AJANS ÜNİVERSİTE- Devrim ÇIRPAN
Rodos ve İstanköy Türklüğünün sorunlarının tartışıldığı panele, Rodos ve İstanköy Türklerinin yanı sıra İstanbul Üniversitesi(İÜ) öğretim üyeleri de katıldı. İÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cezmi Eraslan panele moderatörlük yaptı.
Prof. Dr. Eraslan, “Rodos ve İstanköy Türklerinin sorunları mümkün olduğunca her platformda dile getirdiğim ve kamuoyunda canlı tutmaya çalıştığımız bir ortak problemimiz. Biz Atatürk İnkılap Tarihi Enstitüsü olarak bu gibi çalışmalara destek vermek amacıyla hocalarımızla buradayız. Tarihimizle barışma ve yeniden halleşme 1990 yılında Turgut Özal’ın bir işaretiyle başladı. Son büyük devletimiz altı asırlık Osmanlı’nın tarihte var olmasından sonra Cumhuriyet Döneminde pek ilgilenemediğimiz Rodos ve İstanköy Türklerinin sorunlarıyla bu panel vesilesiyle uzun uzun değineceğiz “diye konuştu.
Çalışmalarına doktora teziyle başladığı Rodos Adası hakkında araştırmalarını ve bilgilerini paylaşan İÜ Edebiyat Fakültesi Yakın Çağ Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Fuat Örenç, Rodos Adası hakkında çalışmalarının yirmi yıl sürüdüğünü ve hala çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.
“Sorunlar Türklerin İdaresinden Sonra Olmuştur”
Prof. Dr. Örenç, “Rodos Adası’na gitmiş birisi olarak karşımda Rodos Türklerinin oturması, benim içim heyecan verici bir durum. Sürekli olarak Rodos Adası’nı gerek yurtiçi gerek yurtdışına gidip topladığım, bulabildiğim bilgi ve belgeleri temin ettim. Osmanlı Dönemi için gerekli bilgi ve belgeye sahibim. Bu panelde ‘sorun’ tabiri var, 390 yıllık Rodos tarihini araştırdığımda sorun denen bir şey yok hatta bugünün dünyasında Rodos ödül alacak bir adadır. Rumların Ramazan ayında Müslümanları tebrik ederler, Yahudilerin bayramında hep beraber kutlarlar hatta Rumlar ve Yahudiler arasındaki sorunlarda Türklerin araya girip sorunları çözerlerdi. Son olarak Rodos Adası, huzur, mutluluk ve insanlara refah sağlayan bir adadır. Bir sorun varsa, bu sorun Türklerin idaresinden sonra olmuştur ”şeklinde konuştu.
“İstanköy Anadolu Sahillerine En Yakın Ada”
Geçmişten günümüze İstanköy Adası’ndaki Türklerin sosyal ve ekonomik varlığında meydana gelen değişiklikleri ana hatlarıyla özetleyen ve bilgiler veren İÜ Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Arş. Gör. Yakup Ahbap, “İstanköy Adası’nın coğrafi konum olarak Anadolu sahillerine en yakın adalardan biridir. Osmanlı Devleti Rodos Şövalyeleri’nden adayı fethettikten sonra adaya hızlı bir şekilde Türk yerleşimi başladı. Önceleri Türk nüfusu gönüllülerden oluşuyordu, gönüllüler adayı şenlendirdi ve Mora başta olmak üzere pek çok adadan bu adaya göçler başladı” şeklinde konuştu.
Rodos ve İstanköy Türklüğünün sorunlarını, var olma mücadelelerini, on yıl sonra Türklerin adalardaki varlıklarını kitaplardan okuyacağını dikkat çeken gazeteci Bahadır Selim Dilek, “Ülke olarak bu sorunlara dikkat çekmek için neler yapabiliriz bunları tartışmalıyız. Bu adalar için akademik çalışmalar, kitaplar, filmler ve belgesellerin binlerce olması lazımdı. Ege’de on iki ada var ve burada yaşayan Türkler var olma mücadelesi veriyor. Kendi adıma bu adalarda yaşayan Türklerin bu sıkıntıyı çekmesini istemiyorum ”diye konuştu.
Rodos ve İstanköy Adalarında yaşayan Türklerin örgütlenme olarak geç kaldığını vurgulayan Rodos, İstanköy ve Oniki Ada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, “Bu soruna geç kalmamız Türklüğün Rodos ve İstanköy Adalarında yok olmasına neden olabilir. Artık bir dernek kurduk, hep beraber bu örgütlenmeye sahip çıkmalıyız. Biz Türkiye’de ne kadar güçlenirsek Rodos ve İstanköy Adası’nda yaşayan Türkler de güç alacaktır” dedi.