AJANS ÜNİVERSİTE – Erhan ERKİP, Özdemir KUTLU
Doç. Dr. Ozan Ünsalan öncelikle meteorlar hakkında yanlış bilinen kavramları aktardı: “Büyüklük sıralamasına göre; uzayda dolanan en büyük parçalara ‘Asteroid’, atmosfere girmeden önceki büyük parçalara ‘Meteoroid’, atmosferik giriş sırasında gözlediklerimize ‘Meteor’ ve en sonunda yere düşüp de topladıklarımıza ‘meteorit’ deniyor. Meteorlar için yanlış bir ifade olarak ‘yıldız kayması’ tanımı kullanılmakta. Bu tanım yanlış. Örneğin, güneş de bir yıldız ama ‘kaymıyor'” diyerek açıklama yaptı.
Dünyadaki meteor çalışmaları ile ilgili Doç. Dr. Ünsalan, “Meteor gözlemleri ile, bu meteorların geldikleri bölgeler ve yörüngeleri hesaplanabiliyor. Meteoritlerin belli başlı analizleriyle ise hangi asteroid yada gezegenden kopmuş olabileceklerini anlayabiliyor hattagezegenlerin ve evrenin oluşumu hakkında önemli bilgiler edinebiliyoruz. Dünyada bu konularda birçok çalışma yürütülmektedir. Örneğin, başlıca araştırmalar olarak, Antarctic Search For Meteorites (ANSMET) Antarktika’da meteoritlerin toplanıp incelenmesi projesini, NASA’nın Meteoroid Environment Office (MEO) programı ile meteoroidleri gözlediği projesini, yine NASA’nın Near Earth Objects (NEO) programı ile Dünyaya Yakın asteroidleri incelediği projesini sayabiliriz” diye aktardı.
Türkiye’deki Çalışmalar
Doç. Dr. Ünsalan’ a göre Türkiye’de Meteor biliminin başlangıç tarihinin 1873 yılında Hüseyin Saffet Paşa ve Fuat Paşa’nın bir meteoridi Paris’e oradan da Amerika Birleşik Devletleri’ne araştırılmaya gönderilmesiyle başlıyor. Bunun akabinde ABD’den bilime olan katkılarından dolayı teşekkür içeren bir belge alıyorlar.
Türkiye’de meteorlar üzerine yapılan çalışmaların geldiği noktadan bahseden Doç. Dr. Ünsalan, “İÜ ilk olarak, 2011’de Fizik Bölümü ile Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü işbirliğiyle, 1964 yılında Çanakkale’ye düşen bir meteoritin incelenmesi ve uluslararası bir makaleye dönüşen çalışma ileMeteor Bilimi alanına giriş yapmıştır diyebiliriz” dedi. Öte yandan kendisinin yürüttüğü, 2 Eylül 2015’te Bingöl’ün Sarıçiçek köyüne düşen meteor ile ilgili ‘Sarıçiçek Meteoritleri Konsorsiyumu’olarak, toplam 84 araştırmacının katılımıyla, Sarıçiçek meteoritlerinin özelliklerini her yönüyle araştırmaya devam etmekte oldukları projesinden bahsetti. “Bu ekipte13 NASA çalışanı 14 Türk araştırmacı ve diğer ülkelerden de birçok araştırmacı yer almakta” diye bahsetti.
Bu tür çalışmaların genel hedefi üzerine Doç. Dr. Ünsalan,”Ülkemizde de Meteor Bilimi alanında yapılan çalışmaların güncel tutulması ve diğer ülkeler ile aynı seviyede olmak hedeflenmekte. Elbette bu yeni yetişecek nesil için oldukça önem arz ediyor. Bizler bu bilimin ülkemizde temellerini atmaya gayret ediyoruz” dedi ve “Meteor yağmurları Dünya’ya bir tehdit oluşturuyor mu?” sorusuna, “Büyük bir asteroidin atmosferimize çarpmasıyla dünya epey hasar görebilir. Bu tür çalışmalara genel olarak baktığımızda, hemen hepsi olası bir asteroid tehdidine karşı nasıl hazırlanılması gerektiğinin de ortaya çıkarılması bağlamında bir bütün oluşturmakta” diye cevap verdi.
Türkiye’de Orman Genel Müdürlüğü’nün kendilerini desteklediğini ve meteorların yangın çıkarma konusundaki risklerini öğrenmek istediklerinin belirten, Doç. Dr. Ünsalan, “Meteorlardan kaynaklanan yangınlarla ilgili elimizde bilimsel bir veri olmamasına rağmen, meteor yağmurları döneminde sebebi bilinmeyen yangınların artığını ama yine de elimizde bilimsel bir veri olmadığından yangınların sebebinin de meteorlar olduğunu söyleyemedeklerini” ifade etti. “İÜ olarak bu konudaki çalışmalarımızı her gün biraz da ileri götürüyoruz” diyen Doç. Dr. Ünsalan, “Çalışmalardaki amacım bilime hizmet etmektir” diye konuştu.
Atmosferin yakınında tahmini 9 bin civarın da asteroit olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Ünsalan, bunların dünya için tehlikeli olanlarına karşı erken uyarı sistemlerinin kurulduğunun altını çizdi. Doç. Dr. Ünsalan sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Gelecekte asteroit madenciliğinin düşünülüyor ve bununla birlikte bize yakın astroitler değerlerine göre ilgili kurumlarca sınıflandırılıyor”.
Doç. Dr. Ünsalan, İstanbul Üniversitesi’nin uzun zamandır NASA ile beraber çalıştığından söz etti ve “Özellikle ‘Sarıçiçek meteoru’ konusunda epey yol katettik” dedi. Ayrıca Doç. Dr. Ünsalan NASA’dan birçok tecrübe kazandıklarını belirtti. Son olarak Doç. Dr. Ünsalan “Bu çalışmalar TÜBİTAK ‘MFAG-113F035’ numaralı Meteor Takip Sistemleri projesi ve ‘İÜ-BAP/58261 numaralı Güdümlü proje tarafından desteklenmektedir” dedi.