Nörolojik Fizyoterapi Sempozyumu Düzenlendi

AJANS ÜNİVERSİTE – Nuran ATIŞ

Nörolojik Fizyoterapi Sempozyumu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.

İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Nörolojik Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ela Tarakcı açılış konuşmasını yaptı. Doç. Dr. Tarakcı, “Dünyada 10 milyon Parkinson hastası var, Türkiye’de ise bu sayı 130.000 civarı. 2030 yılında yaşlı nüfusun arttığını düşünürsek bu hastalık 2 katına çıkacak” diyerek 11 Nisan Dünya Parkinson Farkındalık Günü’ne dikkat çekti. “Bu sempozyumu düzenlerken biz fizyoterapistlerin sıklıkla karşılaştığı bu hastalıkla ilgili  bilgilerimizi güncellemek istedik” şeklinde konuşan Doç. Dr. Tarakcı, başaracaklarımızın hayallerimize bağlı olduğunu ve yarınların gayretli insanların elinde olduğunu dile getirdi.

Etkinlikte konuşmacı olan Doç. Dr. Arzu Güçlü Gündüz, Nörolojik Fizyoterapi grubunun 2011 yılında kurulduğunu belirtti. Doç. Dr. Güçlü Gündüz “Çalışma grubunun isteğimiz bilimsel ve sosyal ortamlarda öğrencilerimiz ve meslektaşlarımızı bir araya getirmek. Hem ulusal hem de uluslararası alanda çalışmalarımız var. Hastalıkla ilgili toplumun farkındalığını arttırmakla ilgili çalışmalar hedefliyoruz, temel hedeflerimiz bunlar” şeklinde konuştu. Meslektaşlarının desteği ile güncel konular seçerek bu toplantılarda tartışıldığını belirten Doç. Dr. Gündüz, yıllık, aylık ve günlük rutinlerinin var olduğunu söyledi.

Arzu Özdinç ise “Böyle sempozyumların hazırlanmasından mutluluk duyuyorum” diyerek bu tarz etkinliklerin önemine vurgu yaptı. Müzik dinletisi ardından Prof. Dr. Haşmet Hanağası ilk oturumu başlattı.

Prof. Dr. Hanağası, “İlk defa Parkinson hastalığı ile ilgili bu kadar kapsamlı toplantı yapılıyor, Parkinson hastalığında en önemli tedavilerinden biri fizyoterapidir” şeklinde konuştu. Parkinson hastalığının sıklığından bahseden Prof. Dr. Hanağası, “Yaşlı nüfusu hızlı bir şekilde artıyor, Türkiye’de 65 yaşın üzerinde altı milyondan fazla kişi var. Bu yüzden Parkinson hastalığı ile ilerde daha fazla karşılaşacağız” diyerek katılımcıları bilgilendirdi. Prof. Dr. Hanağası, “Esasında hastalık bundan 200 yıl önce bir kitapçığın yayınlanması ile  tanımlanıyor. Antik çağda Parkinson hastalığını tarif eden şeyler vardı. Hastalık ilk olarak James Parkinson’un altı Parkinson hastasını anlattığı kitabı ile yaklaşık 200 yıl önce duyuldu. Bu kitapta hastalığın özelliklerine çok detaylı bir şekilde ağırlık veriliyor ve hastalığın klinik özellikleri ve motor bulguları tarif ediliyor. Bu yüzden yaklaşık 50 yıl sonra Fransızlar hastalığa Parkinson adını veriyor” diyerek hastalığın tarihçesi anlattı. Parkinson hastalığının Alzheimer hastalığından sonra en sık görülen hastalık olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Hanağası,  bu hastalık ile altında yatan bir sebep olmadan da karşılaşılabileceğini açıkladı ve Parkinson hastalığının esas olarak 60 yaş hastalığı olduğunu ama çok daha erken yaşlarda da görülebileceğini ekledi.

“Ne Kadar Erken, O Kadar Genetik”

Hastalığın 40, 20 hatta 10′ lu yaşlarda da görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Hanağası, “Ne kadar erken, o kadar genetik. Parkinson hastalığı özellikle akraba evlilikleri sonucu doğan çocuklarda artıyor ve çok erken yaşlarda bu hastalığa sebebiyet veriyor. Bu tür mutasyonlar  hastaların  %15’i için geçerli oluyor” şeklinde konuştu. Hastalığın bir seyri olduğunu belirten Prof. Dr. Hanağası, ne yazık ki çoğu zaman hareket bozukluğu evresinde görüldüğünü ve kitlenme, hareketlerde yavaşlama ve yürüme bozukluğu evresinde fark edildiğini, bu evreden sonra ise bulguların  ve hastalığın ilerlemiş olduğunu dile getirdi. İlaç tedavilerinin uzun yıllar sürdüğünü fakat bir müddet sonra başka problemlerin ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Hanağası, “Bu hastalığın önemli özelliklerinden bir tanesi artık son yıllarda daha da fazla söylenen, hastalığın motor dediğimiz hareket bozukluğu dışında motor bulgularının olması. Bunlar hastalığın bulgusundan yıllar önce başlayabilir ve yaygın Parkinson hastalığı patolojisine bağlı olarak kabızlık, depresyon, gece rüyada konuşma, bağırma, sağa sola vurma gibi özellikler görülebilir” diyerek katılımcıları hastalık belirtileri üzerine aydınlattı.

5. Nörolojik Fizyoterapi Sempozyumu yapılan oturumlarla 14 Nisan’da sona erdi.