Genç Cumhuriyet’in İdeal Köyü

AJANS ÜNİVERSİTE-Efe SÖNMEZ – Elif KARAKOÇ

Cumhuriyet devrimini gerçekleştiren kadrolar, “Köylü milletin efendisidir.” şiarıyla yola çıkarak köylüyü kalkındırmanın yollarını aradılar. Mustafa Kemal Atatürk tarafından hazırlatılan İdeal Cumhuriyet Köyü Projesi de bu amacı taşıyordu. Ancak proje, ekonomik nedenler başta olmak üzere pek çok nedenle gerçekleştirilemedi ve tarihin tozlu raflarında yerini aldı.

Osmanlı’nın son döneminde, İdeal Cumhuriyet Köyü’nün öncüsü sayılabilecek bazı projeler vardı. Osmanlı topraklarına göç eden 400 bin kişi için “Muhacir Köy”, Meşrutiyet aydınlarının geliştirdiği “Numune Köy” ve eğitimci Ethem Necat’ın öngördüğü “Mesut Köy” projeleri, köyü ve köylüyü kalkındırma amacını taşıyordu.

Çağdaşlaşmayı Önceleyen Cumhuriyet’in İdeal Köyü

Osmanlı Devleti’nin ardılı olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadroları da köylüyü “milletin efendisi” olarak tanımlayarak, köyü kalkındırma ve modernleştirme hamlelerini gerçekleştirmeye çalıştılar. Genç Cumhuriyet’in “İdeal Cumhuriyet Köyü Projesi” toplam 43 yapıyı kapsıyor. Çevreci ve çağdaş bir köy olması amaçlanan İdeal Köy’de okul, cami, otel, fabrika, hayvan mezarlığı, gençler kulübü, halk odası, spor alanları, kooperatif, hamam, okuma odası ve konferans salonu gibi yapıların bulunması öngörülüyor. Köyde kurulması planlanan yapılar kültür-sanat faaliyetlerine, çocuk ve gençlerin yetişmesine, tarım ve hayvancılığın ilerletilmesine, köy halkının sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasına öncelik verilerek tasarlandı. Proje, “tabandan yükselmeci” bir anlayış esas alınarak kurgulandı.

Projenin Temeli, Dirik’in Atılımları

Mustafa Kemal Atatürk ve Kazım Dirik, İzmir'de kenti dolaşıyorlar.
Mustafa Kemal Atatürk ve Kazım Dirik, İzmir’de kenti dolaşıyor.
Mustafa Kemal Atatürk ve Fevzi Çakmak, Trakya Manevraları sırasında. Kazım Dirik de ayakta görülüyor.
Mustafa Kemal Atatürk ve Fevzi Çakmak, Trakya Manevraları sırasında. Kazım Dirik de ayakta görülüyor.

Projeye esin kaynağı olan Trakya Umumi Başmüfettişi Kâzım Dirik, 1935’ten öldüğü 1941’e kadar bu görevde bulundu. Dirik’in görev yaptığı sırada Trakya’da 1936’da 32, 1938’de 200 “örnek köy” vardı. Bu köyler, “İdeal Köy”e en yakın köylerdi. Bunların oluşturulmasında, Dirik’in “imanına ve azmine hayranım” dediği Türk köylüsünün de büyük katkısı oldu. İdeal Cumhuriyet Köyü Projesi, Dirik’in Trakya Umumi Başmüfettişliği ve İzmir Valiliği görevleri sırasında köyde gerçekleştirdiği atılımları temel alıyordu.

Meşrutiyet’in Projelerini Cumhuriyet Gerçekleştiriyor

Doç. Dr. Mustafa Selçuk
Doç. Dr. Mustafa Selçuk

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Selçuk, Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen projelerin çoğunun Meşrutiyet döneminde dile getirilmiş ancak sosyal ve siyasi yapı ya da savaşın getirdikleri nedeniyle hayata geçirilememiş projeler olduğunu söyledi.

“Cumhuriyet idarecilerinin eski projeleri bildiklerini, bunları geliştirip millileştirdiklerini, Cumhuriyet ideolojisine uygun hâle getirdiklerini” söyleyen Doç. Dr. Selçuk, İdeal Cumhuriyet Köyü Projesi’nin ilk defa 1930’larda gündeme geldiğini ifade etti. Doç. Dr. Selçuk, Türkiye’nin o dönemki nüfusunun yaklaşık 17-18 milyon olduğunu, bunun da yüzde 80’inin köylerde yaşadığını hatırlatarak, Ankara merkezli yenilik hareketlerinin, bunun gibi projelerle halka ulaşmasının amaçlandığını dile getirdi.

Mustafa Kemal Atatürk’ün yurdun dört bir yanındaki köyleri gezdiğini ve her yerde “maddi-manevi yokluk” gördüğünü anlatan Doç. Dr. Selçuk, “Köylülerin milletin efendisi olabilmeleri için iktisadi hayattan tutun okuma yazmaya kadar birçok alanda köklü değişimlerin yapılması gerekiyordu. Bunlar, gazetelerde yayımlanacak ilanlarla yapılabilecek işler değildi; bizzat köyün içine girmek gerekiyordu. Bu projeye eş amaçlı olarak Köy Enstitüleri de düşünülmüştür.” ifadelerini kullandı.

Proje Neden Gerçekleştirilemiyor?

Doç. Dr. Mustafa Selçuk, Türkiye’nin kurtuluşuna kadarki son 10 yılın sürekli savaşlarla geçtiğini vurgulayarak, bu savaşlar sonucunda, tarımda çalışacak asıl gücün önemli derecede azaldığını söyledi. Savaşların sadece sınırları değil, toplumun ekonomik altyapısını da vurduğunu anlatan Doç. Dr. Selçuk, şunları kaydetti:

“Tüm bu etkenler birleşince, birden kalkınma hamleleri yapılsa bile istenilen gerçekleşmiyor. Bu projenin gerçekleşememesinin temel nedeni, gerçekçi olmamasıdır. Proje, Türkiye gerçekleriyle uyuşmuyor. Size Ankara’dan örnek vereyim: O zamanki elçilik raporlarında, kentin nüfusunun 30–40 bin olduğu dile getiriliyor. Raporlarda Ankara için ‘bekâr kenti’ diyorlar. Büyükelçiler bile Ankara’ya 1930’larda taşınıyor. Ankara’yı ‘köy’ olarak tanımlıyorlar. Başkenti imkânsızlıklar nedeniyle imar edemiyorsanız, binlerce ideal köyü inşa ve imar etmek çok kolay olmasa gerek. Bu durum, köylerimiz için hâlen geçerlidir.”