İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet Tıp Bayramı Kutlama Töreni’ne Katıldı

 

İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, TC Sağlık Bakanlığı tarafından 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla 14 Mart 2014 tarihinde Bomonti Hilton Otel’de düzenlenen Tıp Bayramı Kutlama Töreni’ne katıldı.

 

Törene TC Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Selami Albayrak ve çok sayıda hekim katıldı.

 

DSC_3333

 

 

Bakan Müezzinoğlu, “Hak edileni talep etmek tabii ki hepimizin görevi. Çözüm üretmek bizim sorumluluğumuz. Bu milletin imkânlarıyla sorunları çözeceğiz ama sorunları tamamen kaldırmak reel değil. Dertler ve sıkıntılar paylaşıldıkça azalır, mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır. Biz sorunlarımızı paylaşarak azaltmaya çalışacağız. Çözümler de inşallah gelecek” diye konuştu.

 

Üniversitelerin sağlık alanındaki önemine dikkati çeken Bakan Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Üniversiteler yönetim vizyonlarıyla, bir taraftan kendi ayaklarını bir taraftan da bizim ayağı güçlü kullansalar, çok daha iyi yerlere gelirler. Zorlukları beraber aşacağız. Bugün Türkiye sağlıkta yeni projeler yapabiliyorsa, yine üniversitelerin insan kaynağıyla yetiştirdiği kaliteli insanımızla yapıyordur. 2023’te Türkiye’nin şehir, kamu hastaneleri, özel sektörü ve üniversiteleriyle yalnız 76 milyon ülke insanına değil, yakın coğrafyada 1 milyar nüfuslu insana sağlığın yüksek standardını sunan bir Türkiye hedefini planlayabiliyoruz.”

 

DSC_3359

 

Müezzinoğlu, konuşmasının ardından sağlık kurumlarındaki başarılı yöneticilere plaket verdi.

İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, konuşmasına tüm sağlık camiasının Tıp Bayramını kutlayarak başladı.

“Son on yılda ülkemizde sağlık alanında çok büyük bir değişim yaşandı. Değişimin en hızlı olduğu toplumlarda, gerilim ve sıkıntılar da yine çok üst düzeyde seyreder. Ama ortada bir gerçek var; bütün dünyada örnek gösterilen, parmakla gösterilen gelişmeleri ülkemizde sağlık alanında yaşadık. Hastalarımızın, hizmete ulaşımındaki kolaylıklardan, hekim ve sağlık çalışanları olarak, bizlerin de çok daha keyifli çalıştığı çok modern hastane ortamlarına kadar birçok gelişmeyi hep beraber yaşadık ve bunun için de büyük bir mutluluk ve gurur duyuyoruz.

Üniversiteler, mutlaka topluma dokunan, topluma hizmet sunan kurumlardır. Ama üniversitelerin asli görevi eğitim, öğretim ve araştırmalardır. Sundukları hizmeti eğitim öğretime ve araştırmaya yönelik olarak yaparlar. Bugün ülkemizde halan 82’si faal olan 86 tıp fakültesi hizmet vermektedi ve bugün itibariyle bu 86 tıp fakültesinin nüfusumuza oranı 0.89. Bütün dünyaya göre çok üst düzeyde.

Köklü, deneyimli, büyük tıp fakültelerine desteği mutlaka arttırmalıyız. Üniversite hastaneleri eğitim öğretimde bizim en önemli alanımız. Otuzun üstündeki sağlık mesleğinde yetişen öğrencilere ve uzmanlık öğrencilerine buralarda pratik yaptırma ve onlara meslek hakkında çok önemli bilgileri aktarma imkanı buluyoruz. Bu nedenle üniversite hastanelerinin yaşayabilir, sürdürebilir, birer işletme olarak ayakta kalabilir olmalarında çok büyük önem var.

İşte burada acilen bir sıkıntımızı ifade etmek istiyorum: Üniversite Hastaneleri hakkındaki, mali kararların, ekonomik koordinasyonlar kurulundan bir an evvel çıkmasını istiyoruz. Bunun için bir kez daha sizden destek bekliyoruz.

Devlet hastanesi, özel hastane, üniversite hastanesi, bu üç sacayağı çok önemlidir. Bu sacayağının dengeli olması gerekir. Bu üç kurumun birbirini besleyici, birbirleri ile yakın işbirliği içinde olması gerekir. Devlet hastaneleri gerçekten sayılarıyla, son yıllardaki atılımlarıyla iltifata çok hakketmiştir. Ama üniversite hastaneleri de bu devletin hastanesidir. Vakıf olanları da devletin demek gerekir. Dolaysıyla bu rekabette biraz üniversiteleri ve üniversite hastanelerini hatırlamakta fayda var.

Tam günle ilgili olarak, sayın bakanımız bizimle çok sık diyaloğa girdi sağ olsun. Bizim fikrimizi de aldı, hem de çok sık aldı. Biz de ona bu diyaloğa karşılık bütün sıkıntılarımızı aktardık.

Hekimlerin, özlük haklarının düzeltilmesine ihtiyaç var. Hekimlik çok riskli bir meslek. Üniversitelerdeki akademisyenlerin inovatif ve araştırmacı özelliklerinden sanayi ile endüstri ile bütünleştirerek yararlanmak lazım. Akademisyenlere ve özellikle araştırmacılara, özlük hakları konusunda destek verme mecburiyeti var ülkemizin.

Çözüm odaklı düşünen yöneticiler de paydaşlarıyla konuşarak, onları dinleyerek, hızlı bir şekilde bu sorunları çözmeye çalışırlar.”

 

İÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü