AJANS ÜNİVERSİTE-Elif ÜNLÜ
İstanbul Üniversitesi (İÜ) İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nilüfer Sezer, 26 Mart tarihinde “Kişilerarası İletişimde Dikey İletişim, Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konulu bir konferans verdi
İÜ Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu (TBMYO) Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansa, İÜ İletişim Fakültesi Dekanı ve Kişilerarası İletişim Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Sezer, İÜ TBMYO akademik ve idari personeli katıldı.
Genel olarak “Kişilerarası İletişim ve İş İletişimi” konusundaki problemlere değinen Prof. Dr. Sezer, “İletişim, iki kişinin duygu, düşünce ve bilgilerini paylaştıkları süreçtir” dedi. “İnsanların kendilerini sevdirebilmek ve toplumda bir yer edinebilmek adına, olduklarından farklı görünmeleri iletişim biçimi olarak değerlendirilemez” diyen Prof. Dr. Sezer, bunun “Maske İletişimi” olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Sezer, toplumsal ve kişisel hayatta insanların en fazla iç içe olduğu iletişim tarzının kişilerarası iletişim olduğunun altını çizdi. Prof. Dr. Sezer, iş iletişiminin önemiyle ilgili şunları söyledi: “Çalışan herkesin iş iletişimiyle ilgisi vardır. Mesleğimiz ne olursa olsun iş iletişimi herkes için gereklidir. Üstlerimizden emir alırken, astlarımıza bir işin yapılmasını tarif ederken, aynı konumdaki meslektaşlarımızla bir konuyu tartışırken sözlü, yazılı ya da başka araçlar kullanarak özel veya kamusal çalışma yaşamımıza yön veririz.”
Prof. Dr. Sezer, kurumların, şirketlerin, sivil toplum örgütlerinin de tıpkı bireyler gibi iş dünyası içinde birbirleriyle haberleşme gereksinimi duyduğunu belirtti.
Prof. Dr. Sezer, iş iletişiminde sıklıkla karşılaşılan ve iletişim engellerini oluşturan faktörleri “fiziksel faktörler, psikolojik faktörler (algısal faktörler ve savunucu iletişim tarzı, dinleme sorunu), toplumsal-kültürel faktörler (yaş, cinsiyet, soy, inanç, yöre, ve toplumsal sınıf ve statü farklılıkları, zaman ve yer faktörleri ve İletişim zincirinin uzun olması” şeklinde sıraladı.
İş iletişiminde karşılaşılan sorunların ortadan kaldırılabilmesinin ancak etkili iletişim yoluyla önlenebileceğini söyleyen Prof. Dr. Sezer, “Özellikle ast-üst ilişkisinde ‘açık kapı’ yöntemi uygulanmalı” dedi. Açık kapı yöntemini ise şu şekilde açıkladı: “Çalışanların yöneticilere ulaşmaları gerektiğinde, önlerine bir duvar çıkmamalı ve yöneticiler ulaşılabilir insanlar olmalı. Buna açık kapı yöntemi diyoruz.”
Prof. Dr. Sezer, kişilerarası iletişim konusunda okumalar yapmanın ve eğitim çalışmalarına katılmanın, kişilerin kendisini ve çevresini daha iyi tanımasına ve etkin iletişim kurma becerilerini geliştirebilmesine katkıda bulunacağının altını çizdi.
Prof. Dr. Sezer, kurum içi dedikodu sorununu ve kurum içi çatışmaları önlemek için yapılması gerekenler hakkında da çeşitli bilgiler vererk konferansı sonlandırdı.
Konu ile ilgili olarak Slayt gösterisi varsa Başkanlığımızda çalışanlarla paylaşmak için alabilirsek şimdiden teşekkür ederim.
İnsanları anlamak için birinci faktör olan konunun iletişim olduğuna inanlardanım.