“Haydi siyah şapkamızı çıkarıp mavi şapkamızı takalım!”

Prof. Dr. Nilüfer Sezer – İletim Gazetesi Mayıs 2015 Sayısı Köşe Yazısı

Düşünme yeteneği, insanın sahip olduğu en önemli kaynak­tır. Ancak ne kadar iyi olursak olalım, her zaman daha iyisini istemeliyiz. Düşünme yeteneklerinden tam olarak tatmin olanlar, düşünmenin tek amacının kendi haklılıklarını kanıtlamak olduğu yanılgısına kapılan insanlardır. Düşünme yeteneği açısından kendilerinin eksiksiz ol­duğunu düşünen insanlar, düşünmenin yapabilecekleri ko­nusunda sadece sınırlı bir görüşe sahip kimselerdir.

Düşünmenin temel zorluğu karışıklıktır. Birçok şeyi aynı an­da yapmak isteriz. Duygular, bilgiler, mantık, umut ve yara­tıcılık, hepsi içimizde birbirine karışır. Bu, sanki aynı anda bir sürü topu havaya atıp tutmaya çalışmak gibi bir şeydir.

Oysa yöntem çok basittir ve düşü­nen kişinin her seferinde bir tek şeyi yapmasını sağlar. Böylece kişi duygularını mantığından, yaratıcılığını bilgi biriki­minden ayırabilmeyi öğrenir. Yöntem, altı şapkalı düşünme tekniğidir. Bu şapkalardan her biri, belirli bir düşünme türü­nü temsil eder.

Altı düşünme şapkası bize, düşüncelerimizi bir orkestra şefi gibi yönetme olanağı sağlar. Böylece istediğiniz anda, istedi­ğiniz düşünce türünün ön plana çıkmasını sağlayabilirsiniz. Bir toplantıya katılan insanların da zaman zaman farklı dü­şünme türleri kullanarak, ele alınan konuya değişik açılar­dan bakmaları çok yararlı olur.

Altı şapkalı düşünme kavramının en önemli değeri, rahat bir kullanıma sahip oluşudur.Geniş kapsamlı düşünme şapkası rolü altı değişik karakter ro­lüne bölünür ve bunlardan her biri değişik renkte düşünme şapkasıyla temsil edilir.Düşünme şapkalarını değiştirdiğinizde, rolleri de değiştir­mek durumundasınızdır. Her rol farklı olmalıdır.

Altı düşünme şapkasının her biri değişik renktedir: Beyaz, kırmızı, siyah, sarı, yeşil, mavi. Şapkanın rengi aynı zaman­da onun ismidir. Renkler, ayrıca, her şapkanın işleviyle de bağlantılıdır.

Beyaz Şapka: Beyaz tarafsız ve objektiftir. Beyaz şapka objek­tif olgular ve rakamlarla ilgilidir: Beyazın saflığı, katıksız olgular, bilgiler ve ra­kamlar.

Kırmızı Şapka: Kırmızı, öfke, tutku ve duyguyu çağrıştırır. Kırmızı şapka duygusal bir bakış açısı verir: Tutkular ve duygular, önseziler ve sezgiler.

Siyah Şapka: Siyah karamsar ve olumsuzdur. Siyah şapka kö­tümserdir, bir şeyin niçin yapılamayacağını görür: Şeytanın avukatı, olumsuz yargılar, bir şeyin ne­den yapılamayacağı.

Sarı Şapka: Sarı, güneş gibi aydınlık ve olumludur. Sarı şapka iyimserdir, umutla ve olumlu düşünme ile ilgilidir: Güneş ışığı, parlaklık ve iyimserlik, olumluluk, yapıcılık ve fırsatların değerlendirilmesi.

Yeşil Şapka: Yeşil, çimen, bitki, bereket ve verimli büyüme demektir. Yeşil şapka yaratıcılık ve yeni fikirlerle ilgilidir: Verimlilik, yaratıcılık, tohumlardan bitkinin orta­ya çıkması, hareket, kışkırtma.

Mavi Şapka: Mavi serinkanlılığı temsil eder ve aynı zamanda her şeyin üstündeki göğün rengidir. Mavi şapka düşünme sürecinin düzenlenmesi ve kontrolüyle uğraşır. Ayrıca diğer şapkaların kullanımıyla da ilgilenir: Serinkanlılık ve kontrol, orkestra şefi, düşünme üzerine düşünme.

Eğer rengini ve bu rengin çağrıştırdıklarını akılda tutarsanız, her bir şapkanın işlevini anımsamak kolaydır. Ayrıca onları üç çift olarak da düşünebilirsiniz: Beyaz ve kırmızı; Siyah ve sarı; Yeşil ve mavi

Altı düşünme şapkasının amacı düşünme faaliyetini belli bir düzene sokmak ve böylece düşünürün her şeyi aynı anda yapmaya çalışmak yerine, her defasında bir tür düşünme faaliyetinde bulunmasını sağlamaktır. Altı şapkalı düşünme tekniğine karşılık gelen en iyi örnek renkli baskıdır. Renkli baskı tekniğinde her renk ayrı olarak basılır ve sonuçta hepsi birleşip bir bütün oluşturur.

Şapkaların, düşünme faaliyetlerinde yararlı olmalarını sağla­yan en önemli özellikleri yapaylıklarıdır. Altı düşünme şap­kası, kendimiz veya başkaları adına belli bir düşünme türü talebinde bulunmak için gereken yapıyı ve ortamı sağlar. Düşünme oyunu için kurallar koyar. Bu oyunu oynayan her­kes bu kuralların farkındadır.

Herhangi bir kuruluşta ne kadar çok kişi bu kavramları öğ­renirse, bunların kullanışlılığı o kadar çok artar. İşin gerçeği, normalde düşünme faaliyetlerimizi kontrol edecek bir dile sahip olmamamızdır. Kendimizi böyle bir kontrol sistemi olmadan da idare edebi­lecek kadar zeki hissediyorsak bile, bu sistemin, sahip ol­maktan gurur duyduğumuz zekâmızı daha da etkili bir biçimde kullanmamızı sağlayabileceği olasılığını göz önünde bulundurmalıyız.

Haydi, şimdi de sarı şapkamızı takalım, ne dersiniz?

(KAYNAK: Edward De Bono, Altı Şapkalı Düşünme Tekniği, Remzi Kitapevi, 2004.)