Davos Dünya İletişim Forumu İstanbul’da

AJANS ÜNİVERSİTE- Yağmur Müge KIZILTEPE, Yağmur Meltem ATİK

Fotoğraf- Batuhan DEMİRCİ, Oğulcan ÇOKSAYAR, Doğukan VERBİÇ, Safiye ALTINKUM

Açılış konuşmasına katılımcılara ve sponsorlara teşekkür ederek başlayan Davos Dünya İletişim Forumu Türkiye Direktörü Prof. Dr. Ali Murat Vural, iki gün boyunca gerçekleştirilecek olan Dünya İletişim Forumu hakkında bilgi verdi. “Krizlere karşı şansları konuşacağız” diyen Prof. Dr. Vural, krizler konusunda 7 oturumda birçok tartışma yapılacağını dile getirdi. Son olarak sözlerini “Hiçbir terör, hiçbir darbe girişimi onları durduramadı. Hiçbir şekilde buraya gelmekten vazgeçmediler, bu nedenle Davos İletişim Forumu Başkanı Yanina Dubeykovskaya sevgili Allan Mayer’a, Sean Gardner’a, Vasily Dubeykovskiy’e, Ekaterina Lavrova’a, dostum Jon-Hans Coetzer’a, Gianni Catalfamo’ya, Irina Bakhtina’ya, Lina Duoue’ya, Michael Bociurkiw’e, Nurul Ashiqin Shamsuri’e, Richard Linning’e ülkem adına teşekkür ediyorum” diyerek tamamladı.

_DSC0030

Davos Dünya İletişim Forumu adına konuşan Davos Başkanı Yanina Dubeykovskaya, “İlk kez İstanbul’da gerçekleştiriyoruz. Bu bizim için çok önemli bir anı” dedi. İletişim dünyasının intibah ve olayları yönetme kanunlarına değinileceğini dile getirdi. Son olarak gösterilen katılım için teşekkürlerini sunarak konuşmasını sonlandırdı.

_DSC0036

“Bir İlki Gerçekleştiriyoruz”

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak’ın konuşmasıyla devam eden etkinlikte Prof. Dr. Ak, “Üniversite adına bir ilki gerçekleştirdiğimiz için mutluluk duyuyoruz. Konu iletişim olduğu için, iletişimde hayatın tam merkezi olduğu için bu durumu çok önemsiyoruz” dedi. İstanbul Üniversitesi’nin görev ve sorumluluklarının var olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ak, konuşmasını “Her biri çok değerli olan iletişim profesörlerini aramızda görmekten mutluluk duyuyor ve üniversite olarak forumun iletişim dünyasına katkı sağlamasını umuyorum” diyerek bitirdi.

DSC_0052

Etkinlik Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın, bakanlığın sorumluluk ve hizmetlerinden söz etmesi ile devam etti. Arslan, konuşmasında bakanlık olarak iletişim sektöründe ve küreselleşen dünyada sektörün arkasından giden değil tam tersine karar mekanizmalarının içinde yer alan ve karar üreten pozisyonda olmaları gerektiğine değindi. Bakanlık olarak her alanda geriden takip etmek değil birlikte hareket etmek hatta bazı sektörlerde öncü olmayı hedeflediklerini söyleyen Arslan Türkiye’nin son yıllarda ciddi mesafe aldığını belirtti.
_DSC0040

“Dünyayı Takip Eden Değil, Dünyayla Birlikte Büyüyen Bir Sektör”

Dünya İletişim Forumu’nun Türkiye’de yapılmasının hedeflerinden ve fırsatlarından bahseden Arslan, “Türkiye bulunduğu coğrafya itibariyle çok avantajlı bir konumda, coğrafya olarak merkezi bir konumdaysanız aynı zamanda zorluklarda sizi bekliyor demektir. Bulunduğumuz coğrafya her zaman rekabetin olduğu bir coğrafya, güçlü olmak zorundayız” dedi. Güçlü kalmak için bütün krizleri doğru yönetmek, yeni bir kriz gelebileceği için hazırlıklı olmak zorunda olunduğuna değinen Arslan, “Bu zor coğrafyanın hakkını vermek, gelecekte daha iyi bir konumda olabilmek ve krizlerden ders çıkartmak ve yeni krizlere hazırlıklı olmak adına gayret sarf ediyoruz ve bu sektörü büyütüyoruz. Türkiye son 12-13 yılda iletişim sektöründe 20 milyar Türk Lirasından bugün 83 milyar Türk Liralık bir sektör büyüklüğüne erişmiş durumda. Mobil abone sayımız, 27 milyondan son 14 yılda 74 milyona erişmiş durumda” dedi. Bakan Arslan katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.

“Hepimiz Potansiyel Ünlüyüz”

Hollywood’da birçok sinema ve pop yıldızına iletişim danışmanlığını yapan Allan Mayer konuşmasında, sosyal medya sayesinde artık insanların özel hayatlarına girilebileceğine değindi.
Sosyal medya yüzünden mahremiyet sınırının değiştiğini ve genişlediğini dile getiren Mayer, “Sosyal medya sayesinde hepimizin potansiyel ünlüyüz, merkezde olmak çok sevilir ama önemli olan bunun olumlu olması” dedi. İnsanların dışa açılmayla gurur duyduğunu ama böyle ünlü olmanın bazen baş ağrıtabildiğini söyleyen Mayer, “Senelerce ünlülerle çalıştım, skandallar yaşayanlar oldu. Sosyal medya aracılığıyla artık her şey kısa zamanda yayılıyor. Tam mahremiyet yaşanmıyor, mahremiyeti korumak için itibar yönetimi artık daha önemli” diyerek mahremiyetin önemine vurgu yaptı.

DSC_0084

İnsanların dünyayı anlamlandırmak için hikâyeleri kullandığını söyleyen Mayer, eski ABD başkanı Ronald Reagan’ın seçim döneminde hikâyeler anlattığını ve hikâyelerle büyük bir kitleyi etkilediğini sözlerine ekledi.
Krizden çıkma yönteminin krize bulaşmamak, zayıf yönü tespit etmek ve ona göre davranmak olduğunu söyleyen Mayer, kriz yönetiminde plan oluşturulması gerektiğini, eğer plan yoksa sonuçların tahrip edici olacağına değindi. Birtakım beklenmeyen skandalların önlenemeyeceğini ama dedikodudan arınabileceğini belirten Mayer şu ifadeleri kullandı: “Bir internet siteniz olsun ve hakkınızda haber yapsın. İnternet sizin mahremiyetinizi gözler önüne serer ama siz bunu önceden tahmin ederseniz bunu kullanabilirsiniz. Siz kendinizi ifade ederek kitlelere ulaşabilirsiniz. Her şeyden önce hikâye oluşturmalısınız, iletişim stratejisi böyle bir şey aslında, kendi hikayenizi aracısız hedef kitleye ulaştırırsınız” diyerek sözlerini tamamladı.

Etkinliğin ikinci günü dört oturumda gerçekleştirildi.

“Dijital Dünyada Krizler ve İtibar Yönetimi” başlıklı ilk oturum Richard Linning moderatörlüğünde Gianni Catalfamo, Fatoş Karahasan ve Sean Gardner’in katılımı ile gerçekleştirildi. Konuşmacı Sean Gardner’in krizler dahilinde hayata ayak uydurmak zorunda kaldıkları ile ilgili sözleri dikkat çekti. Gardner, “Değişim bizim DNA’mızda var ve maalesef krizlerde bizim DNA’mızda var” diyerek krizlerin hayattan bir parça olduğunu söyledi.

“Dinlemeli ve Bir Şeyler Ortaya Koymalıyız”

İkinci oturumda bir krizin uluslararası bir marka için yeni şanslar yaratabileceği konusunda tartışma yapıldı. Bireysel kurulan markalar ile ülkelerin kalitesinin arttırılabileceğini ve daha değerli olacağına değinildi. Krizlerin üstesinden gelmek ve kriz yönetimi ile başa çıkabilmek için dinlemenin önemini vurgulayan Ziya Erdem, “Kriz durumlarında insanlar duyduklarını ve dinlediklerini bilmek ister” dedi.

Kriz yönetimi planlarından bahseden John-Hans Coetzer, “Plan dâhilinde yaşamak son derece önemli. Kriz anlarında doğru bilgiyle hızlı karşılıklar sağlayabiliyoruz” dedi. Krizlerden sonra ise bu durumların öğretici bir tecrübe haline geldiğini söyleyerek konuşmasını sonlandırdı.

Öğle arasından sonra üçüncü oturumda kriz zamanlarında uluslararası ülke markasının nasıl yaratılacağı konusu ele alındı. İletişimin önemine değinen Arın Saydam ülkelerin sürdürülebilirliği sağlamak için iletişimin düzgün olması gerektiğini dile getirdi. Saydam’ın konuşmasından sonra Vasily Dubeykovskiy söz aldı. Uluslararası markaların amaçlarını belirten Dubeykovskiy, “Markadan avantaj elde etmek için ülkeler logolar kampanyalar yapmalıdır” dedi.

Son olarak kişisel ve kurumsal itibar için dönüştürülebilir araçlar konusu tartışıldı. Müşterilerin başarılarını kendi başarıları gibi gördükleri sürece zorlukları fırsata dönüştürülebileceklerini dile getirdiler. Konu hakkında Mehmet Gün, “Kendimi her bir müşterimin yerine koyarım ve kendime olası bütün soruları sorarım ki gerektiğinde onları cevaplayabileyim” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Etkinlik kapanış seremonisi, Davos Dünya İletişim Forumu Türkiye Direktörü Prof. Dr. Ali Murat Vural’ın konuşması, ekibini sahneye davet etmesi ve toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.