AJANS ÜNİVERSİTE- Ceren PARÇAL
Fotoğraf- Yusuf TEKKE
Dünyada ve ülkemizde sosyoekonomik düzeydeki gelişmelerle bağlantılı olarak yaş ortalamasının yükselmesi kalp hastalarının profilinde de ciddi değişimlere yol açıyor. Buna bağlı olarak 75 yaş üstü popülasyondadejenaratif aort kapak darlığı sıklıklarında artış yaşanıyor. Diyabet, hipertansiyon, böbrek yetmezliği gibi ciddi hastalıkları olan kalp hastalarına göğüs kafesinin açılması ve aort kalp ve akciğerin devre dışı bırakılması ile aort kapağının değiştirilmesi şeklinde uygulanan klasik yöntem ise ciddi ölüm riskleri taşıyor.
Alternatif Bir Yöntem: TAVI
Gelişen teknolojik gelişmelerle birlikte kasıktan girilerek aort kapağına ulaşıp yeni bir kapak takma işlemi (Transkateter yöntemle aort kapak değiştirilmesi) ilk kez 2002 yılında Fransa’da Dr. AlainCribier tarafından gerçekleştirildi.İÜ Kardiyoloji Enstitüsü Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Ahmet Yıldız, İstanbul Üniversitesi’nde ilk kez uygulanan bu yöntemin büyük önem taşıdığını belirterek şu açıklamalarda bulundu: “Transkateter Aort Kapak İmplantasyonuolarak adlandırdığımız bu yöntemde, kasık bölgesinden girilerek aort kapağına ulaşılıyor ve yaklaşık 20-25 dakika süren bir işlem ile aort kapağı değiştirilebiliyor. Göğüs kafesi açılmadığı için mortalite riski ise bu işlemde klasik yönteme göre daha az. Hastalar işlemden sonra iki gün içinde servise çıkabiliyor, ayağa kalkabiliyor ve dört ile beş gün içerisinde taburcu olabiliyor. Yani uygulanan yöntem hastalar için de büyük kolaylık sağlıyor.”

Neden TAVI?
Yaş arttıkça, aort kapak darlığının tedavisinde uygulanan standart açık kalp cerrahisi riskinin artmakta olduğunu ifade edenDoç. Dr. Yıldız şunları söyledi: “Özellikle klasik açık kalp cerrahisindeki genel anestezi ihtiyacı, kalp akciğer makinesine bağlanma, göğüs kafesinin geniş bir kesi ile açılması ve uzun operasyon süreleri ileri yaş ve yüksek riskli hastalarda ölümcül ve ölümcül olmayan olay oranlarını oldukça arttırmaktadır. Normal standart aort kapak ameliyatlarında, operasyon sırasında hastayı kaybetme riski %4-5 civarında iken bu oran yaşlı ve riski fazla olan hastalarda %15’e yükselmektedir. Hatta çok yüksek riskli hasta grubunda ölüm oranları %50’lere kadar ulaşabilmektedir.Yüksek riskli hastalarda açık kalp cerrahisinin yüksek ölüm riskleri olması nedeniyle yeni teknolojiler ile daha az girişimsel yöntemler araştırılmıştır. Bunun sonucunda teknolojideki hızlı gelişmelerle beraber, kasıktan girilerek aort kapağına ulaşıp yeni bir kapak takma işlemi olan TAVI uygulanmaya başlanmıştır.”
Hangi Hastalara TAVI Öneriliyor?
“Heart Team” adı verilen kalp ekibi ile birlikte hastanın bu işlem için uygun olup olmadığına karar verildiğini belirten Doç. Dr. Yıldız, sözlerine şunları ekledi: “TAVI yöntemi, aort kapağa müdahale kararı verilmiş; ancak açık kalp ameliyatını kaldıramayacak kadar yüksek riskli olan hastalara önerilmektedir. TAVI işlemi için gerekli olan bir diğer şart ise kalp cerrahisi ekibinin bulunduğu merkezlerde gerçekleştiriliyor olmasıdır. Hastaların bu işlem için uygun olup olmadığına bu işlemde önemli bir unsur olan kalp ekibi ile birlikte karar veriyoruz. Bu ekipte kalp damar cerrahisi, kardiyolog, anestezist, radyolog ve nörologlar yer alıyor. Öncesinde başarılı bir hazırlık süreci ile birlikte bu işlemi hep birlikte gerçekleştiriyoruz.İÜ Kardiyoloji Enstitüsü olarak bunu başarılı şekilde gerçekleştirdik. Bu işleme dâhil olan Prof. Dr. Ömer Göktekin’e ve hocalarımız Prof. Dr. Tevfik Gürmen, Prof. Dr. Murat Ersanlı, Prof. Dr. Murat Mert ve Prof. Dr. Kamil Karaoğlu’na teşekkür ediyorum.”
TAVI Yöntemi Risk Taşıyor mu?
TAVI yönteminde riskin, kalbin pompalama gücü, eşlik eden diğer hastalıklar, hastanın yaşı ve diğer faktörlere bağlı olarak değiştiğini ifade eden Doç. Dr. Yıldız, bu yöntemin kardiyolojik girişimler içerisinde en riskli işlem grubunu oluşturduğunu belirterek şunları ifade etti: “İşlem esnasında ve sonrasındaki 30 günlük takip sürecinde ölüm riski oranı yaklaşık % 3-9 arasında değişmektedir. Aort atardamarının yırtılması, stroke (inme), miyokardinfarktüsü (kalp krizi), kalıcı kalp pili ihtiyacı, ciddi aort kapak yetersizliği işlem esnasında ve sonrası dönemde görülme riski olan komplikasyonlardır. Bu komplikasyonlara rağmen TAVI işlem riski açık kalp cerrahisi riskinin toplam riskinden daha düşüktür. Günümüzde TAVI işleminin aort darlığı olan tüm hastalara uygulanmadığı, açık kalp cerrahisi işleminin yüksek riskli olduğu hastalarda alternatif bir yöntem olarak yapıldığı unutulmamalıdır.”
Kutu: TAVI Nasıl Uygulanıyor?
Doç. Dr. Yıldız, TAVI işleminin nasıl uygulandığıyla ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu: “Transkateter yöntemle aort kapak değiştirilmesi esnasında, hasta genel anestezi veya tercihen derin sedasyon dediğimiz yöntemle uyutulur. Uyutulma sağlandıktan sonra iğne ile kasık bölgesinden geçen atardamara ulaşılır ve buraya kılıf (boru sistemi) yerleştirilir. Diğer kasıktan işlem esnasında kalbi geçici olarak hızlandırıp tansiyonu düşürmek için geçici kalp pili takılır. Boru sistemi üzerinden kılavuz tel gönderip aorta yoluyla aort kapağa ulaşılır, bu kılavuz tel ile orta kapak geçilir ve sol ventrikülde (karıncıkta) park edilir. Bu kılavuz tel üzerinden protez kapak sisteminin kolay geçmesi için genellikle sıkı dar olan aort kapağa balon yapılır. Belli bir açıklık sağlandıktan sonra kılavuz tel üzerinden önceden çapı, boyutu tespit edilmiş biyolojik protez aort kapak ilerletilir. Aort kapak üzerine gelindiğinde biyolojik protez kalp kapağının kan akımına bağlı olarak hareket etmemesi için kalp pili çalıştırılır (180-200/dk), tansiyon düşürülür ve kapak yerleştirilir. Kapak yetersizliği açısından kontrol çekimler sonrası, kılavuz tel çıkarılır. Kasığa yerleştirilmiş olan boru sistemi de çıkarılır ve özel tekniklerle kasıktaki atardamar girişim yeri kapatılır. İşlem süresi 1-2 saati geçmemektedir. Hastalar TAVI işleminden sonra 48 saat kadar koroner yoğun bakımda tutulmakta ve 4. veya 5. gününde hastaneden bir ameliyat yarası olmadan taburcu olabilmektedir.”