AJANS ÜNİVERSİTE- Mila KUBUR
Etkinlik İstanbul Türk Ocağı Başkanı Dr. Cezmi Bayram’ın açılış konuşmalarıyla başladı. Dr. Cezmi Bayram, “Türk kültür varlığını ortaya koymak suretiyle bir ayrımcılık gayreti içerisinde değiliz” dedi. Esas itibariyle bazı medeniyetlerin belirli milletler meydana getirdiğini fakat bunların insanlara mal edilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Bayram, “Manevi ve maddi kültür tüm insanlığın malıdır” şeklinde konuştu. Dr. Bayram, “Batı Trakya’daki tüm kültür varlığı, adetler gelenek göreneklerin yaşatılması, insan zenginliğinin Türk tip yapısından kurtulması olarak düşünülmelidir. Bu sebeple ilanihaye niyetimiz burada Türk kültürünün yaşamasını sağlamaktır” şeklinde ifade etti. Bu sempozyum bittikten sonra yapılacak geziyle oradaki varlığımızın görüleceğini dile getiren Dr. Bayram, böylece tecrit bölgesini de bizzat gözleriyle göreceklerini söyledi. Dr. Bayram, “Batı Trakya Türkiye’ye en yakın ve Türklerin yaşadığı bölge olmasına rağmen orası hakkında yeterince bilgiye sahip olmadığımızı fark ettim. Düzenlenen bu sempozyumları aslında iki devlet arasında dostane münasebetlerin önemli bir unsuru olarak görüyoruz” diyerek konuşmasına son verdi.
“Amacımız Soydaşlarımızın Kültürel Değerlerini Hatırlatmak”
İÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cezmi Eraslan ise konuşmasında Türkiye’nin, Balkanlar’da bulunan Türk toplumunun dünyadaki sesi konumunda olduğunu söyledi. Prof. Dr. Eraslan “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran kadronun inkılabı yapan ekibin daha hayatta olduğu dönemde, Türk İnkılabını anlatmak üzere kurulan enstitünün günümüzdeki temsilcisi olarak Atatürk’ün ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür’ düsturuna işaret edenler, tarihi ve kültürel coğrafyamız dahilindeki TC dışında yaşayan kardeşlerimizin tarihlerini öğrenmek, akademik anlamda paylaşmak ve geleceğe değer bırakabilmek için toplandığımız ilmi programla karşınızdayız” şeklinde ifade etti.
O dönemin siyasetinin Türk milli kültürü üzerinde şekillendiğini söyleyen Prof. Dr. Eraslan, “İlmi araştırma için cemiyetini öne süren Atatürk’ün milli kültür değerlerini yeniden inşası için derleme toparlama göreviyle ortaya koyması TC’nin temel görevini de belirlemiştir” dedi. Prof. Dr. Eraslan, bu programın amacının Batı Trakya coğrafyasında yaşayan soydaşlarımızın kültürel değerlerini hatırlamak ve hatırlatmak olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Eraslan, “Siyaset hayatı her zaman çeşitli menfaatler, çıkarlar, çekişmeler ekseninde toplumları birbirinden uzaklaştırsa da insani zeminli araştırmaların sınırların ötesi ideolojiler ya da ön fikirler ötesinde insanımızı birleştireceğini ve geleceğe dönük ortam hazırlayacağına katkı sağlayacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu. “1990’lı yıllar itibariyle siyaset ve kültür mekânlarımızda sıklıkla ifade edilen bir müjde vardı” diyen Prof. Dr. Eraslan, 21. asrın Türk asrı olacağını 90’lardan beri dile getirirken bu husus gerek coğrafyamızda gerek küresel ölçekte, Türk-İslam coğrafyasında uluslararası hesaplar ve senaryoların, Türk asrı yapabilme hedefinin sadece söz ile olmayacağını gözü ve idraki olanların gördüğünü belirterek konuşmasına son verdi.
“Bütün Farklılığa Rağmen Birlikte Yaşayabilmenin Gösterildiği Yer Rumeli”
İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, konuşmasına İstanbul Üniversitesi’nin akademik iddiasını ve birikimini ortaya koymak üzere tertipten duyduğu memnuniyeti ifade ederek başladı. “Bu ülkenin asli unsuru olduğumuzu unutmayarak bu tür toplantıları önemsiyoruz” diyen Prof. Dr. Ak, bu toplantının devletimizin temel dinamiklerini ve gelecekteki iddiasını ortaya koyan unsur olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Ak, “Batı Trakya meşrutiyet alanımıza giren bölgedir. Türklüğü ortaya koyan bir alan olarak zuhur etmiştir. Osmanlı ve Selçukluda da oldukça açıktır. Ankara savaşında devletin istikrarı ve bütünlüğü bozulmuştur, varlık yokluk mücadelesi içerisine girmiş iken bayrağı tekrar kaldıran zemin Rumeli de bulunmuştur. Devletin tüm dinamiklerinin etkin olduğu Rumeli deki bu bütünlük sayesinde yeniden birleşme sağlanmış ve fatihle birlikte Ankara savaşı olmamış gibi Türk-İslam kültürü yeniden zuhur etmiştir” şeklinde ifade etti. Batı Trakya’nın bizim için güvenli bir koridor ve kültürünü sergilemenin en güvenli noktası olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ak,”Bütün farklılığa rağmen birlikte yaşayabilmenin gösterildiği yer Rumeli, ilk adımı Batı Trakya’dır” dedi. Eğitim ve kültür başlığı altında sunulmayacak hizmet olmadığını söyleyen Prof. Dr. Ak, “Batı Trakya’da birtakım siyasi zorluklara rağmen Türkiye güvenli bir limandır ve bunu muhafaza etmelidir” dedi. Batı Trakya’daki soydaşlarımızı yürekten destekliyoruz. Bizim tarihimiz ortaktır ve gelecekte birçok şeyi beraber yapmak üzere ortak noktalarımız var. Eğitim kültür alanındaki işbirliği bize bu noktada çıkış sağlayacaktır” şeklinde konuşmasına sonlandırdı.
Açılış konuşmalarının ardından sempozyum farklı oturumlarla devam etti. Oturumların ardından sempozyumun değerlendirilmesi İÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitü Müdürü Prof. Dr. Cezmi Eraslan’ın başkanlığında yapıldı.