AJANS ÜNİVERSİTE- Burcu GÜLER
Klasik Türk Bezeme Sanatları Atölyesi, 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul etkinlikleri kapsamında, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tarihi ve Etik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nil Sarı’nın, bir sanat evi oluşturulması projesinin sunumuyla doğdu. Günümüzde tezhip ve minyatür sanatlarının belirli sürelerle devam eden kurslarla sürdürüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Sarı, dönemlik kurslar yerine, her zaman bu tür faaliyetlerin kurumsallaşması taraftarı olduğunu ifade etti.
İÜ Beyazıt Yerleşkesi etrafındaki Süleymaniye evlerinin yenilenmesi sayesinde şimdiki mekânlarına kavuştuklarını söyleyen Prof. Dr. Sarı, “İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, projeyi kendisine sunduğumda beğenmiş ve desteklemişti. Süleymaniye Evleri yenilendiği sırada kendisi bana bu durumdan bahsetti ve biz de mekânımıza kavuşmuş olduk. Bundan dolayı Prof. Dr. Yunus Söylet’e çok teşekkür ediyorum” dedi.
Özveriye Dayalı Bir Atölye
İÜ Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (İÜ SEM) bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Klasik Türk Bezeme Sanatları Atölyesi’nde tezhip sınıfıyla başlayan programlara, zamanla minyatür sınıfı da eklendi. Kurslar kapsamında eğitim veren hocaların herhangi bir ücret almadıklarının altını çizen Prof. Dr. Sarı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Katılımcılar da ücret ödemiyor. Bu çağda, herhangi bir maddi beklenti olmadan bu kadar emek vermek, özveri ister. Bu atölye tüm işleyişiyle fedakârlık üzerine kurulan bir kurum.”
Atölyenin kurumsallaşmasını daha da ileri götürmek amacıyla SEM ile görüştüklerini ifade eden Prof. Dr. Sarı, “İÜ SEM’in Kurucu Müdürü Prof. Dr. Erdal Tekarslan ile başlayan güzel ilişkiyi, İÜ SEM Müdürü Prof. Dr. Nilgün Çil Yavuz ile sürdürdük. Prof. Dr. Yavuz, atölyenin hazırlanmasında bize çok yardımcı oldu. Kendisine sonsuz teşekkür ediyorum” dedi.
Eğitim veren hocaların, bu sanatların özlerini iyi yakaladıklarını belirten Prof. Dr. Sarı, atölyenin böylece kendine ait üslubunu oluşturduğunu vurguladı. Açılan sergilerden de söz eden Prof. Dr. Sarı, “Yaptığınız çalışmaların tanıtılması gerekir. Eserleriniz tanınmazsa ilerleyemezsiniz. Sergilerin oluşturulması doğal olarak maliyetlidir. Sergilerimizde bugüne kadar belediyelerden destek aldık.” dedi. Sergiden sonra toplanan eserlerin kalıcı olması ve bir arada tutulması için kitaplar çıkardıklarını söyleyen Prof. Dr. Sarı, kitapları çeşitli kurum ve vakıfların desteğiyle yayımladıklarını belirtti.
Prof. Dr. Sarı, Selçuklu ve Osmanlı eserlerindeki bezemeleri fotoğraflarla tespit ettikten, desenleri çizerek belirledikten sonra elde edilen örneklerden yararlanmak suretiyle bunları tezhip ve minyatür şeklinde değerlendirdiklerini ifade etti. Atölyede, şehir temasının yanı sıra Türk hamamları, Osmanlı çeşmeleri, anne kültürü gibi farklı temalar işleniyor.
Önümüzdeki Ekim ayında, İstanbul’un tarihî yarımadasıyla ilgili bir sergi açacaklarını müjdeleyen Prof. Dr. Sarı, öğrenci ve eser sayısının giderek artması sonucunda atölye binasının tek başına yeterli olmadığını, ek mekâna ihtiyaç duyduklarını belirtti.
Kurslara Yoğun İlgi Var
Atölye hakkında bilgi veren Klasik Türk Bezeme Sanatları Atölye Başkanı Jale Yavuz, tezhip kursuna katılmak isteyenlerin, uygulanan küçük bir sınavdan sonra eğitime başlayabildiklerini söyledi. Sınava, 40 yaş altındaki herkes başvurabiliyor. Atölye ile ilgili bilgilere ve yapılacak sınav duyurularına, İÜ SEM web sayfasından ulaşılabiliyor.
Tezhip ve minyatür sınıflarında verilen eğitimin iki yıl sürdüğünü belirten Yavuz, yeni dönemde bu süreyi her iki sınıf için de üç yıla çıkaracaklarının altını çizdi. Yavuz, “Kurslara katılımın giderek artması üzerine tezhip sanatı kursuna Nazan Berbercioğlu ve Emel Duan yardımcı hocalar olarak aramıza katıldılar.” dedi.
“Tezhip ve Minyatür Sanatının Bitme Noktası Yoktur”
Atölyedeki eğitimden geçip mezun olan katılımcılara sertifika belgesi veriliyor. “Bu atölyeden, gerçek anlamda yetişen, kendilerini geliştiren kişiler mezun oluyor. Eğitim süresi üç, dört ya da beş yılı bulsa bile, kişi ancak kendini geliştirmişse ve hocalarımızın değerlendirmesi olumlu yönde ise mezun ediliyor. Buradan sertifika belgesi alan kişiler, dışarıda ders verebilirler.” diyen Yavuz, atölyede yalnızca ders alan öğrencilerin olmadığını, mezun öğrencilerin bazılarının çalışmalarına burada devam edip kendilerini geliştirdiklerini de söyledi. Jale Yavuz, bütün sanatlarda olduğu gibi tezhip ve minyatür sanatlarında da bitme noktasının bulunmadığını ifade etti.
Klasik Türk Bezeme Atölyesi Başkan Yardımcısı ve Minyatür Kursu Hocası Gaye Özen, tezhipten başarılı olan öğrencilerin minyatür sınıflarında derse başladıklarını söyledi. Özen, “Tezhip bir bezeme sanatıdır. Minyatür sanatı da bezemeler barındırdığı için öğrencilerin tezhip sınıfından geçerek gelmeleri daha iyi olur.” diyerek atölyede verilen eğitimlerle geleneksel sanatın özünü değiştirmeden eserleri klasik olarak yorumladıklarını belirtti.