AJANS ÜNİVERSİTE
Öğretim elemanlarınca yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’nin 15 Temmuz gecesi akıl almaz bir darbe teşebbüsüne maruz kaldığı, uluslararası şebekelerin tahrik ve tedbir ettiği işbirlikçiler tarafından din, hukuk ve evrensel ahlak ilkeleri yok sayılarak, acımasızca masum insanlara saldırıldığı, 300’e yakın insanın katledildiği belirtildi. Milletin büyük fedakarlıklarla inşa ettiği kurumlarla değerlerin tahrip edilmeye çalışıldığı, tarihin en çetin zamanında hatimlerle ve dualarla açılan TBMM’nin bombalandığı ifade edilen açıklamada, saldırının en üzücü kısmının ise seçilen figüranlar olduğu aktarıldı.
Perde ardında saklananların, boş vaatlerle kandırılmış, yoldan çıkartılmış insanları cepheye sürdüğü belirtilen açıklama, “Bu ıstırabı daha çetin bir travmaya dönüştüren ise fitne, terör ve bozgunculuğun sözde akıl hocalarının yüce dinimizi kullanan kimseler olmasıydı. Cumhurbaşkanımız ve hükümetimizin önderliğinde milletimiz, eşi benzerine rastlanmayacak bir kahramanlıkla insanlık değerlerine sahip çıkarak, dünyaya insan hakları ve demokrasi dersi verdi. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere, ülkenin dört biryanında canlarını veren insanlar sadece milletimizin değerlerini kurtarmadı, aynı zamanda insanlığın asırlardır bilim ve akılla inşa ettiği insanlık ve medeniyet değerlerini de korumuş oldular. Acımız büyük, öfkemiz derindir. Duygularımızın aklımızı perdelemesine izin vermeden Kur’an-ı Kerim ve sünnetten beslenen bilgi ışığında vaziyeti tahlil etmek zorundayız” şeklinde devam etti.
“Olayların sebepleri üzerinde düşünülmeli”
Olayların sebepleri üzerinde düşünmenin ve sağlıklı neticelere ulaşmanın sadece hayati bir gereklilik değil, dini ve ahlaki bir vecibe olduğuna dikkat çekilen açıklamada aksi takdirde emperyalist güçlerle iş birliği içindeki FETÖ tarafından işlenen ihanetin, yarın başkaları tarafından işleneceği savunuldu. Açıklamanın devamında “Başta üniversiteler olmak üzere ülkemizdeki bütün bilim ve düşünce insanları ve aydınlar olarak yaşadığımız hadiseyi bütün boyutlarıyla ortaya koymazsak, ihanet bu toprakların kaderi olmaya devam edecektir. Biz İstanbul İlahiyat Fakültesi hocaları olarak, çarenin doğru ve sahih bir din anlayışından geçtiğini düşünüyoruz. Bu amaçla Diyanet İşleri Başkanlığı, ilahiyat fakülteleri ve din eğitimi ve öğretimi kurumları sahih bir din anlayışının öğretilmesi için ellerinden gelenin fazlasını yapmak zorundadır. Bu harekete şu veya bu niyetle katılmış, maddi ve manevi destek vermiş insanlara, özellikle de ilahiyat ve diyanet mensubu olanlarına sesleniyoruz. Artık hakikati görmek ve insanları uyarmak için neyi bekliyorsunuz?” vurgusu yapıldı.
Kaynak: AA
Fotoğraf: http://ilahiyat.istanbul.edu.tr/