Organ Bağışlarına Yüz Naklinin Etkisi

AJANS ÜNİVERSİTE- Duygu ÜNAL

 

 

Ülkemizde art arda yapılan yüz nakillerinin organ bağışlarını artırdığını belirten uzmanlara göre, bu artışın yeterli seviyeye ulaşabilmesi için prosedürdeki eksiklerin giderilmesi gerekiyor.

 

İlk defa 2012 yılında gerçekleştirilen yüz naklini, yapılan yeni yüz nakilleri izledi. Ülkemiz Avrupa yüz nakli sıralamasında yedi nakille, yirmi beş yüz naklinin gerçekleştirildiği Fransa’dan sonra ikinci sırada alıyor. Kamuoyunda çok sık konuşulan ve medyanın geniş yer verdiği yüz nakilleri sayesinde organ bağışı tekrar gündeme taşındı ve “Yüz nakilleri ile organ bağışı arasında bir paralellik var mı?” sorusunu akla getirdi.

 

Sağlık Bakanlığı Organ, Doku Nakli ve Diyaliz Hizmetleri Daire Başkanlığı’nın verilerine göre, 2011’de 2830 olan canlı donör sayısı, yüz nakillerinin başladığı 2012’de 3472, 2013’te ise 3368 olarak kayda geçti. Bu veriler ve yüz nakilleri ile organ bağışında görülen artış arasında paralellik olup olmadığını sorduğumuz İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Çetinkale, “Yüz nakillerinin kesinlikle olumlu yönde bir etkisi var. Prosedür popülarize edildikçe bu sayı artıyor. Ne kadar çok popülarize edilirse o kadar artacağını düşünüyorum.” dedi.   Prof. Dr. Çetinkale, organ bağışındaki artışı etkileyen faktörleri şu şekilde açıkladı: “Organ nakli giderek popülerleştiği gibi teknolojinin gelişmesi sayesinde teknikler de daha kolay uygulanır olmaya başladı. Organ naklinin olmazsa olmazı sayılan bağışıklık sistemi ilaçlarının ulaşılabilir, yan etkileri az, çeşitlilik bakımından da sayıca fazla olması, bu durumda etkili oldu. Bütün bunlar nakledilebilir organ sayısını artırdı.  Sunulan seçenekler çok olunca hasta sayısı ister istemez artıyor.”

 

Organ Bağışı Prosedürleri

 

Türkiye’de organ bağışı konusunda, dünyada görülen dört yöntemden biri olan “genişletilmiş gönüllülük” yöntemi yasal prosedür olarak uygulanıyor. Genişletilmiş gönüllülük yöntemine göre, bir insan, organlarını sağlığında bağışlamamışsa, beyin ölümü gerçekleştikten sonra ancak ailesinin onayı ile verici olabiliyor. Oysa organ nakli konusunda dünyada ilkler arasında bulunan İspanya, Fransa, Avusturya gibi ülkelerde, “itiraz yöntemi” adı verilen yöntemle sağlığında bir itirazda bulunmadığı sürece kişi potansiyel verici sayılıyor. Buna bağlı olarak donör (verici) ve organ nakli sayılarının bu ülkelerde daha fazla olduğu görülüyor.