“Deprem Değil Bina Öldürür”

AJANS ÜNİVERSİTE- Ozan ÖZEN

Depremi, tektonik kuvvetlerin etkisiyle yerkabuğunun kırılması sonucunda ortaya çıkan enerjinin sismik dalgalar hâlinde yayılması ve yeryüzünü kuvvetle sarsması olayı olarak tanımlayan;depremin nasıl en az zarar ile atlatılacağı hakkında İletim’e konuşanİÜ Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Sismoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yıldız Altınok, 17 Ağustos 1999 depreminden itibaren sürekli olarak deprem şûralarının yapıldığını söyledi.

“İnsanları Zarar Veren Bir Olay”

Prof. Dr. Altınok, insanlığın varoluşundan günümüze dek depremlerin insanları etkileyen, onlara zarar veren doğal olaylar olduğunu belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “1755 Lizbon ve 1783 Calabriadepremlerinin bilim adamlarınca incelenmesi, deprem biliminin doğmasına öncülük etmiştir. Yerkabuğunda ve litosferde deformasyonlara neden olan enerjiler vardır. Jeodinamik araştırmaların hedefi, bu enerjilerin hangi mekanizmalarla oluştuklarına yanıt bulmaktır.”

Harry FieldingReid’in teorisinden de bahseden Prof. Dr. Altınok, konu hakkında şunları söyledi:“Reid, 1906 San Francisco depremi öncesinde ve sonrasında yaptığı gözlemler sayesinde, depremlerle esnek yamulma enerjisi arasındakiilişkiyi bulmuştur. Kurama göre yerkabuğu içinde biriken gerilmelerin belli bir düzeye gelmesi neticesinde ortamın dayanma gücünün yenilmesi ile yerkabuğu kırılarak tektonik depremler oluşmaktadır.”

d2

“Yer Bilimci İstihdamı Lazım”

Belirli arazi kullanım biçimlerinin olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Altınok, sözlerine şöyle devam etti: “Bina yapımı konusunda uygun zemin koşulu aranmalıdır. Daha sonra da uygun bina yapımı üzerinde durulmalıdır. Heyelan riski olan bir bölgeye ev yapılmamalıdır; çünkü buralar risk taşıyan bölgelerdir. Bu bölgelerde binaların yerine çocuk parkı veya mezarlık yapılabilir. Bunları yapacak olan kurumlar da belediyelerdir. Belediyelerde yer bilimcilerinistihdam edilmesi gerekir. Deprem öldürmez, bina öldürür.”

Deprem En Çok Maddi Hasara Sebep Olan Afet

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerini kaynak gösteren Prof. Dr. Altınok,AFAD’ın yaptığı anketlerde katılımcıların %47’sinin yaşadıkları bölgede afet riski olduğunu düşündüklerini söyledi. Yine AFAD verilerine göre en çok maddi hasara yol açan afetin deprem olduğuna değinen Prof. Dr. Altınok, depreme hazırlık anlamındayapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Öncelikle evlerin afetlere karşı sigortalanması, evde deprem anında sığınılacak güvenli bir yerin bulunması, evlere dayanıklılık kontrolü yapılması, evdeki dolap ve mobilyaların sabitlenmesi gerekir.”

17 Ağustos 1999 depreminden bu yana toplumda deprem konusunda belirli ölçüde bilincin oluşmaya başladığının da altını çizen Prof. Dr. Altınok, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:“1999 depreminden sonra düzenli olarak deprem şuraları yapılıyor. Şuralarda gündeme gelen anketler, doğrudan afete maruz kalanların %53’ünün bilinçlenmesinde,bizzat yaşadıkları afetin etkisi olduğunu gösteriyor.”