AJANS ÜNİVERSİTE- Elif Nur BİLGİÇ
Fotoğraf- Hamza AKTAY
Kulüp başkanı Elif Denizin açılış konuşmasıyla başlayan seminerde Doç. Dr. Muzaffer Bakırcı kürsüdeki yerini alan ilk isim oldu. 4 km uzunluk ve iki buçuk km genişliğe sahip yapay bir ada üzerine kurulmuş olan Kansai havalimanının en önemli özelliğinin dünyada su yüzeyine kurulmuş ilk hava limanı olduğu belirtilerek başlayan konuşmada 1964’te düzenlenen Tokyo Olimpiyatları sırasında ilk seferini gerçekleştiren hızlı trenlere de değinildi. Yüksek binalara sahip Nagoya şehri anlatıldı. Nagoya şehrinin İkinci Dünya Savaşı sırasında pek çok kez hava saldırısına uğradığı ifade edilirken, şehrin savaştan sonra yeniden inşa edildiğine, bu nedenle tarihi eserlerin fazla bulunmadığına dikkat çekildi. Ancak içinde Budist tapınakları bulunan kalelerin şehirde hala turist çektiğinin altı çizildi.
Konuşmasında Atsumi yarımadasından bahseden Bakırcı, Toyota ve diğer Japon otomobil markalarının burada bulunan Mikawa limanından dış dünyaya ihraç edildiği en önemli liman olduğunu ortaya koydu. Ayrıca yarımadanın iki önemli özelliği meyve suyu tesisleri ve krizantem (Kasımpatı) seraları üzerinde durdu. Brezilya’da yetişen portakalların suyunun kıyı alanlardaki tesislerde yoğunlaştırılıp Japonya’daki meyve suyu tesislerine gönderildiğini anlatan Bakırcı, Krizantem seralarında yetişen çiçeklere cenaze törenlerinde kullanıldığı için talebin çok olduğunu, bu yüzden çiçek üretiminin de bol olduğunu söyledi.
Japonya’nın önemli barajlarından biri olan Miboro Barajı’nın kuruluş hikâyesinin de anlatıldığı seminerde barajın İkinci Dünya savaşından sonra ortaya çıkan enerji ihtiyacını karşılamak için yapıldığı belirtildi. Köylerdeki tarım arazileri ve çevredeki kiraz ağaçları zarar görecek diye tepkiyle karşılanan barajın yapımı için köylerin ve ağaçların baraj sahası dışına nakledildiği anlatıldı. Bakırcı ağaçların nakledildiği hatta toplu taşımacılık yapan bir vatandaşın hat boyunca gönüllü olarak kiraz ağacı diktiğini, Böylece bu hattın Japonya’nın en çekici turistik sahası haline geldiğini belirtti.
Kiraz Ağaçları
Bakırcının konuşmasında değindiği bir başka konu ise Shirakawa-go Köyünün Ogimachi yerleşkesiydi. Bakırcı, saz bitkilerinden oluşmuş çok eğimli üçgen çatılı “Gassho” tipi evlerin meşhur olduğu Shirakawa köyünün Dünya Kültür Mirası listesinde olduğunu, 2010 yılında bir buçuk milyon kişinin köyü ziyaret ettiğini söyledi.
1968 Japon Devrimi sırasında feodal sistemin simgesi olarak görülen tüm kalelerin yıkılması nedeniyle varlığını bugüne kadar sürdürebilmesiyle önem kazanan Hikano Kalesi Doç. Dr. Muzaffer Bakırcı’nın üzerinde durduğu başka bir konu oldu.
Seminerin ikinci ayağında Munzur Dağı’nda keşfedilen “Şahintaşı” buzulunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Cihan Bayrakdar’ın ardından kürsüye gelen Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Tolga Görüm depremlerden kaynaklanan ve birbirini tetikleyen heyelanları simülasyon ( benzetim) görüntülüleriyle açıklayarak semineri sonlandırdı.