AJANS ÜNİVERSİTE – Merve REİSOĞLU
Fotoğraf: Gigi GIANNELLA
Özge Karaoğlu Ergen, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği bölümünü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümüyle çift anadal yaparak tamamladı. Özge Karaoğlu’nun öğrencileriyle birlikte geliştirdiği projesi “Bubble and Pebble” 2012 yılında ESU’nun düzenlediği yarışmada yenilikçi ve teknolojik metotların İngilizce öğretiminde kullanılması ile ilgili yapılan yarışmada çok sayıda projenin arasından ödüle layık görüldü. Kariyerine İstanbul’da özel bir okulda devam eden Karaoğlu, çalıştığı kurumda son iki senedir Yabancı Diller Bölümü K12 Teknoloji ve Entegrasyon Uzmanı olarak yabancı diller müfredatına İngilizce entegrasyonu nasıl sağlanmalı proje alanında çalışıyor. Aynı zamanda, öğretmen eğitimcisi kimliğiyle dil eğitiminde teknolojinin kullanımı ile ilgili Türkiye’de ve çeşitli ülkelerde İngilizce öğretmenlerine seminerler verip çeşitli kitaplar yazarken kitaplar için dijital materyaller de hazırlıyor. Hazırladığı interaktif kitapları ve DVD serileri ile farklı eğitim platformlarında çok sayıda adaylığı ve ödülü bulunan Karaoğlu yeni projelerinin de sinyalini verdi.
Kariyerleri Etkileyen Ömürlük Öğretmenler
“Herkes sevdiği, hedeflediği ve kendi bilgi donanımına yakışan mesleği yapmalı ve ben bu mesleği yaptığım için, çocuklarla ve meslektaşlarımla bilgimi paylaştığım için çok mutluyum. Meslek sevmek çok önemli hele de öğretmenlik sevmeden yapılacak bir meslek kesinlikle değil” diye konuşan Karaoğlu, İngilizce öğretmeni olmasında öğretmenlerinin etkisi olduğunu söyledi. Karaoğlu, “Benim için İngilizce öğretmeni olmamın en büyük nedenlerinden bir tanesi ortaokul zamanlarımda gittiğim bir kurstaki İngilizce Öğretmenim Tülay Aytaç’tır. Onun konuşması ders anlatışı beni oldukça etkilemişti. Bunun yanında lisans eğitimim süresinde İstanbul Üniversitesi’ndeki tüm öğretmenlerim benim için çok değerliydi. Özelikle, beni üniversite öğretmenlerimden en etkileyenlerden biri Yrd. Doç. Dr. Dilek İnal’dır. Onun ders anlatışı ve öğretmen olarak düşündürücü ve sizi zorlayıcı sorular sorması kariyerim açısından benim için etkiliydi” dedi.
Sabır ve Azim Bu Sürecin Olmazsa Olmazları
Her şeyin deneyimle ve başarıya giden yolun sabretmekten geçtiğini söyleyen Özge Karaoğlu çalışmanın önemine dikkat çekti ve kariyer basamaklarını tırmanırken birçok zorlukla karşılaştığını ve ümitsizliğe düştüğünü söyledi. 2008 yılında dil eğitimi ile ilgili kendi fikirlerini ve internette bulduğu eğitimle ilgili web araçlarında keşfettiği yenilikleri yazdığı bir blog kuran Karaoğlu, ilk başlarda çok fazla dikkat çekmediğini fakat azimle yazmaya devam ederek blogu sayesinde çok büyük yerli ve yabancı eğitimci kitlelerine ulaştığını ifade etti. Bu uğraşının onun için insanlarla paylaştığı dijital bir portfolyosu olduğunu sözlerine ekledi.
Dil Öğretimi’nde Dijital Materyal Hazırlama
Şu anda çoğunlukla küçük yaş gruplarıyla çalışan Karaoğlu, çalıştığı kurumda çocukların bir animasyon stüdyosu olduğunu ve burada çizgi film yaptıklarını söyledi. Bunun üzerine bu çizgi filmleri neden İngilizce yapmadıklarını sorgulayarak bu fikri ortaya attı. Karaoğlu: “Genellikle okutulan hikayeler kitaplardan alınıyor. Fakat bu sefer hikayeleri çocuklar yazsın ve bu hikayeler onların hikayeleri olsun diye düşündük. Çünkü; bu sayede çocuklar kendi yaşıtları için bir materyal hazırlamış olacaklar ve bu materyal dijital bir materyal olacak. Hedeflenen öğrencilerin, yaratıcılıklarını serbest bırakarak belirli karakterler çizmelerine izin verdik ve bu karakterler üzerinden onlarla birlikte hikayeler oluşturduk. Ardından da çocuklar oluşturdukları hikayelerin seslendirmesini yaptılar. Animasyon öğretmenimizin de katkısıyla bu hikayeleri dijital ortama taşıdık. Bir öğrencimin: “Neden bunu evde de oynayamıyorum?” sorusu üzerine hazırladığımız interaktif hikaye ve alıştırmaları uygulamalara dönüştürdük. Bu uygulama da dünyada çocuklar tarafından oluşturulan ilk uygulama oldu. Öğrencilerin fikirleri ve soruları asla küçümsenmemeli çünkü bana bunu söyleyen öğrencim 6 yaşındaydı ve farklı bir çalışmanın çıkış noktasını oluşturdu. Bu tarz bir proje dünya da ilkti ve bu tamamen işbirlikçi bir projeydi. Bu konuda öğrencilerim, öğretmen arkadaşlarım ve okulum bana çok destek oldu” diyerek işbirlikçi ortamın önemini gözler önüne sermiş oldu.
Teknolojiyi öğretmen olarak nasıl sunduğunuzun önemine dikkat çeken Karaoğlu: “Çocuklara farklı materyal kazandırmak açısından teknoloji çok önemli ama biz bazen öğretmen olarak şunu kaçırıyoruz. Benim dersteki kazanımlarım teknolojinin önüne asla geçmemeli. Bu yüzden; teknoloji bir amaç değil, bir araç olarak kullanılmalı ve bunun ötesine geçirilmemeli. Önemli olan kullanacağım web aracının benim kazanımıma destek olması” diyerek dil eğitiminde teknoloji kullanımının yerine işaret etti.
Buckingham Sarayı’ndan Ödüllü İlk Türk İngilizce Öğretmeni

Bu ödüle hazırladığı projesiyle başvurup kabul edildiğini söyleyen Karaoğlu, ödülünün bu zamana kadar İngilizce öğretimine bulunduğu katkılardan dolayı olduğunun ifade edilerek verildiğini vurguladı. Bunun kendisi için çok daha onur verici olduğunu söyledi. Karaoğlu, “İngiltere’ye gidip demir parmaklıkların arkasından baktığınız kapıların sizin için açılması çok enteresan bir şey. Orada bunu alan ilk Türk olmak ve oraya davet edilen ve ödül alan tek yabancı uyruklu kişi olmaksa çok özel bir duyguydu. Saraya girdikten sonra bizi bir odaya aldılar ve ardından Prens Philip ödülleri takdim etmek üzere odaya geldi. Bana ödülümü verirken Türkiye’den gelmeme çok şaşırdığını söyledi ve İngilizce’yi nasıl bu kadar iyi konuşabildiğimi sordu. Bende İngilizce’yi Türkiye’de öğrendiğimi söyledim ve şaşkınlığını daha da arttırdı. Sonra da beni tebrik edip ödülümü verdi. Bu hayatım boyunca unutamayacağım bir anı olarak kalacak” dedi.
Bundan sonra yapacağı çalışmalarının tekrar öğrencilerle birlikte hazırlayacakları bir çizgi film olan Samantha’nın Maceraları’nda, yeni bir hikayeyle yeni kavramları ilişkilendireceklerini söyledi. Aynı zamanda, kitaplar için dijital materyaller hazırlamaya devam edeceğini de dile getirdi.