Maviyle Yeşilin İç İçe Geçtiği Yarımada: Ayvalık

AJANS ÜNİVERSİTE- Seray YALÇIN

Türkiye haritasında,Ege kıyıları içinde yer alan; kuzeyde Burhaniye, doğuda Bergama, güneyde Dikili ile çevrili olan; Midilli adasının tam karşısında bulunan Ayvalık, Balıkesir iline bağlı şirin ilçelerimizden biridir. Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü Ayvalık’ta kışlar serin ve yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçer. İlçe, Kazdağı’na yakınlığı nedeniyle aylarca süren rüzgârların etkisi altındadır.
Kışları balıkçı kasabası görünümüne bürünen Ayvalık, yazları yerli ve yabancı turistlerin akınına uğramış kalabalık bir tatil beldesine dönüşür. Kış aylarında sessizliğini koruyan, yaz aylarında ise hareketlenip canlanan, her bakımdan hayli renkli bir yer olan Ayvalık’ta, yılın her mevsiminde gezilip görülebilecek doğal ve tarihî mekânlar bulunmaktadır.

Taş evleri, dar sokakları, kiliseleri ile tarihî dokusunu kaybetmemiş olan Cunda (Alibey) Adası, Ayvalık ilçesine bağlı irili ufaklı 22 ada içinde en çok ziyaret edilen adadır. Buraların 1995 yılında milli park ilan edilmesinin ardından, Ayvalık sınırları içinde bulunan Cunda dışındaki tüm diğer adalarda yerleşim yasaklandı.

Cunda’nın yerleşime açık tek ada olması, adayı önemli kılan başlıca özelliklerinden biri. Ege’ye özgü deniz ürünleri, otları, zeytinyağlı mezeleri, içecekleri, sakızlı dondurması ve şerbetli lokması ile ziyaretçilere Midilli ve Girit mutfağını anımsatan; Ege kültürünün her an, her yerde yaşanmasını sağlayan bir ada Cunda aynı zamanda. Adanın sahip olduğu, bir bakıma Cunda’yı Cunda yapan en önemli değerler arasında, zamana meydan okuyup günümüze ulaşabilen, bakımsız kalmalarına rağmen hâlâ ayakta kalabilen taş yapılar gösterilebilir hiç kuşkusuz.

Taksiyarhis Kilisesi (Aya Nikola), adanın en çok ziyaret edilen kilisesi olma özelliğine sahip. 1873 yılında inşa edilen bir Rum Ortodoks kilisesi olan Taksiyarhis, neoklasikmimari tarzında tek kubbeli bazilika tipinin en görkemli örneklerinden biridir. Kaderine terkedildiği için yıllarca define avcıları tarafından yağmalanan kilisede bulunan birçok değerli ikon ve balık derisi üzerine yapılmış azize portreleri hasar gördü. Ancak 2012 yılında Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından 49 yıllığına kiralanan kilise, restore edildi. Restorasyonu tamamlanan ve 31 Mayıs’ta açılışı yapılan kilise, Cunda’ya yeniden kazandırıldı.

Adanın İlk Kilisesi Ayakta Durmaya Çalışıyor
1858 yılında inşa edilen ve adanın ilk kilisesi olma özelliğini taşıyan Agia Triada Kilisesi,kaderine terk edilmiş yapılar arasında. 1922 yılına kadar ibadete açık olan kilise, 1922’de kullanılamaz hâle geldi. İşlemeleri büyük hasar gören kilise şu anda üç duvarı ile hâlâ ayakta.

2
Üç duvarı ayakta kalan, adanın ilk kilisesi

Despot Evi
Cunda sahilinde, Mevlana Heykeli’nin çaprazında kalan, kaderine terkedilmiş tarihî ve kültürel yapılardan Despot Evi, ayakta kalmakta zorlanmasına rağmen tüm ihtişamı ile adanın en önemli yapılarından biri olarak dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor.1862 yılında despot tarafından inşa edilen yapı, 1877 yılında despotun öldürülmesinden sonra, Osmanlı Devleti tarafından satın alınmış, Hükümet Binası olarak kullanılmaya başlanmış.1921 yılında Rumlar tarafından öksüz yurdu olarak kullanılan Despot Evi’nin, Rumların bölgeden ayrılmasından sonra bir süre daha yetimhane olarak kullanıldığı bilinmektedir. 1980 yılından sonrakaderineterkedilen bina, o günden beri bir harabe hâlinde zamana meydan okuyor.

once (2)
Despot Evi’nin arka yüzü

Âşıklar Tepesi’nde Gün Batımı
Cunda’ya gelenlerin çoğu, gökyüzünün ve denizin âdeta birbirine akan maviliği içinde ışıldayan Ayvalık adalarını izlemek için soluğu Âşıklar Tepesi’nde alıyor. Âşıklar Tepesi’nin büyüleyici manzarasına eşlik edenyel değirmenive Agios Yannis Kilisesi, tepenin doğal güzelliğini tarih ile harmanlıyor.

once (3)
Kütüphane ve kafe olarak faaliyet gösteren Yel Değirmeni Aşıklar Tepesi’nin en güzel noktalarından biri



Agia Triada Kilisesi’nin üst tarafında bulunan, 1600’lü yıllarda inşa edilmiş olan yel değirmeni, Rahmi Koç Vakfı tarafından restore edildi. Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı adıyla kütüphane ve kafe olarak faaliyet gösteriyor. Kiliseleri, tarihîbinaları, taş evleri, dar sokakları ile ziyaretçilerin ilgi merkezinde yer alan Cunda Adası, sahip olduğu tarihî ve kültürel değerleri yanısıra, doğal güzellikleri, birbirinden güzel yemekleri ile bir kez gelenlerin bir kez dahagelmek istedikleri nadide yerlerden biri.

Şeytan Sofrasında Güneş Alkışlar Eşliğinde Batıyor
Ayvalık’a bağlı Sarımsaklı beldesinde bulunan Şeytan Sofrası,en çok ziyaret edilen yerler arasında. Üzerinde şeytanın ayak izinin bulunduğuna inanıldığı için Şeytan Sofrası adıyla anılmakta. Ancak ayak izi olarak gösterilen yer aslında çokeski bir lav birikintisi. Halk tarafından madeni para atılıp dilek tutulan bir yer olan ayak izi çukuru, tepenin simgesidir. Büyüleyici bir manzaraya sahip olan Şeytan Sofrası’ndan bütün Ayvalık adaları ve Midilli görülür. Güneşin batışının ve doğuşunun en güzel göründüğü yerlerden biri olan tepe, güneşin batmasına yakın ziyaretçilerin akınına uğrayıp kalabalıklaşır, güneşin batmasıyla birlikte alkışlar kopar. Güneşin tamamen batmasıyla birlikte alkış sesleri azalırve kalabalık tepeyi sessizliğe bırakır.

once (4)
Yeşil ile maviyi buluşturan Ayvalık adaları