AJANS ÜNİVERSİTE
İstanbul Üniversitesi (İÜ) 2014-2015 Akademik Yılı, düzenlenen törenle resmen başladı.
İlk olarak Ana Yerleşke’deki Rektörlük Bahçesi’nde düzenlenen törene, fakültelerin dekanları, meslek yüksekokullarının müdürleri ile öğretim üyeleri katıldı. İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet’in Atatürk ve Gençlik Anıtı’na çelenk koymasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, ardından İstiklal Marşı okundu.
Akademik Yılı açılışı için ikinci tören, İÜ Fen Fakültesi’ndeki Ord. Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda yapıldı. Buradaki törende dekanlar, MYO müdürleri ile öğretim üyelerinin yanı sıra öğrenciler de hazır bulundu.
Törende ilk olarak İÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nün hazırladığı üniversite tanıtım filmi gösterildi.
Törende konuşma yapan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, üniversite bünyesinde 163 binden fazla öğrencinin yükseköğrenim gördüğünü belirterek, öğrencileri en üst seviyede mezun edebilmek için büyük bir çaba harcadıklarını ve bu kadar çok sayıdaki genci yetiştirmenin kendilerini gururlandırdığını söyledi.
Prof. Dr. Söylet, İstanbul Üniversitesi’nin dünya çapında bir üniversite olmayı hedeflediğini aktararak, hızla gelişen teknolojinin, bilginin çok hızlı tüketilmesine neden olduğunu, bu durumun da sürekli yeni bilgileri araştırıp bunları değerli ürünlere dönüştürülmesi gereğini ortaya çıkardığını ifade etti.
“Üreten Ülke Olmak Zorundayız”
“Türkiye’nin gelecekte güçlü ülkeler arasında bulunmasını istiyorsak bilgi üreten ülke olmak zorundayız” diyen Rektör Prof. Dr. Söylet, kamu-özel sektör ve STK’lar ile üniversitelerin bir araya gelerek üzerlerine düşen görevleri yaptıkları ülkelerin kalkınabildiklerini kaydetti.
İstanbul Üniversitesi’ni, Türkiye üniversiteleri arasında “amiral gemisi” olarak tanımlayan Prof. Dr. Söylet, şunları söyledi:
“Üniversitemizde çok önemli çalışmalara imza atılıyor. Birçok bilim insanımız gece-gündüz demeden bilim üretiyor. Bunları yakından takip ediyor, gururlanıyoruz. Ancak istiyoruz ki; bu çalışmaları toplumla daha çok buluşturalım, sanayi bu bilgileri daha çok kullansın, insanımız bu bilgilerle hayatın içinde daha çok karşılaşsın. Üniversitelerin, Türk sanayisinin, teknolojik gelişiminin, inovasyonunun AR-GE merkezleri haline gelmeleri gerekiyor. Ancak bu şekilde milli gelirimizi artırabilir, insanımızın daha iyi şartlarda yaşamasını sağlayabiliriz.”
“Üniversiteler Kolektif Çalışmalı”
Bugün büyük bir rekabet ortamı olduğunu, bu nedenle de nitelikli insan eğitiminin yanı sıra bilgi üretilmesi ve bunun ürüne dönüştürülmesinin hiç olmadığı kadar önem kazandığını aktaran Prof. Dr. Söylet, bunu başarabilen üniversitelerin bulundukları ülkeyi hızla kalkındırdıklarını anlattı. Prof. Dr. Yunus Söylet, gelişmiş ülkelerin üniversitelerinin, ülkelerin sanayileri ile işbirliği yaptığını vurgulayarak, birden çok üniversitenin bir araya gelerek kolektif şekilde çalışmalar yaptıklarını anımsattı.
İstanbul Üniversitesi’nin 297 araştırma laboratuvarına sahip olduğunu, bu laboratuvarların 97’sinin uluslararası işbirliği yaptığını hatırlatan Prof. Dr. Söylet, üniversitenin çeşitli bilim kollarında yaptığı atılımları ve gençlere yönelik gerçekleştirilen “girişimcilik” derslerinden bahsetti. Araştırma yapmak isteyen bilim insanlarına her türlü destek verdiklerini belirten Prof. Dr. Söylet, İstanbul Üniversitesi’nin TÜBİTAK tarafından desteklenmeye değer bulunan on üniversiteden biri olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Söylet, üniversitenin uluslararası anlamda çeşitli işbirlikleri yaptığını anlatarak, Türkiye’nin bilim politikasını değerlendirdi:
“Bilgi ve bilim haritası anlamında Türkiye’nin önünde ciddi bir yol haritası olmak zorunda. Siyasetçilerimiz üniversitelerin önemini elbette biliyorlar ve çok önemli çalışmalar gerçekleştiriyorlar ama Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için araştırma bütçelerinin daha da arttırılması, bilim insanlarının maaşlarının yükseltilmesi, altyapı ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor.”
Üniversitelerin sadece 18-24 yaş grubuna eğitim vermediğini, çağın gereklerine uygun olarak üniversitelerin yaşam boyu eğitimin de merkezi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Söylet, gençlere yönelik, üniversitenin internet üzerinden verdiği hizmetleri de anlattı.
“Sanat Toplumları Başarıya Götürür”
Akademisyenleri temsilen konuşan Devlet Konservatuvarı’ndan Araştırma Görevlisi Alper Alpman, Türkiye’nin sanat gündeminde ve basınında daha fazla yer bulmayı umduklarını belirterek, “Üniversitemizin de desteğiyle bu sorunların altından kolayca kalkabileceğimize inancım sonsuz. O zamana kadar asli görevimiz olan, dünyayı sanat yoluyla yorumlayan, ulusal bir çizgiden hareketle evrensel çizgiyi yakalayabilen ve toplumsal beğeniyi yükseltmeyi hedefleyen sanatçılar yetiştirmeye yorulmadan devam edeceğiz. Çok iyi biliyoruz ki sanat toplumları barışa taşıyan en önemli faktörlerden biridir” ifadelerini kullandı.
İstanbul Üniversitesi öğrencileri adına konuşma yapan Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu öğrencisi Oğuz Kemal Turan, üniversitenin tabanını öğrencilerin oluşturduğunu, bu tabanın kurumsal yapıya dönüşmesi için çalışmalarını sürdüren 255 adet öğrenci kulübü olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Stojkovski’ye Fahri Doktora
Konuşmaların ardından Makedonya Üsküp Kiril ve Metodius Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Velimir Stojkovski’ye fahri doktora verildi. Prof. Dr. Stojkovski’ye cübbe giydiren Rektör Prof. Dr. Söylet, Stojkovski’ye Galata Kulesi’nin yer aldığı bir resim hediye etti. İÜ Veterinerlik Fakültesi Dekanı Halil Güneş de Prof. Dr. Stojkovski’ye İÜ rozeti taktı. Prof. Dr. Stojkovski, Söylet ve Güneş’e Makedonya’daki Taşköprü’nün yer aldığı küçük bir kabartma eser hediye etti.
Makedonya Üsküp Kiril ve Metodius Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Velimir Stojkovski, Üsküp’teki taş köprünün önemli bir sembol olduğunu, sadece bir yapı olmadığını, birlik ve beraberliği yansıttığını söyledi. Prof. Dr. Velimir Stojkovski, fahri doktora unvanının, kendisini için bir onur olduğunu ifade etti.
Tören, tenor Şakir İlyasoğulları ve kızı piyanist Sıla İlyasoğulları’nın Balkan ezgilerini seslendirdiği konserle son buldu.