük şiddette) ve bir HED (Howardite, Eucrite, Diogenite) alt sınıfına ait, Howardite türü bir Akondrit olduğu tespit edilmiştir. Olayla ilgili olarak başta Bingöl Emniyet Müdürlüğü’nün ve Bingöl Üniversitesi’nin olay saatindeki kamera kayıtları, (yaklaşık 250 kamera) ve aynı zamanda Muş Alparslan Üniversitesi güvenlik kamera kayıtları dikkatlice incelenmiş olup, gereken teknik analizler için veriler toplanmıştır. Yıldız arka plan görüntüleri, hem Bingöl Üniversitesi’nde hem de Muş Alparslan Üniversitesi Kampüsü’nde ilgili kameralar önünden tekrar pozlanmıştır. Bu çalışmalar meteorun yörüngesinin yeniden canlandırılması için yapılmıştır.”Sarıçiçek meteorunun yörüngesinin tayini ve saçılma alanının belirlenmesi, meteoritlerin yapısal ve spektroskopik analizlerinin belirlenmesi çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Doç. Dr. Ünsalan, tüm bu bilgiler bir araya geldikten ve sonuçlar alınmaya başladıkça bilgi vermeye devam edeceklerini söyledi.
Doç. Dr. Ünsalan ayrıca, ülkemizde de Meteor Bilimi alanındaki çalışmaların uzun yıllardır devam etmekte olduğu ve bu konuda kendilerinin de ekip olarak yürüttüğü “Türkiye Meteor Takip Sistemleri” projesinin (MFAG/113F035) mevcut olduğunu (www.turk-met.net) ve bu bilim dalının ülkemizde de hızla gelişmekte olduğunu kaydetti.
Meteorun İsmi: Sarıçiçek
Uluslararası Astronomi Birliği’nin isimlendirme ve sınıflandırma kurallarına göre düşen meteorlara, “uzayla dünya arasında bir iletişim aracı” atfıyla düştüğü yerin en yakınındaki postanenin ismi veriliyor.Bu kural Sarıçiçeklilerin isteği üzerine esnetilerek meteorun adı “Sarıçiçek”, araştırmaları yapan uluslararası konsorsiyumun adı da “Sarıçiçek Meteoridleri Konsorsiyumu” oldu.
NASA’nın ilk analizlerine göre 230 kiloluk ana kütleye ve 50 santimetrelik çapa sahip meteor, yeryüzüne 40 kilometre kadar yaklaştıktan sonra parçalandı.Saniyede 17.9 kilometre hızla dünyaya düşen parçalar “Howardite” minerali özelliği nedeniyle ender rastlanan meteor türlerinden biri.
Milyon Yıllık Evlilik Teklifi
Doç. Dr. Ünsalan’ın verdiği bilgiye göre meteor koleksiyonları bulunuyor. Kolye yaptırıp milyon yıllık bir taşla sevgilisine evlenme teklifi eden bile var.
Bilimsel araştırmalar için meteoridin yapısının bozulmaması amacıyla bu parçaların mümkün olduğu kadar minimum temas ile alüminyum folyolarla toplanması ve cam kavanozlarda saklanması gerekiyor.Dünyaya daha önce bu türde sadece 16 meteor düştü. 2013 Şubat’ında Rusya’ya düşen 20 metre çapındaki meteorun patlama değeri Sarıçiçek meteorundan biraz daha yüksekti.
Kaynak: www.haberturk.com (13 Kasım 2015)
İÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü