AJANS ÜNİVERSİTE – Efe SÖNMEZ
“Türkmenler, tarafı olmadığı, içinde yer almadığı bir savaşın iki ateşi arasında kalıyor, büyük bir bölümü ise hayatta kalabilmek adına topraklarını ve evlerini terk ediyor.” Gazeteci Mehmet Altunışık’ın kurduğu bu cümlelerin Irak Türkmenlerinin durumunu özetlediğine hiç şüphe yok.
Bugün ciddi bir IŞİD tehlikesiyle karşı karşıya kalan Türkmenler, yoğun olarak, Irak-Suriye-Türkiye sınırının kesiştiği bölgeden, başkent Bağdat’ın kuzeydoğusuna uzanan ince uzun bir çizgi halindeki Türkmeneli bölgesinde yaşıyor. Türkmeneli, Kuzey’deki Kürt bölgesi ile Güney’deki Arap bölgesi arasında bulunuyor. Türkmen nüfus; Telafer, Musul, Erbil, Altınköprü, Kerkük, Tuzhurmatu, Kifri, Kara Tepe, Hanekin, Mendeli ve Bedre bölgelerinde yoğunlaşıyor.
Irak Türkmenleri, Irak’ın üçüncü büyük etnik grubu. Her ne kadar ülkede sağlıklı bir nüfus sayımı yapılamasa da Araplar ve Kürtlerin ardından Türkmenler geliyor. Türkmenlerin sayısına ilişkin çeşitli görüşler var. Türkmen Cephesi’nden Orhan Ketene, bu sayıyı 1,2 milyon olarak veriyor, kimi kaynaklara göre ise Irak’ta 2-3 milyon arası Türkmen yaşıyor. Rakamlar değişse de değişmeyen şeyler de var: Ölüm, zorunlu göç ve asimilasyon…
Tartışmalı Kent Kerkük
Türkmenlerin kaderi, tarih boyunca belki de hiç değişmedi. Dün rejimin kurşunlarıyla öldürülen Türkmenler, bugün IŞİD’in hedefinde. Dönem dönem katiller farklılaşıyor ancak mağdur hep aynı.
Irak Türkmenleri, Türkmeneli’nde faaliyet gösteren Türkmen oluşumlarının birlikte kurduğu Irak Türkmen Cephesi (ITC) çatısı altında örgütlü. Musul ve Kerkük’ten başta olmak üzere yaklaşık 10 milletvekilleri var. Başkentlerini Kerkük olarak kabul ediyorlar. Ancak Kerkük tartışmalı bir yer. Bugün Kerkük’te şehir içi güvenlik Irak polisi, kent sınırı güvenliği ise Kürdistan bölgesine bağlı Peşmerge tarafından sağlanıyor. Kerkük, bugün Kürt Bölgesel Yönetimi sınırları içerisinde. Kimi Kürtler bu kenti “tarihi başkentleri” olarak görüyorlar.
Kendi Vatanlarında Mülteci Konumundalar
Irak Türkmenlerinin resmi bir silahlı gücü yok. Buna izin de verilmiyor zaten. Türkmenler, yaklaşık 70 senedir sistematik bir katliam cenderesinde. İHA muhabiri Mehmet Altunışık, bugünkü durumu “soykırım” olarak niteliyor. IŞİD’in ele geçirdiği bölgelerdeki Şii Türkmenler, ya Kürt bölgesinin başkenti Erbil yakınlarındaki kamplara sığınıp burada kötü şartlarda yaşıyorlar ya da Irak’ın güneyindeki Şii bölgelerine kaçarak asimilasyon tehlikesiyle karşı karşıya kalıyorlar. Tekfirci IŞİD’in “eline düşen” Şii Türkmenlerin ise yaşamaya dair pek bir umutları kalmıyor…
Öte yandan, bugün Türkmen camiasında, Türkmeneli’nin özerk bir bölge olarak tanınması gerektiği fikri de dillendirilmeye başlandı.
“Türkmenler Bir An Önce Silahlanmalı”
Kısa süre önce Irak’tan dönen İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabiri Mehmet Altunışık, bölgeye ilişkin izlenimlerini Ajans Üniversite’ye anlattı.
Irak Türkmenlerinin nüfusuna ilişkin rakamlardan öte, içinde bulundukları kötü durumun daha büyük önem arz ettiğini dile getiren Altunışık, Türkmenlerin siyasi anlamda Irak’ta varlıklarını hissettirdiklerini ancak silahlı güçlerinin olmadığının altını çizdi.
Bugün Irak’ta ciddi bir IŞİD tehlikesi olduğunu ve Türkmenlerin IŞİD saldırıları karşısında savunmasız kaldığını hatırlatan Altunışık, “ABD’nin Irak işgalinde Türkmenler, ana vatan Türkiye’nin ‘kırmızı çizgisi’ konumunda olduysalar da silahlanma konusunda Türkiye’den çok fazla destek göremediler. Bugün gelinen nokta ise Türkmenlerin bir an önce silahlanmalarını gerektiriyor” diye konuştu.
“Bombalamalarda IŞİD Militanından Çok Türkmenler Ölüyor”
Altunışık’ın aktardığına göre, özellikle Musul, Beşir Köyü, Telafer ve Diyala’daki Türkmenler, İŞİD’in saldırıları karşısında çaresiz. Tuzhurmatu’nun tümünün IŞİD’in elinde olmamasına rağmen ilçenin Yengice, Bastamlı, Çardağlı, Biravcılı ve Karanaz köyleri, örgütün kontrolüne geçmiş durumda.
“IŞİD terör örgütünün, özellikle Musul’u ele geçirmesinin ardından Irak ordusunun birçok bölgeden çekilmesi nedeniyle özellikle Türkmenler savunmasız kaldı” diyen Altunışık, şunları söyledi:
“İŞİD militanları, diğer etnik ve dini unsurların aksine hiçbir silahlı gücü olmayan Türkmen bölgelerine yerleştiği için Türkmenler; tarafı olmadığı, içinde yer almadığı bir savaşın iki ateşi arasında kalıyor. Bir taraftan Irak Ordusu’nun hava kuvvetleri, bir taraftan koalisyon güçlerinin hava kuvvetleri, IŞİD militanlarını bomba yağmuruna tutarken burada Türkmenlere de büyük ölçüde zarar veriyor. IŞİD militanından çok, Türkmenler hayatlarını kaybediyor.”
Erbil’de Türkmenlere Kapanan Kapılar
Türkmenlerin büyük bir kısmı, hayatta kalabilmek adına, çok sevdikleri yurtlarını terk ediyor. Altunışık’ın deyimiyle, “aslında göçe zorlanıyorlar.”
Türkmenlerin göç sırasında kavurucu sıcaklarda kilometrelerce yürüyerek gittikleri Kürt bölgelerine sığınmak istediklerini ifade eden Altunışık, “Burada kapılar yüzlerine kapanıyor. Özellikle Erbil’e hiçbir şekilde alınmıyorlar. Kürt yönetimi kendileri ile aynı ülkenin vatandaşı olan Türkmenlere yabancı muamelesi yapıp Erbil’e girişlerine müsaade etmiyor” bilgisini verdi.
“Yapılan Soykırım Değil Mi?”
Altunışık, anavatan Türkiye’nin de Türkmenlere kapılarını açmadığından şikâyetçi. “Yersiz yurtsuz kalan Türkmenlerin ne yiyeceği var ne de içeceği… Ölümlerine terk edilen Türkmenlere bu yapılanlar soykırım değil de nedir?” diye soruyor.
Irak Ordusu’nun IŞİD saldırıları karşısında “kaderine terk ettiği” Kerkük’e Peşmergelerin yerleştiğini anımsatan Altunışık, şunları anlattı:
“Kuzey Irak’ta gelinen noktada şu an en azından diğer bölgelere oranla daha rahat olan sadece Kerkük Türkmenleri kaldı. Peşmerge güçleri, Kerkük’ün dış çevresini korurken Irak polisi de şehir merkezinde asayişi sağlamaya çalışıyor. Burada Türkmenlerin tek endişesi Kerkük’ün Kürt yönetimine bağlanma ihtimalidir. Bu korku da zaten onlara yetiyor…”
Altunışık, Irak Türkmen Cephesi lideri Erşad Salihi’nin de bölgedeki Türkmenler için elinden gelen tüm çabayı gösterdiğini ifade etti:
“Bir gün Ankara’da bir gün Bağdat’ta Türkmen sorunlarına çözüm bulabilmek için yoğun bir mücadele veriyor ancak verdiği mücadele karşısında ona verilen desteğin çok az olduğunu da söyleyebiliriz. Erşad Salihi, Türkmenleri ayakta tutabilmek için verdiği mücadelenin yanında sürekli suikastlara da maruz kalıyor. Son olarak Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı Taza köyüne giderken kendisine bir suikast girişiminde bulunuldu. Bu suikastlar, Erşad Salihi’nin dirayetli duruşunun birilerini rahatsız ettiğini gösteriyor…”

“IŞİD Türkiye’ye Tehdit”
Irak Türkmen Cephesi’nden (ITC) Orhan Ketene, Türkmenlerin Irak politik hayatında her zaman küçük bir azınlık olarak görüldüklerini söyledi.
Ketene, IŞİD’in saldırıları sonucu, Şii Türkmenlerin topraklarını bırakıp gitmesiyle, bölgede Türkmen nüfusunun yarı yarıya azalacağını belirterek, IŞİD’in Türkiye’yi de tehdit edeceğini savundu: “Türkiye’nin güneyinde aşırı Sünnici bir varlık oluşuyor ve Türkiye’yi ‘dincilik’ yönünden çok kolay karıştıracak bir güç olacaktır.”
Güçlü bir merkezi hükümet olmadığı için Kerkük petrolünün Kürt boru hattına bağlanmasının önünde hiçbir engel bulunmadığına dikkati çeken Ketene, Peşmergenin de Kerkük ve Tuzhurmatu’dan ayrılmayacağını dile getirdi.