AJANS ÜNİVERSİTE – Selin ŞAHİN
Fotoğraf – Kıymet DAĞDELEN
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde 6 ile 7 Mayıs tarihlerinde “Sosyal Hizmet, Din ve Politika” adlı workshop gerçekleştirildi
Vakur Versan Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen bu toplantıya Almanya’da bulunan Catholic Üniversitesi Öğretim Üyesi Joachim Söder, İÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hikmet Kırık, Catholic Üniversitesi Öğretim Üyesi Norbert Friters-Reermann, Üsküdar Üniversitesi Doç. Dr. Abdullah Karatay, Catholic Üniversitesi Öğretim Üyesi Yvonne Kahl, Catholic Üniversitesi Öğretim Üyesi Nina Hatsikas-Schröder, İÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Araş Gör. Dilek Dede, İÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Öğretim Görevlisi Volkan Pirinççi katıldı.
Workshop eğitimine katılan İÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Dede, Türkiye’de eğitim politikalarını kamu politikası yapım süreçleri modellerinden kurumsalcı yaklaşım çerçevesinde inceledi. Meslek liselerinden ziyade akademik liselere başvuruların yüksek olduğunu belirten Dede, son yıllarda liseye girecek öğrencilerin Anadolu ve İmam Hatip liselerini tercih ettiğini söyledi. 4 artı 4 artı 4 sistemiyle eğitime başlama yaşının düşürüldüğünü ifade eden Dede, “Anne Çocuk Eğitim Vakfı, Kader gibi sivil toplum örgütleri eğitimle ilişkili düzenlenen kampanyalar ile ilgili gündem oluşturabiliyor. Mesela ‘Haydi Kızlar Okula’ kampanyasında gündem oluşturabildi. Fakat bürokratlar politika yapım sürecinde daha aktif” dedi.
Sunuma ‘Din ve Ataerkil’ konusu üzerinden devam eden Pirinççi, din ve ataerkili iki kardeş gibi gördüğünü ifade etti ve sözlerine şöyle devam etti: “Hristiyanlık ve Müslümalık inanç sistemlerine baktığımızda biraz daha reformist bir yapının olduğunu görüyoruz. İslamın cahiliye dönemine göre biraz daha kadına özgürlük getirdiğine dair söylentiler var. Mesela Yahudilikte kadının rolü çok daha kötü. Batıda lanetli bir Havva imgesi var. Bu lanetli Havva imgesi devamında Meryem Ana gibi daha kutsal ve daha iyi bir şey getiriyor.” Dinlerin ilk çıktığı noktada bu kadar katı olmadığını, döneme göre reformist bile sayılabildiğini söyleyen Pirinççi, Hz. Muhammed öldükten sonra kadının toplumdaki konumunu tekrar yitirdiğini belirtti. Sunumunun asıl konusunun günümüzdeki kürtaj politikası ile ilgili olduğunu ifade eden Pirinççi, günümüzde kürtajın direkt olarak dinle ilişkilendirildiğini söyledi ve sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bir dönem kürtaj yapılırken bir dönem yapılmamasının sebebi insana duyulan ihtiyaçla ilgilidir. Türkiye de Birinci Dünya Savaşı’ndan çıktığında binlerce insan kaybetmişti ve binlerce insana ihtiyaç vardı. Bu nedenle kürtaj yasaktı. Dolayısıyla böyle bir dönemde kürtaj olayını din üzerinden tartışmamamız gerekir.”
