Prof. Dr. Başkurt: “Eğitimde Güncel Gelişmeler Takip Edilmelidir”

AJANS ÜNİVERSİTE- Neslihan KALKAN, Tuğçe AYÇİN

Klasik eğitim, ülkemizin tarihi koşuları içerisinde ele alındığı zaman Osmanlı Devleti’ndeki dini eğitime dayalı sistemden, yakın geçmişimizdeki öğretmen merkezli eğitim anlayışına kadar uzanan bir süreç ortaya çıkmaktadır. Günümüzdeki okul öncesi ve ilkokul kademesine tekabül eden sübyan mekteplerinden itibaren, Tanzimat ve Islahat Fermanları ile ortaya çıkan batılı tarz eğitim sistemi ise bu sürecin unsurlarından bazılarıdır. İlkeleri vakıflar tarafından belirlenen ve bu sebeple birtakım belirsizlikleri beraberinde getiren Osmanlı’daki klasik eğitim anlayışı, 1924’teki Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim- öğretimin tek elde toplanması sonucuna ulaşmıştır. Bunun neticesinde karışıklıklar giderilmiş ve belli bir müfredat izlenebilmiştir. Bütün bu bilgiler ışığında klasik eğitimi tanımlayan İÜ HAYEF Dekanı Prof. Dr. İrfan Başkurt, sübyan mekteplerinden Tanzimat Dönemi’ne kadar olan kısım ile günümüz eğitim sitemini yorumladı.

1

“Aktif Öğrenciler Yetiştirmeliyiz”

Mevcut eğitim sistemini değerlendirirken hala öğretmen merkezli bir eğitim anlayışının hâkim olduğunu ifade eden Prof. Dr. Başkurt, “Son 10 yıl içerisinde birtakım değişiklikler ile öğrenci merkezli eğitim anlayışına geçilmeye çalışılsa da bunun tam anlamıyla sağlanabildiğini söylemek mümkün değil” dedi. Öğrenci merkezli eğitim anlayışının öğrenciye araştıran, bulan, ortaya koyan aktif birey olma özelliği sağladığını vurgularken “Bu sistem öğrencinin kapasitesini, yeteneklerini ve eğilimlerini ortaya çıkarma noktasında çok önemli” diye konuştu. Prof. Dr. Başkurt, teknolojik anlamda birçok gelişme olmasına rağmen öğretmen merkezli eğitim anlayışından kurtulamayışın sebebini “Ortaya koyulan yeni yöntem ve teknikler öğretmenler tarafından doğru şekilde uygulanamıyor. Verimli öğrenci yetiştirme konusunda öğretmenlerimizin en başta zihniyet anlamında değişiklik yapması gerekiyor” sözleriyle ortaya koydu.

2

 İdealist Öğretmenden Pragmatik Öğretmene Geçiş

Prof. Dr. İrfan Başkurt, öğretmen merkezli eğitim siteminin nasıl değişebileceğinden bahsederken şu ifadelere yer verdi: “Güncel gelişmeleri takip edemeyen, teknolojiye uyum sağlayamayan, kendini bu işe adapte edemeyen öğretmenlerin emekli olarak ayrılmaları gerekmektedir. Tam anlamıyla değişim ancak bu yolla mümkün olabilir.” Bu durumun yalnızca ülkemize özgü bir sorun olmadığını ve Avrupa’daki birçok modern okulda da hala teknolojiyi kullanım açısından yetersiz öğretmenlerin var olduğunu aktaran Prof. Dr. Başkurt, “Öğretmenlerde öğretmenlik aşkı olmadığı sürece, istediğiniz kadar teknik donanım sağlayın; fayda etmeyecektir” şeklinde konuştu.

3

 “Çocuklar Okula Başladıkları Andan İtibaren Takibe Alınmalı”

Ülkemizdeki sınav sistemine de değinen Prof. Dr. Başkurt, doğru olan sistemin sınavsız yürütülen ve öğrencilerin yeteneklerine göre eğitime tabi tutulduğu sistem olduğunu aktardı. “Öğrenciler okul öncesinden itibaren takibe alınmalılar. Sonra da başarı ve kabiliyetlerine göre kategorilere ayrılmalılar” şeklinde konuşan Prof. Dr. Başkurt, HAYEF bünyesinde gerçekleştirilen çalışmalardan da bahsetti. Gerçekleştirilen Öğretmen Yetiştirmede Değişim ve Dönüşümler Çalıştayı’nı değerlendiren Prof. Dr. Başkurt, “Çalıştayımıza YÖK’ten ve MEB’den de büyük bir katılım oldu. Öğretmen yetiştirmede ortaya çıkan sorunları ele aldığımız çok verimli bir çalışma gerçekleştirdik” dedi.  Gündemlerinde birçok proje daha olduğunu ifade eden Prof. Dr. Başkurt, “Akademisyenler, öğretmenler ve öğrenciler bir araya gelerek ders kitaplarını tartışacağız” ifadelerine yer verdi. Bir diğer projelerinde ise kadına yönelik şiddet üzerine çalışacaklarını kaydeden Prof. Dr. Başkurt, Mehmet Akif Ersoy’un “Çocuklara” adlı şiirinden yola çıkarak eğitim öğretimin incelik gerektiren bir iş olduğunu açıklayıp sözlerini noktaladı.

4