AJANS ÜNİVERSİTE- Elif KARAKOÇ – Duygu ÜNAL
Fotoğraf- Gözde KARAKURT- Erkut KILIÇ
İstanbul Üniversitesi (İÜ)Psikoloji Kulübü tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen Psikoloji Günleri 8-9 Mayıs tarihleri arasında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cem’i Demiroğlu Oditoryumu’nda gerçekleştiriliyor
2011 yılının Mart ayından bu yana yapılan etkinlik, bu yıl “ilişkiler” temasıyla psikolojik ve bilimsel çalışmalar yapan akademisyenleri, lisan, lisansüstü öğrencileri ve psikoloji bilimine ilgi duyan herkesi bu platformda buluşturuyor.
Psikoloji Kulübü Başkanı Ecem Uzun ve İÜ Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlknur Özalp Türetgen’in açılış konuşmasının ardından başlayan günün ilk oturumunda, “ebeveyn- çocuk ilişkisinin çocuk cinselliğine olan etkisi” konuşuldu.
Konuşmayı gerçekleştiren Psikiyatrist Doç. Dr. Burak Doğangün, Freud’un psikoseksüel gelişim kuramından yola çıkarak çocuğun ruhsal kimliğini kazanmasında en önemli sosyal faktörlerden biri olan ebeveynlerin yaklaşımının önemi üzerinde durdu. Klinik tecrübelerinden verdiği örneklerle konuşmasına devam eden Doç. Dr. Doğangün, “Şefkat arayışı içinde olan çocukların şehvet ile karşılık bulması onları cinsel istismara sürükleyen nedendir. Bu nedenle çocukla geçirilen sürenin kalitesi çok önemlidir. Bunun yanı sıra çocukların soru sormasına izin verilmeli ve bu konuda merak ettikleri gizlenmemelidir. Çünkü gizleme, çocukta gerçek konusunda daha büyük kuşku yaratır” dedi.
Cem Mumcu, psikiyatrik sınıflandırma sistemi olan DSM (The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders)’yi şöyle değerlendirdi: “Amerikan Psikiyatri Birliğinin normal ve normal olmayanı tarif ettiği, neyin hastalık neyin belirti olduğuna karar verdiği bir sistem. ABD kendi fikirleri ve çıkarlarından doğru kurallar benimsiyor. Eşcinsellik psikiyatrik bozukluk olarak alınıyor. Eşcinsellik vardı hep, sonra bu nasıl kalktı? Gay Derneği ABD Psikiyatri Birliği Derneği’nin toplantısını bastı da kalktı. Böyle bilim olur mu? Kendi değerlerini norm, sizinkiler anormal sayan bir sistem var. Endüstriye de hizmet ediyor. Neye hastalık derse onun ilaç sektöründeki etkisi de görülüyor. İnsani hallerin hepsi teşhis şu an. Cadı yakmanın çağdaşı gibidir. Size açık söyleyeyim ben manik bozukluk denen hastalığı tanımıyorum.”
Son zamanlarda ünlülerle birlikte anılmaya başlanan “Yaşam Koçu” konusuna da değinilirken, “Koç Pisliği Temizliyoruz” ifadesini kullanan Mumcu, beyin cerrahı olmayan birine beynimizi açtırmadığımız gibi bu konuda da özenli olmalıyız diyerek konuya dikkat çekti.