AJANS ÜNİVERSİTE – Alparslan ÇAKIR
38. İktisatçılar Haftası çerçevesinde İÜ İktisat Fakültesi Mezunları Cemiyeti, İÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde Prof. Dr. Turan Yazgan’ın anısına “Kent, Yerel Yönetim ve Demokratikleşme” konulu panel düzenledi
Büyüme, bölüşüm ve demokrasi konularının, “Türkiye’de İktisat ve Siyaset” ana başlığı altında konuşulduğu etkinlik sabah dokuz buçukta başladı. Açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Sema Erder: “ Son dönemlerde, inşaatı merkeze koyan politikalar var. Bir şey açıkça konuşulmazsa şayialar baş gösterir. Toplumsal mühendislik için rasyonellik gerekir. Mühendislikten çıkan sonuç beklendiği gibi olmayabilir,” dedi.
Erder’in konuşmasının ardından, oturum başkanlığını Mustafa Delican’ın yaptığı, Ayşe Mücella Yapıcı, Elif İnce, Prof. Dr. Atilla Göktürk ve Dr. Sinan Genim panelist olarak katıldığı panele geçildi.
“Kentlerin İlişkilerini Üretim ve Tüketim İlişkileri Belirler”
Ayşe Mücella Yapıcı, “Demokrasi, Yerel Yönetimler ve İktisat” başlıklı konuşmasında, akademik bir unvan taşımadığını belirterek, TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) üyesi olarak görüş bildireceğini söyledi.
“Kentlerin ilişkilerini üretim ve tüketim ilişkileri belirler. 1980 döneminde ayrıcalıklı kuralsızlaştırmanın kural haline getirildiğini gördük” diyen Yapıcı, ekonomik politikada esnekleştirilmiş bir içyüzün ve mekânın yeniden tüketim nesnesi haline gelmesinin kentsel politikaları yeni kalkınma ajansları modellerine getirdiğini belirtti. Yapıcı bu görüşünü şöyle açıkladı: “Çünkü kentlerde yeni kentsel ortaklıklar kuruldu. Kentsel pazarlama ve markalaştırma; kentsel rant yaratmaya başladı.”
“İstanbul Küresel Ekonomide Yarışacak”
Ekonomik kurumların şikâyetlerle ortak çalıştığını kaydeden Yapıcı, “Bunun düzeltilmesi gerektiğinin işaretlerini ekonomi öğrencileri verecek. İstanbul küresel ekonomide yarışacak. Bugün en önemli yerin haritasını bile değiştirebiliyoruz” şeklinde konuştu.
“30 Milyonluk İstanbul’a Hazır Olun”
TOKİ (Toplu Konut İdaresi) ile ilgili görüşlerini aktaran Ayşe Mücella Yapıcı, “TOKİ gibi devlete bağlı konut yapan kuruluşlar, dünyanın hiçbir yerinde Türkiye’deki kadar güçlü değil, oysa biz serbest piyasa ekonomisine sahip bir ülkeyiz. TOKİ hiçbir şirketin sahip olamayacağı mal varlığına sahip. Hiçbir denetime tabi değil, başbakanlığa doğrudan bağlı” diye konuştu. Yapıcı, “TOKİ böyle giderse 30 milyonluk İstanbul’a hazır olun” uyarısında bulundu.
Ayşe Mücella Yapıcı’nın ardından Elif İnce söz aldı. İnce, “Kutsal Dönüşüm İçinde Kentsel Dönüşüm” başlıklı konuşmasında, kentsel dönüşüm konusunu 2010’dan beri araştırmakta olduğunu vurguladı. Fatih’e bağlı ve çoğunlukla Romanların yaşadığı bir semt olan Sulukule’de, Beyoğlu’nun Tarlabaşı semtinde ve Küçükçekmece – Bezirganbahçe’de yaşanan kentsel dönüşüme değindi.
“Avrupa’nın En Eski Yerleşim Yeri Sulukule”
Sulukule’yi Avrupa’nın en eski yerleşim yeri olarak tanıtan İnce, “Orada yaşadığım kadarıyla, birbirini tanıyan 15 aile var. İmar planı iptal ettirilince yeniden plan düzenleniyor. Sulukule’de mahalleler arasında bir ayrışma söz konusu. Daha ilk haftada 50 su saati çalınmış. Hırsızlık hat safhada” dedi.
“Levanten Binaları Yıkılıyor”
Elif İnce, Tarlabaşı’nda yaşanan gelişmelere atıfta bulundu. Tarlabaşı’nda yapılan yıkımı ormana iş makinesiyle girmeye benzeten İnce, tahliyeler sırasında Tarlabaşı’nda olduğunu ve bu konuyla ilgili birçok haber yaptığını sözlerine ekledi. Yıkım sırasında felç geçiren insanların olduğunu söyleyen İnce, “Levanten binaları yıkılıyor. ‘Depreme dayanıklı’ diye rapor çıkarılıyor. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan bunu kabul etti” dedi. Türkiye nüfusunun dörtte birinin kiracı olduğu bilgisini veren İnce, “Tarlabaşı’nda bir ailenin ev geliri ortalama olarak 500 TL’nin altında” dedi.
“İnsanların Evine Her Gün Haciz Geliyor”
Elif İnce, Bezirganbahçe’de sürekli olarak kamyonlarla yıkım yapıldığını açıkladı. İnsanların evine her gün haciz geldiğini söyleyen İnce, “Bezirganbahçe’de lise mezunlarının oranı yüzde 1,3 iken okuma-yazma oranı yüzde 1,1” dedi. İşi olanların yüzde 54’ünün TOKİ’nin bölgeye yerleşmesinin ardından işini kaybettiğini ve asgari ücretin altında kazandığını belirten İnce, “Bezirganbahçe’de işsizlik iki kat artarak yüzde 13-14’ten 29’a çıktı” açıklamasını yaptı.
“Yeni Bir Yerel Yönetimle Karşı Karşıyayız”
Elif İnce’den sonra Prof. Dr. Atilla Göktürk konuşmasına başladı. Yeni Büyükşehir Belediye Yasası üzerine konuşan Prof. Dr. Göktürk, bu yasanın yönetsel, siyasi, ekonomik ve toplumsal açıdan farklı sonuçlar doğuracağını kaydetti. Yasanın doğurduğu sonuçları şu şekilde açıkladı: “Yeni bir yerel yönetimle karşı karşıyayız. Yerel yönetimler (köyler, il özel meclisi vb.) kaldırıldı. Meclis ve il özel idaresinin bünyesinde Türkiye’de çok tartışılan yerel yönetimlerin yetki alanının arttığını, merkezileşmenin artış biçimini görüyoruz. Yönetim yapısı değişti. İllerin yarısında il özel idaresi var, yarısında yok”
“Türkiye Nüfusunun Yüzde 75’ini İlgilendiriyor”
Köylerin tüzel kişiliğe sahip olduğunu ve işlevlerinin hiçbirini mahallelerin yerine getiremeyeceğini iddia eden Göktürk, “Büyükşehir belediyesi 30’a çıktı. İlçe belediyesi 400 oldu, belde belediyesi 2000’e, köy sayımız 18.000’e düştü. Bu düzenleme Türkiye nüfusunun yüzde 75’ini ilgilendiriyor” bilgisini verdi.
“Yerel Devlet Önemli Bir Aşama”
Bir ilçenin merkeze uzaklığı 200 km’ye çıktığını söyleyen Atilla Göktürk, “Nüfus artmış olsa da gelirdeki artış yüzde 22’den 23’e çıktı. Yurttaş daha fazla çalışıp kazanmalı” önerisinde bulundu. Valiliğin görev ve konumunun yeni yasanın çıkması sonucu değiştiğini anlatan Göktürk, “Jandarma iç güvenlik anlamında polisin yetki alanını değiştirdi. İl özel yönetimlerine kadrolar büyükşehirlerce verildi. Yerel devlet ulusal devletin kurumsallaştırılması için önemli bir aşama. Yerel yönetimler piyasayı tamamlayıcı özellik taşır. Yerel piyasa ölçeği uzun yıllar önce yerel olmuştu zaten” dedi. Söz konusu yasanın merkezi bir yasa olduğuna işaret eden Göktürk, “Bu yasa hizmetleri piyasalaştıracak bir doku oluşturdu. Merkezileştirme olduğunu yerel yönetimler üzerinden gösteriyor. En önemli etkisi yerel seçim sonuçlarına oldu. Arazi satışı için kırsal alanda kısıtlamalar kalktı” şeklinde konuştu.
“Köylülük Bitti”
Atilla Göktürk’ten sonra Dr. Sinan Genim son panelist olarak söz aldı. İnsanların ve insanlığın Berlin ve Barcelona’da bedel ödemekte olduğundan söz eden Dr. Genim, “Sermaye birikimi elde etme ve o sermayeyle büyük şehirler kurma imkânımız yok” dedi. Köylülüğün bittiğini iddia eden Genim köylülüğü uzun yıllar çarpıtarak kullandıklarını sözlerine ekledi.
“Atatürk Öyle Bir Söz Söylemedi”
Atatürk’ün “Köylü, milletin efendisidir” sözünü söylemesinin mümkün olmadığını da iddia eden Sinan Genim, “Tarlabaşı’nda yaşayan insanlar 1955’teki olaylardan (6-7 Eylül 1955 Olayları) sonra ev alan insanlar. O zaman sesimizi çıkarmıyoruz, şimdi çıkarıyoruz” diyerek, Elif İnce’nin sözlerine katılmadığını belirtti.
“İmparatorluğun Dili Yoktur”
Sinan Genim imparatorluğun dini, dili ve renginin olmadığını söyledi. İmparatorluğun insanların bir araya gelmesiyle oluştuğunu hatırlatan Genim, örnek olaraksa Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’nu gösterdi ve Türkiye coğrafyasında her şeyin 1000 yıllık geçmişinin olduğunun altını çizdi.
“Kendimize Çok Yalan Söylüyoruz”
Sinan Genim, “LG ekran televizyon kullananlara ‘Buna verdiğin parayı sermayeye yatır’ diyemeyiz” ifadesini kullandı ve sözlerini şöyle tamamladı: “Kendi kendimize çok yalan söyleyen bir toplumuz. Bir arada yaşamaya çalışmak yerine başkalarına suç atıyoruz. ‘Ben yaparsam doğru, başkası yaparsa yanlış’ anlayışı köylülüktür. Bu felsefeden kurtulmamız lazım”.