AJANS ÜNİVERSİTE – Sümeyye YAMAN
Fotoğraf – Safiye ALTINKUM
İş hayatının yoğun temposundan kaçış olarak aktivitelere yönelenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Boş zamanı değerlendirme amacıyla yapılan faaliyetler hayatın pek çok alanında olumlu etki sağlıyor. Günlük yaşamda iş hayatından aile hayatına kadar topluma daha uyumlu bireylerin kazandırılması için yapılan bu faaliyetler sosyal hayatta büyük önem taşıyor.
“Dans Bir Terapidir”
Motivasyon, eğlence, sosyallik kazanımlarının dans aktivitesinde önemli yer bulduğunu söyleyen ‘Ve Dans’ Dans Eğitmeni Gizem Müftüoğlu, “İş hayatının belirli bir temposu var. Özellikle yoğun tempoda çalışanlar için bir yerden sonra sıkıcı olmaya başlıyor. İnsanların hobi edinme amacı da bu aslında. Sadece dans değil birçok hobinin yapılma amacı insanı biraz o kimlikten uzaklaştırmaya ve eğlendirmeye yönelik olması. Sosyallik kazandırıyor ve rahatlama açısından müziğin insanın üzerinde çok etkisi var. Müzikle dansı birleştirdiğiniz zaman başka bir dünyaya gidiyor insan. Farklı bir dünyada farklı bir ortam buluyorlar bu yüzden kurumsal alanda çalışan insanların mutlaka bir hobi edinmeleri gerektiğini düşünüyorum” dedi. Kişilerin beklentilerine göre dans türlerine yönlendirdiğini ifade eden Müftüoğlu, “Haftada bir veya iki gün ilgilenmek bile kişiyemotivasyon sağlıyor. Eşiyle çocuğuyla gelenler oluyor. Bizim ortamımız aslında onlara sunulan bir eğlence ortamı. Bunları kullanabilecekleri alanlarda oluyor dans geceleri, düğün organizasyonu gibi. İş hayatından gelen erkekler partnerli dansları tercih ediyorlar. Spordan sıkılıp gelenleri zumba, plates ve yogaya yönlendiriyorum. Spor amaçlı ve sosyalleşme amaçlı olarak beklentilere göre değişiyor. Yeni bir şey öğrenmenin verdiği heyecan var bu işte. Denemelerini tavsiye ediyorum çünkü dans bir terapidir” dedi.
“Tiyatro takım çalışmasıyla sosyalleştirir”
İş hayatından daha çok finans bölümlerinde çalışanların tiyatroyu tercih ettiğini dile getiren Fazla Mesai Tiyatro Grubu Yönetmeni Can Törtop, “En çok gelenler bilgisayar temelli çalışanlar. Bankacılar, muhasebeciler geliyor. Sosyalleşme amaçlı avukatlar, doktorlar, memurlar geliyor. Masa başı çalışmayanlar, satış temsilcileri de katılıyor. Sosyal sıkıntıları olan insanlar da geliyor. Samimiyet tiyatroyu var eden duygudur ve tiyatro süreklilik ister. Gün geçtikçe katılım artıyor. Ben oyuncu olmak istiyorum deyip işi bırakan insanlar var” dedi ve tiyatronun iş disiplinine ve iş verimine katkısını şu şekilde aktardı: “Tiyatro sadece boş zamanda yapılacak bir etkinlik değil, çok ciddi emek isteyen bir alan. Yetenek der herkes tiyatro için, ama değil. Egzersizler önemlidir, duyguyu yönetmemizi sağlar. Tiyatro bir takım çalışmasıdır. İş verimine iş disiplinine etkisi vardır. Birbirine güvenle bağlı parçalardan oluşur. Prova süreci bir yardımlaşmadır. Birbirimize paslar vererek iç elektriği geliştirmekesas alınır. Sanat insana hem dert verir hem mutluluk verir. Yaşama kalitesi sanatla gelişir. Mutlu olmak için atılan adımlardan birisi sanat, ailemize iş hayatımıza anlam katar. Hayatımızı dengelemeye yardımcı olur.”
“Aktiviteler Demokrasiyi Besler Hoşgörü Yayar”
Aktivitelerin insan yaşamı üzerindeki fiziksel ve duygusal etkilerini değerlendiren İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Esra Aslan, “Aktiviteler bilişsel yönümüzü geliştirirken aynı zamanda duygusal anlamda kendimizi iyi hissetmemizi sağlar. Sosyal aktiviteler dostluk ilişkilerini de geliştiriyor. Öğrenmek bilişsel yönümüzü, öğrendiklerimizi uygulamak fiziksel yönümüzü geliştirir. Farklı yetideki insanları bir araya getirebilmek, bir grup oluşturmak, bir arada olmayı hem sosyal yönümüzü hem de etik tarafımızı geliştiriyor. Ekip çalışmaları yaparken başkalarının haklarını da gözetmeniz gerekiyor. Karşınızdakinden ders alıp kendinizi geliştiriyorsunuz. Bu uzlaşmayı beraberinde getirir, demokrasiyi besler, hoşgörüyü yayar” dedi.
“Boş Zaman Kısa Ömrün Bir Fırsatıdır”
Sosyal faaliyetlerin kişinin psikolojisini olumlu yönde etkilediğini ve bunun çevresine de yansıdığını dile getiren Prof. Dr. Aslan, “İnsanın ailesiyle sağlıklı ve pozitif ilişki kurabilmesi için kendini iyi hissetmesi gerekir. Kendini geliştirme psikolojide daha çok kendini gerçekleştirme olarak geçer. Yaşamdaki deneyimlerimiz ilerideki yaşantımızı da etkiliyor. Sağlıklı ilişkilerin gelişmesi için boş zamanın değerlendirilmesi bir fırsattır. Boş zaman kişinin kendini tamamlaması, kendini gerçekleştirmesi, iyi ilişkiler kurması için bir fırsat” dedi ve kişilerin aktivitelere ihtiyaç duymasının nedenlerini şu şekilde ifade etti: “Kişiler bu alanlara bir boşluk ve tatminsizlik sonucu yöneliyor. Hayatınızı garantiye alacağınız bir alana yöneliyorsunuz önce. Senelerinizi verirken yaşamın en hareketli zamanları bu şekilde sürüyor. Boş zaman insanın kısa ve limitli ömrünü daha zengin geçirmesi için bir fırsattır, nasıl kullanacağınızı bilmelisiniz. İnsan içten dışa doğru gelişiyor. Kendimizdeki eksiği görmemiz gerekiyor önce, kendimizi geliştirmek için zaman yaratmalıyız. Birkaç faaliyetle ilgilenmek iyi hissettirir ve ilişkilerimize yansır.O ilişkiler hedeflerimize ulaşmada bağlantılar getirir, o bağlantılar bizi daha mutlu ve tatmin eder. Bir kısır döngü şeklinde ilerler ve bu kısır döngü içinde yaşamımızı tamamlamamızı sağlar.” Prof. Dr. Aslan, az parayla yapılan faaliyetlerin yaygınlaşmasının ve medya yoluyla insanların bilgilendirilmesinin aktivitelere katılımda olumlu etki yarattığını belirtti. İş dışındaki aktivitelerin, grup çalışmalarının insana kattığı önemli yönlerden birinin duyarlı olma ve medenileşme olduğunu söyledi.