AJANS ÜNİVERSİTE-Ozan ÖZEN-İrem TURHAN
“Çocukluklarını Yaşayamıyorlar”
Spor dünyasında emek gösteren yüzde 1’lik kesimin başarı yakalayabildiği şeklinde bir tespitte bulunan Coşkun şu şekilde konuştu: “Sporcular, küçük yaştan beri sporla uğraştıklarından dolayı genel de çocukluklarını yaşayamıyor, özellikle profesyonel düzeyde ise sosyal hayatları ve hobilerine fazla zaman ayıramıyor, ilgilendikleri spor dalına emek veriyorlar. Bu emeğin sonunda %1’lik kesim başarı sağlıyor ve spordan para kazanmaya başlıyor. Özellikle ülkemizde sporcuların yaşamak durumunda kaldığı bir süreç var. Eğitim ile spor birbirini etkiliyor. Çocuklar hem spor hem de eğitimi bir arada götürmekte zorlanıyor. Avrupa’da ise spor alanı ile eğitim gördükleri yer iç içe.”
“Sporcu Psikolojisinde Medyanın Önemli Bir Yeri Var”
Doğru hedef belirlemenin ve motivasyonun sporcu psikolojisinde öneminin büyük olduğunun altını çizen Coşkun şu ifadeleri kullandı: “Ailelere zaman zaman bilgilendirici konuşmalar yapmalı. Aileler antrenörleri çocuğun performansından memnunsa, onun geleceğe dair hedeflerine sağlıklı biçimde ulaşabileceğini düşünüyorsa destek olsunlar. Günümüzde medyadan dolayı bazı aileler çocuklarına kendilerinin kurtarıcısı olarak bakıyor.”
Coşkun “Sporcunun yaşı ona olan davranışlarımızı belirliyor. Tüm sporcular medyanın gösterdiği yüzde 1’lik kesime girmek için çabalıyor, o hayatlara özeniyor ama kimse o sporcuların o kısma ne kadar emek vererek girdiğini bilmiyor. Bazen de bu kısma girdiğini düşünen sporcu çabalamaktan ve hedef belirlemekten vazgeçiyor performansı düşüyor. Sporcunun psikolojisinde medyanın yadsınamayacak bir yeri var” dedi.

“Henüz Bir Farkındalık Yok”
Sporcunun psikolojisini etkileyen başlıca sebepleri konsantrasyon veya odaklanma olarak üzere açılabileceğini belirten Coşkun: “Bizim çalışma alanımızda içsel ve dışsal faktörler var. İçsel faktörlersporcunun zihninden geçenlerle ilgilidir. Bunlar dışsal faktörlerin sporcuda yarattığı etkilerdir. Örneğin, hakem hatası olur. Bir sporcu çok daha fazla tepki gösterir. Başka bir sporcu umursamaz ve pozisyona devam eder. Dışsal faktörleri kontrol etmek güç oluyor. Bunun içinde taraftar var, hakem var, özel hayat var, medya var. Eğer üst düzey bir sporcuysa bunları kontrol etmek, etkilemek bir dereceye kadar olabiliyor” diye konuştu.
Dışsal faktörlerin her zaman olduğunun da altını çizen Coşkun Bizim çalışma alanımızın önemli bir kısmıdışsal faktörlerin bireyi nasıl etkilediği veya etkilemesi gerektiği. Bizim alanımız Türkiye’de daha yeni sayılır. 15-20 senelik bir mazisi var. Henüz sporcuların, antrenörlerin, kulüplerin büyük bir farkındalığı yok. Farkındalığı olanlar da bu işe önem verenler, bu işe emek harcayanlar. Biz hem profesyonel sporcuları yönlendiriyoruz hem de 10 yaşında, 12 yaşında çocuk bunlara özeniyor. Kendilerini öyle hissetmek istiyor. O yaşta çocukları yönlendirmek daha kolay. Onlara belli eğitim vererek geleceğe hazırlamak daha kolay” ifadelerini kullandı.
“Türk Kültüründe Şişirilmiş Bir Olgu”
Motivasyonun işin bir kısmı olduğunu söyleyen Coşkun, “Motivasyonun nasıl sağlandığına dair genel açıklama yoktur. Her sporcunun ayrı motivasyon kaynakları vardır. Bu birisi için daha çok para kazanmaktır. Başka biri için daha çok başarılı olmaktır veya ailesine, antrenörüne kendini kabul ettirmektir. Bizim bu noktada yaptığımız bireysel kaynakları ortaya çıkarmaktır. Çünkü spor ilk başta içgüdüsel olarak yapılan bir şeydir” ifadelerini kullandı.
İşin içine taktik gibi faktörler girdikten sonra motivasyon kaynaklarının biraz düştüğünü vurgulayan Coşkun sözlerini şöyle sürdürdü: “Sporcular kendilerini sorgulamaya başlar. O noktada içsel motivasyonlar neyse onları ortaya çıkarmak ve onların üstüne plan yapmak gerekir. Motivasyonu en çok etkileyen hedeftir. Hedefi olmayan birey ve takım motive olamaz. Hoca son dakika bir söz söyledi herkes ateşlendi. Takım mağluptu, hoca öyle bir konuştu ki bir anda işler değişti. Bunlar olabilir; ama futbol hayatında bir kere, iki kere olur.”