ELVEDA 2014, HOŞGELDİN 2015

Prof. Dr. Nilüfer Sezer – İletim Gazetesi Aralık Sayısı

Tombala, çam ağacı, kar, çerez, hindi, havai fişek gösterileri, tatil, milli piyango, hediyeler… Yılbaşı denince aklımıza ilk gelenler olsa gerek. Yepyeni bir sayfa açılır sanki önümüzde. Yeni umutlarcoşar, yeni arkadaşlıklara aralanır kapılar; yeni bir ev, yeni bir araba, yeni bir işbeklentileri canlanır… Evler süslenir, yemekler hazırlanır, dilekler tutulur…
Yılbaşı, herhangi bir takvime göre bir yılın bitimi ve yeni bir yılın başlangıcıdır. Yılbaşı gecesinden sonra içinde bulunulan yıl -özellikle ilk birkaç hafta boyunca- yeni yıl olarak tanımlanır. Yılbaşı ve yeni yıl kavramları kimi zaman yılbaşı gecesi anlamına gelir. Dünyada en yaygın kullanılan takvim olan Gregoryen takvimininkullanıldığı ülkelerde, 1 ocak yeni yılın ilk günüdür.Türkiye’de, 1926 yılında “Milâdî Takvim” esas alınmıştır. Miladi takvimin kabul edilmesiyle1342 yılının 1.günü,1926 yılının 1. günü olmuştur. Bu sayede yılbaşı Batı ülkeleriyle aynı güne denk gelmiştir.
Miladi takvim ya da Gregoryen takvimi, Jülyen takviminin yerine Papa XIII. Gregory tarafından yaptırılan takvimdir. Bu takvim,“milat”ı tarih başlangıcı ve Dünya’nın Güneş etrafındaki dönüş süresi olan 365 gün 6 saatlik zamanı da “1 yıl” olarak kabul eder.Miladitakvim, senede 10.8 saniye hata oranıyla en güvenilir veenhassas takvimdir.
Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan insanların, yıllardır yeni yılın bereketli, huzurlu ve mutlu geçmesi temennisiyle yılbaşında gündüz ya da gece yaptıklarıilginç etkinliklerden, bu etkinliklere bağlıkimi ilginç inanışlardan örnekler verelim:
Çinliler,kutlamalara başlamadan önce,eskiyıldan kalan kötü şansı göndermek için evlerini iyice temizlerler. Ayrıca şans ve bereket getirsin diye evlerine çeşitli çiçek ve bitkiler satın alır,kırmızı zarfların içinde çocuklara şans parası dağıtırlar.

Japonlar, yeni yılı karşılarken hem kötü ruhları kovması hem de mutluluk ve iyi şans getirmesi için kapılarının önüne ip asarlar. Saatler 00.00’ı gösterdiğinde de neşeli ve şanslı bir yıl geçirmek arzusuylakahkaha atmaya başlarlar. Bir başka âdet ise gelecek yeni yılı temsil eden ve Uzakdoğu burçlar kuşağında yer alan hayvanın kostümünü giyerek, çanların 108 kere çalındığı yerel tapınakları ziyaret etmektir. Örneğin 2014 yılı, Uzakdoğu inanışında “At Yılı” demektir ve insanlar yılbaşı günü at kostümleri giyerek tapınak ziyaretinde bulunmuşlardır. 2015 yılı “Keçi (Sheep) Yılı”dır ve 19 Şubat’ta başlayacaktır.
Hollanda’da hem bir önceki yılın ruhlarını göndermek hem de yeni yılı karşılamak için sokaklarda yakılan ateşlerde yılbaşı ağaçları ateşe verilir.
Finlandiya’da insanlar at nalı şeklinde eritilmiş metalisoğuk su dolu bir kaba döker ve metalin sertleşip yeni şekil almasıyla ortaya çıkan şekle anlamlar yükleyerek, yeni yılın neler getireceğine dair tahminlerde bulunurlar. Örneğin kalbe ya da yuvarlağa benzer bir şekil yeni yıldaolası evliliğin; gemiyi andıran şekil seyahatin; domuz şekliise bol yiyeceğinsimgesi olarak görülür.
Bu görenekAlmanya’da damevcuttur.Burada da insanlar yılbaşında eritilmiş kurşunu soğuk suya atarak, kurşunun alacağı şekle göre geleceği tahmin etmeye çalışırlar.

İsviçre’de yılbaşı kutlamalarında insanlar iyi ve kötü ruhları simgeleyen çeşitli kostümler ve şapkalar giyerek yeni yılı karşılarlar.
Danimarkalılar, yılbaşı gecesine sakladıkları eski tabaklarını gece yarısından önce en sevdikleri arkadaşlarının kapıları önünde kırarlar. Böylece hem onlarısevdiklerini gösterirlerhem de kötü şansın gitmesi dileğinde bulunurlar. Ayrıca yılbaşı günününgeceyarısı gelip çattığında eş, dost ve arkadaşlarla birlikte sandalyeden atlarlar.Bu görenek,yeni yılda kötü ruhları engelleyeceği, kişilere şans getireceği anlamına yorulur.

İspanya’daise en önemli gelenek yılbaşında üzüm yemektir. Saatler gece yarısını göstermeden önce herkes 12 üzüm tanesihazırlar.Saattam 12 olduğunda,saatin her vuruşunda bir üzüm tanesi yemek kaydıylaüzümlerin tamamı yenir. 12 üzüm tanesi şansı ve yeni yılın 12 ayını temsil eder.
İngiltere’de, yılbaşında gece yarısı eve gelen ilk kişinin şans getirdiğine inanılır ve bu kişi gelirken para, ekmek, kömür gibi hediyeler getirir.
Güney yarım kürede bulunan Avustralya’da yaza denk geldiğinden,yılbaşıgenellikle piknik yapılarak ya da denize girilerek kutlanır.
Güney Afrika’da yerliler yeni yılda şans ve yenibir başlangıç getirmesi dileğiyleyılbaşında eskimiş eşya ve ev aletlerini pencerelerinden dışarı atarlar.
Kolombiya’da, bol seyahat dolu bir yıl geçirmek umuduyla insanlar yılbaşı günü ellerindekiboş valizlerle oturdukları apartmanların etrafında dolanırlar.
Panama’da yılbaşı günü yakılan şenlik ateşlerinde, Panama halkı,“muñecos” adı verilen özel kuklaları yılbaşı ateşinde yakar. Eski yılı temsil edenkuklaların yakılması, eskinin ve kötü ruhların uzaklaştırılması ve yeni yıldayenibir başlangıç yapılması anlamına gelir.
İskoçya’da “ilk adımı atma” geleneği tüm ülkede yaygındır. Burada saatler gece yarısını vurur vurmaz eşin dostun evine “ilk ayak basan” olmak için bir yarış başlar. Geleneğe göre yılbaşı gecesi eve adımını ilk atacak kişi, elinde mutlaka şans getireceğine inanılan bir hediye taşımalıdır. “İlk ayakbasanlar” gittikleri evlere,kültürel bolluk sembolü sayılan para, ekmek, tuz, kömür gibi şeylerde götürürler.
Filipinler’de yuvarlak şekil (madeni parayı anımsatır) yılbaşı için zenginliği temsil eder. Ayrıca Filipinli aileleryılbaşı sofralarınıyuvarlak şekilli meyvelerle donatırlar. İspanya’dakine benzer 12 adet meyve yeme geleneği Filipinler’de de vardır. Ayrıcabu ülkede,yılbaşı günü şans getirmesi inancıylapuantiyeli kıyafetler giyilir.
Belarus’ta evli olmayan bayanlar, yeni yılda içlerinden kimin evleneceğine dair tahminlerde bulunupoyunlar oynarlar. Bu oyunlardan birişöyle oynanır:Her bayanın önüne mısır tanelerinden oluşan bir küme konulur;mısır koçanı hareket ettirilir; koçan ilk hangi kümeye yaklaşırsa bu kümenin temsil ettiği bayan yeni yılda ilk evlenir. Bir diğer oyun iseevli olmayan bayanlardan birinin,evindebulunançeşitli eşya ve yiyecekleri farklı yerlere saklamasıyla başlar. Diğer bayanlar bu eşyaları bulmaya çalışırlar. Geleneğe göre ekmeği bulan bayanın zengin bir koca bulacağına, yüzüğü bulan bayanın da yakışıklı bir erkekle evleneceğine inanılır.
Şili’de tam gece yarısı bir kaşık mercimek yiyenlerin bütün yılının iş ve para bolluğu içinde geçeceği inancı yaygındır. Ayrıca Şili’debir evin içeriden dışarıya süpürülmesi, bir önceki yılın kötü ruhlarınında süpürülmüşolacağı anlamına gelir.
Ekvator, Venezuella ve Bolivya’da yeni yıl için özel renkli kıyafetler ve iç çamaşırlar giymenin kişiye şans getireceğine inanılır. Örneğin kırmızı renk aşkı temsil eder, sarı ise zenginliği.
Brezilya’da yeni yıla girerken insanın 7 dalga üzerinden atlaması,şansının iyi olacağı şeklinde yorulur. Ayrıca kötü ruhları uzaklaştırmak için yılbaşında beyaz giyilir.
Yeni Zelanda’da yeni yıla girildiğinde herkes sokaklara dökülür ve yüksek sesle tencere tava çalınır.
Arjantin’de, tam gece yarısı sağ ayağınızı ileri uzatırsanızyeni yıla sağ ayakla girmiş olacağınız, bütün seneniziniyi geçeceği inanışı yaygındır.
Myanmar’daher yeni yıl başladığında insanlara su püskürtülür. Bu,sembolik olarak ruhun temizlendiği anlamına yorumlanır.
Ermenistan’da Ermeni anneler,mutluluk ve iyi dileklerini ifade etmek için özel bir ekmek fırınında tüm hane halkı üyeleri için ekmek pişirirler.
Rusya’da kâğıt üzerine bir dilek yazılır ve kâğıt yakılır;bunu yaparken de gece yarısından önce bir kadeh şampanya içmekadettendir.
Estonya’da 7, 9 ve 12 şanslı rakamlar sayılır. Yeni yılın son gününde 7, 9 ya da 12 saatlerinde yemek yenilir. Daha fazla yemek, yeni yılda daha fazla gıda olacak anlamına gelir. Bir kişi yılbaşı günü 7 öğün yemek yerseeğer,o kişinin yeni yılda 7 kişinin gücüne sahip olacağınave bolluk dolu bir sene geçireceğine inanılır.
Romanya’da yılbaşı döneminde Romen köylüler hayvanlarla iletişim kurmaya çalışırlar.Burada, hayvanlarlailetişimkurabilenlerin tüm yıl boyunca şanslı olacakları inancı yaygındır.
Ülkemizde deyılbaşında yeni yılın güzel geçmesi için bazı yörelerde çeşitli göreneklerin yerine getirildiğini görüyoruz: Yılbaşı sabahı kim oluktan en erken su getirirse o zengin olur. Yılbaşına dört beş gün kala değirmen kurulur, un kapları doldurulur, yeni yıla dolu kaplarla girilir ki o yıl un kapları hep dolu olsun. Yılbaşı gecesi eve öküz çıkartılır; öküz eve girerken sağ ayağını atarsa o yılın bereketli geçeceğine inanılır. Yılbaşı gecesi evin kadını fasulye tanelerini, evde bolluk ve bereket olsun diye evin duvarlarına fırlatır.
Anadolu’daevin kapısındanar patlatılması da bir yılbaşı geleneğidir.Bununyeni yılda eve bereket getireceğine inanılır. Bu ve buna benzer daha nice nice gelenekler söz konusudur.
Biz de İstanbul Üniversitesi olarak yeni yılın, geride bıraktığımız 365 günü aratmayacak denli güzel, huzurlu, sağlıklı, bereketli ve barışdolu bir yıl olmasını dileriz. Ülkemiz ve tüm dünya ülkeleri için…
MUTLU YILLAR…