AJANS ÜNİVERSİTE
İÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü ve İstanbul Türk Ocakları ortaklığıyla düzenlenen “Taraflarının Bakışıyla Lozan” Uluslararası Sempozyumu birçok üniversiteden gelen konukların katılımıyla gerçekleşti
İÜ Edebiyat Fakültesi Genel Kurul Salonu’nda düzenlenen “Taraflarının Bakışıyla Lozan” Uluslararası Sempozyumu, İÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Cezmi Eraslan açılış konuşmasıyla başladı.
Prof. Dr. Cezmi Eraslan sempozyumun gerçekleşmesinde emeği geçen İÜ Rektörlüğüne, Türk Ocakları İstanbul Şubesine ve TİKA(Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı)’ya teşekkürlerini sunarak konuşmasına başladı. Lozan Antlaşmasının tarihi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Eraslan, “Lozan Antlaşması Osmanlı Devleti için her yönüyle bir sonuç ifadesidir. Türkiye Cumhuriyeti için ise bütün yönleriyle taze bir başlangıç olmaktadır.” diyerek bu sempozyumla Lozan Antlaşmasının yürürlüğe girişinin 90.yılını değerlendirdiklerini söyledi.
Prof. Dr. Eraslan’dan sonra kürsüye gelen Türk Ocakları İstanbul Şube Başkanı Dr. Cezmi Bayram İstanbul Üniversitesi’ne teşekkürlerini sunarak konuşmasına başladı. Dr. Bayram Lozan Antlaşmasının öneminin belirtilmesi adına Sevr antlaşması ile karşılaştırılmasını doğru bulmadığını söyledi. Dr. Bayram, “Ben bu karşılaştırmayı doğru bulmuyorum. Sevr anlaşması 1. Dünya Savaşı’nın sonucunda mağlup olan tarafın kabul etmek zorunda kaldığı bir anlaşmadır. Lozan Osmanlı Devleti’nin değil milli mücadelemizin anlaşmasıdır. Bu karşılaştırmanın milli mücadelenin önemini azalttığını düşünüyorum.” dedi.
Sempozyumun ikinci oturumunda başkanlığını İÜ Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ali Arslan’ın yaptığı Hatay-Musul sorunu konuşuldu. İÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Akın Çelik, “Musul Türkleri Anadolu Türkleri ile aynı ırka sahiptir. Türkler de Kürtler gibi Turani’ydi. Türkler ve Kürtler birliktedir. Türkler ve Kürtler arası milliyetler üstü bir uyum vardır. Bu dönemde Kürtler bağımsız olmayı düşünmüyorlardı. Türkler ve Kürtler kardeş gibi yaşıyorlardı. Musul’un Türklerle olan bağı Anadolu’nun Türklerle olan bağından farksızdır.” diyerek İngilizler için Musul’un Osmanlı’da oluşu bu vilayetin Türkiye’ye bağlanacağı anlamına gelmediğini belirtti.
Sempozyumun üçüncü oturumunda konuşma yapan İÜ Hukuk Fakültesi Devletler Umumi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşe Nur Tütüncü, “Montreux (Montrö) Sözleşmesi’nin Güncel Sorunlar Işığında Değerlendirilmesi” konusunu ele aldı. Montreux Sözleşmesinin amacından bahseden Prof.Dr. Tütüncü, bu amacın Boğazlardan geçişi ve gemilerin ulaşımını, Türkiye’nin güvenliği ve Karadeniz’e kıyıdaş devletlerin güvenliği çerçevesinde koruyacak biçimde düzenlemek olduğunu söyledi. Bölgemizde zaman zaman Türkiye’den kaynaklanmayan ciddi gerginlikler yaşandığına değinen Prof.Dr. Tütüncü sözleşmenin eskimiş olduğunu belirtti.Yakın zaman öncesinde Ukrayna ile Rusya arasında başlayan gergin süreçte Montreux Sözleşmesinin yeniden gündeme geldiğini açıklayan Prof.Dr. Tütüncü, “Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Gürcistan, Ukrayna ve Rusya, Karadeniz’e kıyısı olan devlet sıfatını aldı” diyerek sözlerini bitirdi.