AJANS ÜNİVERSİTE- Burcu GÜLER, Beste BUDAN, Gizem TÜRELİ, Kasım BALTACI, Erhan ERKİP
İstanbul Üniversitesi ev sahipliğinde Hukukçular Derneği, Türkiye Adalet Akademisi, Anayasa Hukukçuları Derneği, Uluslararası Hukukçular Birliği İstanbul Center of Internatıonal Law’ın katkılarıyla düzenlenen “Dünyada ve Türkiye’de Darbe Yargılamaları Uluslararası Sempozyum”un ilk gününün açılışı tanıtım videosuyla başladı. İzletilen tanıtım videosunun ardından açılış konuşmalarına geçildi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ konuşmasında, bu tarz gerçekleşen organizasyonların hem ülkemizde yaşanmış hem de dünyanın diğer ülkelerinde yaşanmış olaylarla yüzleşilmesinin yanı sıra gelecek için daha iyi çalışmalar yapılmasına katkı sağladığını söyledi.
İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak konuşmasında, dünyada toplumsal gelişmenin olmazsa olmaz koşulunun demokrasi ve fikir hürriyeti olduğunu vurgulayarak, üniversitelerin toplumların gelişmesi ve demokrasi kavramının yerleşmesinde önemli rol oynadığını belirtti. Hukuk üstünlüğünün önemine de değinen Rektör Prof. Dr. Mahmut Ak, darbelerin özgürlükleri kısıtladığını ve zarar verdiğini ifade etti. Prof. Dr. Mahmut Ak, “Bilim insanları ve araştırmacı olarak bizler, darbe ortamını hazırlayan koşulların tekrar etmemesi için gereken önlemleri almada rol oynamalıyız” dedi.
Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Yılmaz Akçil ise konuşmada Türkiye’de yaşanan darbelere değinerek darbelerin en çok hukuk ve yargı sistemini etkilediğini belirtti. İspanya Eski Savunma Bakanı Jose Bono Martinez yaptığı konuşmada İspanya ve Türkiye’nin iş birliğini belirli alanlarda ortaya koyması gerektiğini ifade etti.
Hukukçular Derneği Başkanı Mehmet Sarı konuşmasında katılan herkese teşekkürlerini sunarak, bu sempozyum ile birlikte darbeyle yüzleşmiş ülkelerin örneklerini Türkiye’ye taşıması adına önemli bir organizasyon olduğunu belirtti.
Açılış konuşmalarının ardından düzenlenen sertifika programında Demokrasi Okulu Programı’na katılanlara sertifikaları dağıtıldı. Sertifika programının ardından sempozyumun ilk oturumu başladı. Başkanlığını Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Naci Gündoğan’ın yaptığı oturumda “Şili’de Darbe Yargılamaları” konusu ele alındı. Oturumda Metropolitan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. CesarRoss, AvukatJuan Pablo Delgado Diaz ve Şili Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Antonio MunozAunion konuşmacı olarak yer aldı.
“Arjantin’de Darbe Yargılama Süreçleri”
İlk günün ikinci oturum başkanlığını Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Levent Korkut’un gerçekleştirdiği Arjantin’de Darbe Yargılamaları başlıklı oturumda Yrd. Doç. Dr. Korkut, Latin Amerika ile ülkemizdeki yönetim dalgalanmalarının çok benzediğini söyledi.
Oturumun ilk konuşmacısı, Buenos Aires Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Maria de Monserrat Llairo, tüm dünya için önemli bir konu olan Latin Amerika’da Darbe konusunu ele aldı.
İkinci konuşmacı, İnsan Haklarının Geliştirilmesi Uluslararası Merkezi Direktörü Adriana Arce, “Darbe sürecinde farklı düşüncede insanların bastırılması gerektiği düşünüldü. Sadece Arjantin’de değil bütün Latin Amerika’da halk 40 yıl boyunca büyük baskılar gördü. Kütüphanelerin yakıldığını gördüm. Küçük Prens kitabı taşıdığı için ceza alan arkadaşlarım oldu. Her türlü eleştirel düşünce içeren dersler okullardan kaldırıldı. Büyük davalar sonucunda hakikat hakkımızı kazandık” şeklinde konuştu.
Arce’nin ardından konuşan Sosyolog Araştırmacı Lorena Balardini ise Arjantin’de insanlık dışı uygulamalardan ve insanlara karşı verilen yargılamalardan bahsetti. O dönemde mağdurlar adına mücadele adı altında yargılama sürecinin başladığını ifade eden Balardini, çıkartılan af kanunlarının yargılama sürecinin önüne geçtiğini ve çeşitli suçlar işlemiş bireylerin cezasız kaldığını söyledi.
Oturumun son konuşmacısı,Buenos Aires Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Eduardo S. Barcesat, “Hiçbir darbe kendini darbe olarak adlandırmaz.Genel olarak darbeler sosyal değişim,sosyal düzenleme gibi bir ambalaj içine alınır.Ancak adlandırıldığı gibi düzenleyici ihtilal olmaz.Darbe adını da almayan darbeler devlet gücünü alarak baskı gücü olarak kullanılır” şeklinde konuştu.
Sempozyumun İkinci Günü 27 Mayıs Darbesiyle Başladı
Açılış konuşmacılarından Medipol Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, “Biz buraya darbelerin ne kadar kötü olduğunu, ne acılar yaşattığını konuşmak için gelmedik. Amacımız, bugün Türkiye’de açılmış olan darbe davaları ne durumdadır ve biz bu darbe davalarını adalete uygun şekilde nasıl çözebiliriz sorularına cevap bulmaktır” diyerek darbelerin yargılanma süreçlerine değindi.
Konuşmacılardan Uluslararası Hukukçular Birliği Başkanı Avukat Necati Ceylan, Uluslararası Hukukçular Birliği’nin amacının insan haklarının kurulması ve adaletin ve hukukun temsil edilmesi olduğunu söyledi. İstanbul Uluslararası Hukuk Merkezi Başkanı Avukat Cihat Gökdemir yaptığı konuşmada uluslararası darbe yargılamalarından bahsetti.
Açılış konuşmacılarından İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, “Türkiye’de esasen gerçekleşen darbe 27 Mayıs 1960 darbesidir. Bu darbeden sonra 12 Martlar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar ayrı ayrı darbeler değildir. 27 Mayıs 1960’la beraber Türkiye’de bir darbe dönemi başlamıştır. Diğer tarihler bu darbe döneminin ağırlığının arttığı dönemlerdir” şeklinde konuştu.
Dünyada ve Türkiye’de Darbe Yargılamaları Uluslararası Sempozyumu’nun ikinci gününde gerçekleştirilen oturumlarda Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, Araştırmacı Erkan Şen, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş, Avukat Hüsnü Öndül, İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Avukat Öztürk Türkdoğan, Ankara Barosu avukatlarından Osman Başer, Avukat Emrullah Baytar, İnsan Gelişimi ve Toplumsal Eğitim Vakfı Hukuk Komisyonu Başkanı Avukat Muhammet Emin Özkan ve Avukat Cüneyt Toraman konuşma yaptılar.
Oturum başkanlığını Avukat Gülçin Avşar’ın yaptığı birinci oturumda ilk konuşmacı olan Celal Bayar’ın torunu Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, 27 Mayıs 1960 darbesinin aradan geçen yarım yüzyılı aşkın zamana rağmen yargılanamadığını ifade etti. Prof. Dr. Naskali, “Ancak güçlü bir siyasi ortamda bu yargılamaların gerçekleşebileceğini düşünüyorum” dedi.
Erkan Şen ise yaptığı konuşmada, “27 Mayıs’tan sonra ortak fikir şuydu: ‘Bir daha darbe yapılacak bir ortama izin vermemek’. Bugün Türkiye’de hiçbir darbeye izin verilmeyecek siyasi bir rejim kurulması gerekiyor” dedi. Bunun ise ancak millet iradesini tam olarak güvence altına alan yeni bir anayasayla mümkün olabileceğini ifade ederek sözlerini tamamladı.
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş, “Hepimizin samimi bir yüzleşmeye ihtiyacı var. Bugün demokrat olarak algılanan, bu yolda kitaplar yazmış birçok entelektüelin 1960 darbesinde ve 1971 muhtırasında herkesten çok alkışlamış, övgü dolu sözlerle darbeyi destekleyenler olduğu ortadadır” dedi.
12 Eylül Darbesi Yargılamaları Konuşuldu
Sempozyumun ikinci gününde “Türkiye’de Darbe Yargılamaları” masaya yatırıldı. Günün ikinci oturumuna Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem başkanlık yaptı ve “12 Eylül Yargılamaları” konuşuldu
Oturumda söz alan Avukat Hüsnü Öndül, 12 Eylül Darbesi davasının sürecini anlattı ve dava hakkında birtakım bilgiler verdi. İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Avukat Öztürk Türkdoğan da dava sürecinden bahsetti. Davanın toplumsallaşamadığından dolayı davaya katılımın azlığından söz etti.
Oturumda son konuşmacı olarak söz alan Ankara Barosu avukatlarından Osman Başer, 12 Eylül’de daha 18 yaşındayken cezaevine girdiğini ve yaklaşık 11 yıl hapiste kaldığını söyledi. Şu an hem müşteki olarak hem de avukat olarak davaya müdahil olduğunu ifade eden Başer, “17 yıl fiilen yargılandım ve sonunda ‘pardon’ diyip beraat verdiler” dedi.
Darbe Yargılamaları’nda 28 Şubat Dönemi
Başkanlığını Gazeteci Gülay Göktürk’ün yaptığı oturumda 28 Şubat döneminde darbe ruhunun nasıl hayata geçtiğinin konuşulacağını ve bu dönemdeki yargılamalardan bahsedileceğini belirtti. Göktürk, bir darbe mağduru olarak karşılaştıklarını anlattı.
Göktürk, dönemin hukuk anlayışını belirtmek için “Hukukun birinci işlevi bireyler arası anlaşmazlığı çözmektir. Bir de devlete karşı işlenen suçlar vardır. Yargının devlet ile vatandaş arasında adil ve eşit mesafede olması gerekir. Yargının bireyler arası çelişkilerin çözümünde adalet arama isteği vardır. Ama devlet ile karşı karşıya gelince adalet; devletin yanında, bireyin karşısında olmuştur. 28 Şubat da bunun önemli örneklerinden biridir” dedi.
İlk konuşmacı Avukat Emrullah Baytar, “Gelecekte demokrasinin sağlam temeller üzerinde inşa edilmesi için neler yapılabilir?” ve “Adil bir karar nasıl çıkarılabilir?” soruları üzerine bir sunum yaptı.
İnsan Gelişimi ve Toplumsal Eğitim Vakfı Hukuk Komisyonu Başkanı Avukat Muhammet Emin Özkan ikinci konuşmacı olarak, 28 Şubat davasında beklenen sonucun neden elde edilemediği ve yeni yargı süreci ile ilgili konuştu.
Son konuşmacı olarak “Dünyanın her yerinde darbelerin sonucu önemlidir ve hepsi cinayettir” diyerek sözlerine başlayan Avukat Cüneyt Toraman, “28 Şubat döneminde birçok davaya giren, sahadaki avukatlardan biriydim, ancak yüzlerce avukat arkadaşımız mücadele verdi, ben onları temsilen buradayım” dedi.