“Geçmişin Kapılarından Geçerken”

AJANS ÜNİVERSİTE-Esra MUTLU

Fotoğraf- Fatma ÇELİK

Çekimleri İstanbul, Antakya, Bursa, İzmir, Afyonkarahisar, Gaziantep, Tokat, Amasya ve Sakarya gibi tarihsel evlerin olduğu mekanlarda gerçekleştirilen “Geçmişin Kapılarından Geçerken” belgeseli dil, kültür ve tarihimizde önemli yere sahip olan kapı kavramını irdeliyor. İstanbul karasurları genelinde ve Anadolu’nun önemli miraslarından kapı tokmakları özelinde, kapı kavramını ele alan 55 dakika uzunluğundaki filmde İstanbul şehir surları, kapı tokmakları kültürel, fiziki ve mimari açıdan kapı kavramı ele alındı.

Filmin yönetmenleri Prof. Dr. Nilüfer Pembecioğlu ve Adnan Kılınç, Film Proje Ekibinden Aydan Birdevrim, Mutlu Özgen, Şirin Bayram ve Uğur Arslanoğlu film gösteriminin ardından izleyicilerle bir söyleşi gerçekleştirdi.

Söyleşide Prof. Dr. Pembecioğlu, “Aslında kapı kavramı üzerine bu kadar konuşmaya değer mi? Bence değer. Kültürümüzün ne kadar zengin, ne kadar önemli unsurlar barındırdığını içinde olduğumuz için belki biz göremiyoruz. Ama bunu farketmeli ve yabancılara da tanıtmalıyız. Biz bu amaçla bu filmi hazırlamak istedik. Özellikle de geçmişin kapılarını görmeyenlere, bilmeyenlere, kapıya ve kapı tokmakları gibi zarif aksesuarlarına bizim gibi farklı anlamlar yüklemeyen kültürlere de kendimizi anlatalım istedik” diyerek çalışmaya ilham veren seramik sanatçısı Aydan Birdevrim’e teşekkür etti.

Yurtdışında da kapı tokmakları gördüğünü anlatan Prof. Dr. Pembecioğlu, “Kapı tokmağı belki de evrensel ama bizim kültürümüzde yavaş yavaş yerini başka şeylere bırakıyor. O yüzden bunları en azından belge altına alabilirsek, sevdirebilirsek, tanıtabilirsek, orada burada çürüyüp gitmelerini, yok olmalarını önlemiş oluruz diye düşünüyorum” dedi.

Altyapısı sağlam bir kültürün ögesini anlatmaya çalıştıklarını söyleyen Adnan Kılınç ise, “Kapı tokmakları, son dönemlerde belki tahrip edilmiş ama her yerde farklı bir formda halen karşımıza çıkıyor” diyerek, uzun bir hikayeyi kısa bir şekilde ve film formunda sunmaya çalıştıklarını ve bunun zengin kültürün bir yansıması olduğunu belirtti.

Seramik çalışmaları ile projeye ilham veren İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu El Sanatları Bölümü’nde Seramik, Çini Ve Cam bölümünde dersler veren bir akademisyen ve sanatçı olan Aydan Birdevrim ise, “Ben Güzel Sanatlar bölümü mezunu olduğum için benim için görsellik çok daha önemliydi. Gördüğüm şeylerden çok etkileniyordum. Kapı tokmakları da figür ve form olarak çok ilgimi çekiyordu” dedi.  Çalışmalarını ilerlettikçe kapı tokmaklarının daha çok ilgisini çektiğini anlatan Birdevrim, “Benim düşüncem şuydu: Kapı tokmakları üzerine çalışma yapayım, bunları inceleyeyim, bir şekilde çamura ve cama dönüştüreyim. Fakat içerisine girdikçe araştırdıkça hiçbir şey bilmediğimizi ve o kapıların üzerinde süs diye duran, ses verme amaçlı duran kapı tokmaklarının bizleri pek çok şeye yönelttiğini gördük” dedi.

Projede yer aldığı için mutlu olduğunu dile getiren mimar Şirin Bayram ise,  “Kapının bize anlatmak istediği bir şey var. Bunların farkında olmadan kapıları açıyoruz, kapıyoruz. Benim için kapılar çok önemli bir mimari öge, bir yapının kartvizitleri âdeta. Günlük yaşantımız içinde mekân değiştirerek kimliğimizi de değiştirdiğimiz yerler. Kapılar çok hızlı kimlik değiştirdiğimiz büyülü noktalar. Maalesef günümüzde eskisi kadar önem ve değer taşımıyor. Bu ve buna benzer çalışmalarla kapılar önümüzdeki yıllarda tekrar eski önemini kazanacak diye düşünüyorum” dedi.

Kapılar ile ilgili tezinin filme temel kaynak olduğunu ifade eden Dr. Mutlu Özgen ise kapıların dilimize ne denli yerleşmiş kavramlar olduğunu vurguladı. İstanbul Mimarlar Odası Büyükkent İstanbul şubesince düzenlenen etkinlikte “Geçmişin Kapılarından Geçerken” film ekibi izleyicilerin sorularını cevapladı, ardından etkinlik fotoğraf çekimiyle sona erdi.