AJANS ÜNİVERSİTE – Esra MUTLU
Antioksidanların tespit edilmesi, çeşitli hastalıkların tedavi sürecinde büyük önem taşıyor. Cuprac yöntemi sayesinde antioksidanlar daha kolay,daha ekonomik ve daha hızlı şekilde tespit edilebiliyor
Antioksidanlar, insan vücudunda hücresel yıpranmaya, yaşlanmaya, kanser, kalp, Alzheimer ve bağışıklık sistemi hastalıklarına neden olabilecek zincir tepkimeleri ve radikal hasarı engelleyen moleküllerdir. Hastalıklardan korunmamıza yardımcı olacak antioksidanların tespit edilmesi, çeşitli hastalıklarla mücadele etmek kadar önemlidir. İÜ Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümü Analitik Kimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Reşat Apak ve ekibi tarafından 2004 yılında geliştirilerek dünya literatürüne kazandırılan CUPRAC (Cupric Reducing Antioxidant Capacity – Bakır (II) İndirgeyici Antioksidan Kapasite) yöntemi ile antioksidanlar kolayca tespit edilebiliyor.
“Antioksidan kapasite”nin ve “Antioksidan aktivite”nin önemini vurgulayan Prof. Dr. Apak, “İnsan vücudunda görülen birtakım olumsuzlukların önüne geçmek için antioksidanların topluca tayinlerini yapmak önemlidir. Bilim dünyasında antioksidan kapasite ve aktivite tespitinin kurallarına uygun yapılmadığını, bazı antioksidanların dışarıda bırakıldığını gördük ve bu boşluğu doldurmaya çalıştık.” dedi.
Sağlıklı bir bireyin vücudunda oksidan ve antioksidan dengesi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Apak, “Solunum zincirinde ortaya çıkan reaktif türler, normalde mikroplarla savaşmada ve hücre iletişiminde yararlıdır. Ancak insan vücudundaki oksidan/antioksidan dengesi bozulunca reaktif oksijen/azot türleri lipit, protein, DNA gibi biyolojik makromoleküllere saldırmakta; doku hasarına ve kalp, kanser, Alzheimer gibi hastalıklara yol açmaktalar. Dolayısıyla bunlarla savaşmada, vücutta üretilen ve besinlerle alınan antioksidanlar çok önemlidir. İnsan, solunum yapan bir canlı olarak oksijen solur ve reaktif oksijen türlerinden kaçamaz. Ancak bunların aşırısı antioksidanlarca giderilmelidir.” diyerek bu tür araştırmaların önemini vurguladı.
İlk Keşif 2004 Yılında
Prof. Dr. Apak, bu alandaki çalışmaları hakkında şu bilgileri verdi: “İşlevselleştirilmiş bir kâğıt parçasını doğrudan suya daldırarak da antioksidan seviyesini ölçebilirsiniz. Bu şekilde bir membran/kâğıt sensörü de geliştirmiş olduk. İlk keşif 2004 yılında gerçekleştirildi ve Amerika’nın saygın JAFC dergisinde yayımlandı. Yayımlandıktan sonra da sürekli geliştirildi. Membran sensör yine Amerika’da basılan ve analitik kimya ana bilim dalının yeryüzündeki en yüksek etki faktörlü dergisi niteliğinde olan Analytıcal Chemistry’de yayımlandı. Reaktif oksijen türlerine uyarlanabilen CUPRAC yöntemleri de var. Yani hem toplam antioksidan kapasiteyi hem de çeşitli reaktif türlerin süpürülme etkinliğini CUPRAC ile ölçebiliyoruz. Dolayısıyla CUPRAC çok çeşitli amaçlara hizmet eden bir yöntem hâline getirildi ve ilk yayından itibaren çeşitlemeleriyle birlikte 1500’e yakın atıf aldı.”
Prof. Dr. Apak, yapılan araştırmalarda, İÜ Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümü Analitik Kimya Ana Bilim Dalı’nda faaliyet gösteren araştırma grubunda yer alan Kubilay Güçlü, Mustafa Özyürek, Esin Çelik, Burcu Bekdeşer, Mustafa Bener ile birlikte çalıştıklarını söyledi.
“CUPRAC Yöntemi Matruşka Bebek Gibi”
CUPRAC yöntemini farklı antioksidan türlerinin tayinlerine uyarladıklarını belirten Prof. Dr. Apak, bu konuda şunları söyledi: “CUPRAC aslında bir antioksidan ölçüm paketi olarak değerlendirilmelidir. Bu pakete her sene iki-üç yeni ürün ekliyoruz. Dolayısıyla bu yöntem henüz bitmiş değildir. Ben bunu Rus oyuncağı matruşka bebeklere benzetiyorum. Birinci CUPRAC ana matruşka bebektir ve eklenen ürünler de ana matruşka bebeğin içinden çıkan diğer bebeklerdir. Hâlihazırda insan sağlığına zararlı olduğu düşünülen çeşitli radikal ve reaktif türleri de CUPRAC yöntemi ile ölçmeye çalışıyoruz. Üniversitemiz tıp fakültelerinde biyokimya ve oksidatif stresle ilgilenen bilim adamları da bu yöntemden yararlanmalılar.”
“Antioksidan Bakımından Çok Şanslıyız”
Prof.Dr. Apak, oksidatif stres kaynaklı hastalıkları ve doku hasarını önlemek açısından önemli olan antioksidanları besin desteklerinden değil doğal gıdalardan yani meyve ve sebzelerden almak gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Apak, sözlerine devamla şunları da belirtti: “Dört iklimin hüküm sürdüğü çok şanslı bir ülkede yaşıyoruz. Besin maddelerimiz, bitkilerimiz antioksidanlar bakımından çok zengin.” dedi.