“Gazetecilik bir yaşam tarzıdır”

AJANS ÜNİVERSİTE-Hamza AKTAY

Sedat Simavi Ödüllü Radikal Gazetesi muhabiri İdris Emen, İÜ İletişim Fakültesi mezunu. Emen, “gazetecilik bir yaşam tarzıdır” diyerek başladığı eğitim serüvenine, sokaklarda devam etmeyi tercih edenlerden.  Okulda gördüğü teorik derslerden tatmin olmadığını ve aslında gazeteciliğin bir ego işi de olduğunu söyleyerek, meslekte geldiği yeri ve yaşadıklarını anlatıyor.

İdris Emen, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde geçtiğimiz yıl mezun oldu. 2. Sınıfta bir arkadaşının aracılığı ile stajyer olarak girdiği Radikal Gazetesi’nin şuan kadrolu muhabirlerinden. Aynı zamanda Sedat Simavi Ödülü’ne de sahip olan Emen, lise yıllarından beri gazetecilik mesleğini çok istediğini belirterek şöyle devam ediyor:

Liseden beri hep gazetecilik istiyordum. Çok iyi bir eğitim hayatım olmadı. Liseden sonra birkaç defa denemem rağmen üniversiteyi 3. yılımda kazandım. Okulda gördüğüm eğitim hep teorikti. Bundan dolayı okuldaki eğitime pek değer vermedim. Kendimi dışarda geliştirmeye karar verdim ve bunun için yetenekli olduğumu düşündüğüm için serbest fotoğrafçılık yapmaya başladım. Buradan da zamanla gazetecilik mesleğine geçiş yaptım. Derslerde verilen bilgiler aslında sahada pek lazım olmayan bilgiler. O yüzden ben sokaklarda çalışmayı tercih ettim.”

“GAZETECİLİK UCUZ DEĞİLDİR”

Gazeteciliğin iki şekilde olduğunu ifade eden Emen, çok fazla iletişim fakültesi mezunu olduğunun altını çizerek şunları anlatıyor:

“Eskiden gazetecilik okulları olmadan önce gazete büyükleri alaylı olarak eğitiliyordu. Şu anda önemli olan fark yaratabilmek. Çünkü çok fazla mezun öğrenci var ve bundan dolayı pratik bilgi önemli oluyor. İletişim Fakültesi’nden mezun oluyorsunuz fakat tam anlamıyla bir adliye haberini bilmiyorsunuz. Sonuçta gazetecilik ucuz bir meslek değil.  Belli bir ekipmana sahip olmak zorundasınız. Bilgi ve kaynaklara sahip olmalısınız ve başka da bir derdinizin olmaması lazım. Okuldan mezun olan bir öğrencinin artık neyin haber olması gerektiğini fark etmesi gerekiyor.”

 

“İZİN GÜNÜMDE BİLE HABERLE UĞRAŞIYORUM”

Meslekte, iktisat okuduğu halde gazetecilik öğrencilerinden daha iyi haber yazan insanlarla karşılaştığını söyleyen Emen, yaşadıklarını şu şekilde paylaşıyor: “Yaptığınız mesleği benimsemeniz gerekiyor. Çünkü gazetecilik bir yaşam tarzıdır. İzinli günümde bile kafamda düşündüğüm bir haber konusuyla uğraştığım zamanlar oluyor. Bir gelişme olduğu zaman, yaptığınız haberi takip etmeniz gerekiyor.  Gazetecilik dışarıdan göründüğü gibi bir meslek değil. Aslında istihbarat biriminde çalışan bir muhabir, sıcak haberle uğraşırken, ekonomi servisi biraz daha rahat olabiliyor. Şuanda araştırmacı gazetecilik önemli. İletişim alanının gelişmesiyle muhabir sayısı arttı ve artık herkes muhabir olabiliyor.”

 

DSC_0040 

 

“GAZETECİLER YIPRANIYOR”

İdris Emen, gazetecilerin ne maddi ne de manevi olarak verdikleri emeğin karşılığını alamadıklarını vurgulayarak gazetecilik mesleğinde yaşadıkları olumsuzlukları şöyle ifade ediyor:

“Gazetecilik mesleğinde her ne kadar gerekli değeri göremesek de, aldığımız ödüller biz gazetecileri mutlu eder. Yaptığınız haberin insanlar tarafından konuşulması bizi mutlu ediyor. Aslında bu biraz da ego işidir. Çünkü ego sahibi olmayan bir insan muhabirlik ve gazetecilik yapamaz. Çünkü çok kazançlı ve rahat bir iş değil. Demek ki bu işi toplumsal duyarlılıktan dolayı yapıyoruz. Bu tarz ödüller sizin iyi bir iş yaptığınızı somutlaştırıyor ve tatmin oluyorsunuz. Bu meslekte uzun yıllar çalışıp da hiç ödül almayan, ödüle karşı olan insanlar da var. Bizim gibi mesleğinin başında olan genç muhabirlerin böyle ödüller alması güzel bir şey. Çünkü bu psikolojik bir motivasyon sağlar. İnsanlar böyle ödüller aldığınız zaman size daha çok güvenir ve haber kaynaklarınızın size olan bakış açısı da değişir. Örneğin dün bir haber için bir görüşmeye gittim. Yaşım genç olduğundan dolayı ‘daha tecrübeli bir muhabir yok muydu?’ sorusuyla karşılaştım. Çünkü dışardaki insanlar muhabirin kalitesini bilmiyor.”

 

“GAZETECİ PROFESYONEL OLMALI”

Sedat Simavi Ödülü’ne layık görülen İdris Emen, ödül alan haberinin içeriğini şöyle özetliyor:

“Son altı aydır Türkiye’den belli illerden gençlerin Suriye’ye giderek El-Kaideye El-Nusraya katıldığına dair iddialar dolaşıyordu. Bu tartışmalar yapılırken böyle bir şeyin olabileceğini düşündük ve araştırdıkça ortaya çıktı. Telefonla belli görüşmeler yaptık fakat cevap alamadık. Biz de bölgeye giderek bu durumla karşılaşmış ailelerle görüştük. Sonunda Adıyaman Emniyeti bile bu durumu kabul etti. Bu haberi yaptıktan sonra oradaki halk ve sivil toplum kuruluşları bilinçlendiler ve biz de mutlu olduk. Suriye’ye de gittim ve orada durum biraz daha farklıydı. Suriye’de iki farklı gruptan birisinin perspektifinden baktığımızda diğer grup tarafından hedef alınıyorduk. Ve orada hedef alanlar daha rahatlardı. Çünkü Suriye’nin Türkiye’yi bağlayıcı bir noktası yoktu. Burada önemli olan şey giden gazetecinin profesyonel olmasıydı.”

DSC_0049