İnsan Hakları İhlalleri ve Hukuki Çözüm Konferansı Gerçekleştirildi

AJANS ÜNİVERSİTE – Alparslan ÇAKIR

 

İstanbul Üniversitesi Kongre Kültür Merkezi Konferans Salonunda 20 Mart’ta gerçekleşen “İnsan Hakları İhlalleri ve Hukuki Çözüm” konulu konferansa Dr. Ahmet Emin Dağ, Av. Yasin Şamlı, Av. Gülden Sönmez ve Doç. Dr. Ramazan Yıldırım katıldı

 

DSC_0189

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Konferansta konuşan ilk kişi olan Av. Ahmet Emin Dağ, “Yolların Ayrılış Noktalarında Suriye” konusunu ele aldığı konuşmasında Suriye’deki kaosa değinerek, muhaliflerin 50-60 gruptan oluştuğunu ve bu yüzden aralarında anlaşamadığını söyledi. Herkesin razı olacağı bir çözüm bulmanın zorluğuna işaret eden Dağ, “Suriye böyle giderse Şii-Sünni çatışmasına sahne olacak. İki taraftan biri pasif duruma düşene kadar çatışma devam edecek” uyarısında bulundu.

 

Ahmet Emin Dağ’ın ardından söz alan Av. Yasin Şamlı, “Suriye’de Hak İhlallerinin Hukuki Boyutu” konulu konuşmasında şimdiki savaşların yüz yıl öncesine oranla daha acımasızca yapıldığını belirterek “Mağdurlar hep siviller, kadınlar ve çocuklar” şeklinde konuştu. Suriye’de 1963 darbesinin ardından yüzde 10’luk bir azınlığın iktidara geldiği bilgisini veren Şamlı, şimdi ise 10 yıllık bir diktatörlüğün hüküm sürdüğünü söyledi. Silahlı kuvvetlerin, Arap Baharı kapsamında aslında yönetici kadroya ve askeri vesayete başkaldırdığını belirten Şamlı, bu kuvvetlerin organize olamadıkları için manipüle edilebileceğinin altını çizdi ve “Buna en güzel örnek Mısır’dır” dedi. Mart 2011’den itibaren Mısır’da ölenlerin sayısının 125 bin olduğunu, Suriye’de bir günde ölenlerin sayısının 100’ün altına düşmediğini vurguladı. “Suriye’de işkence öldürme yöntemi olarak kullanılıyor” diyen Şamlı bu yöntemlerin dayat atma, iple boğma, gözleri çıkarma, yakma, aç bırakma, elektrik akımı verme, kemikleri kırma gibi uygulamaları kapsadığını açıkladı.

 

Yasin Şamlı’nın ardından söz alan Doç. Dr. Ramazan Yıldırım, “Tankların Gölgesinde Mısır ve İhvan” konusunu ele aldığı konuşmasında, Arap devrimlerinin başlamasında etkili faktörlere değindi. Suriye’de yaşananların diğer Arap ülkelerinden daha vahim sonuçlar doğurduğunu hatırlattı. Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi’nin öldürülme biçiminin hiç hoş olmadığını söyleyen Yıldırım, “Kaddafi’nin 10 yıl tutsak ettiği sanılan insanları aslında yıllar önce Kaddafi öldürttü” dedi. Ortadoğu ülkelerinin ortak özelliğinin yarım asrı geçen diktatörlüklerle boğuşmaları olduğunu söyleyen Yıldırım, “Libya’da petrol serveti var. Herkes bu servetten yaralanmak istiyor, hiç kimse Kaddafi dönemine dönmek istemiyor” şeklinde konuştu. Mısır’daki İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) hareketi için “İslam dünyasında bir mezhep olmaksızın varlığını en uzun süre devam ettiren hareket” dedi.

 

Ramazan Yıldırım’ın ardından Av. Gülden Sönmez söz aldı. Sönmez, “Mısır’da Hak İhlallerinin Hukuki Boyutu” konulu konuşmasında, iletişimle değişen bir İslam dünyasının olduğunu belirtti. 28 Şubat sürecini İslam coğrafyasına anlatmakta büyük güçlükler çektiklerini hatırlatan Sönmez, “Devrimler realiteyle gerçekleşiyor. O realite sizi bir devrime yöneltiyor. Muhammed Mursi’nin darbeden sonra kaybettirilmesinin ardından Batı’nın sergilediği tavır gerçekten manidar” açıklamasını yaptı. İlgili ve yetkili kurumların bu durum karşısında susmayı denediklerine işaret eden Sönmez, Rabiatül Adeviye Meydanı’ndaki gösterilerin medyada yeterince yer almadığını savundu. Mısır’daki olaylar sırasında 7 binin üzerinde insanın öldüğünü, 20 binden fazla insanın hapse atıldığını söyleyen Sönmez, “Sisi kendi darbesini destekleyecek kişileri göreve getirdi” dedi. Hukukçu gençlerin yetişmesini temenni eden Sönmez bu temennisini ceza yargısı konusunda ilk 10 hukukçunun arasında bir Müslümanın olmamasına bağladı.