Çocukluğumuzdan kalan bir küçük dünya

AJANS ÜNİVERSİTE-Merve KOYUNCU

Fotoğraf-Serhan SEVİN

90’larda çocuk olmanın güzelliğini yaşayabildiniz mi? Sokakta yakar top oynayıp, bayram harçlıklarınızla çatapat patlattınız mı mesela? Ya da şaka oyuncaklarıyla arkadaşlarınızı kandırıp, hulohop çevirdiniz mi? Sırf yeni bir taso sahibi olabilmek yemediğiniz cipsler alıp, Panda Stix çubuklarından bedava dondurma yediniz mi? Salıncağa ayakta bindiniz mi mesela ya da paten kaydınız mı? Üzerinde “999 bin 999 oyun” olduğu yazan atari kasetlerini görünce hayretler içinde kalıp, Mario’nun Prensesi’ni kurtarmak için günlerinizi harcadınız mı? 

 

Ben her birini yaptım. Doya doya yaşadım çocukluğumu. Ama 90’lardan sonra teknoloji o kadar büyük bir ivme kazandı ve zaman o kadar hızlı bir şekilde ilerledi ki,  çocukluğumuza dair neredeyse her şeyi unutmak zorunda kaldık. İçimizdeki, ölmeyen çocuğa duyduğumuz özlemin farkında olmadan yaşamaya devam ediyorduk. Ta ki, Fatih’in Karagümrük ilçesinde bulunan Gül Kırtasiye’nin içindeki 90’lara rastlayana kadar…

Bir gün oralardan geçerken, almam gereken bir şey için Gül Kırtasiye’ye girdim. Amacım, işimi halledip çıkmaktı. Benim kırtasiye sanarak girdiğim o küçücük dükkânın kapısı aslında çocukluğuma açılan kapıymış. Girdikten sonra anladım. İçeride çocukluğumda oynadığım, gördüğüm, aldığım ya da almak istediğim her şey vardı: Hulohuptan atari kasetlerine, şaka sakızlarından su fışkırtan yüzüklere, baloncuk çıkaran köpük oyuncaklarından boncuklu tabancalara, maytaplardan tasolara kadar aklınıza gelebilecek her şey vardı bu dükkanda. Sadece bir şey alıp çıkmak için girdiğim dükkânda, neredeyse bir saatimi geçirmiştim. Bu arada da dükkânın sahibi Kenan Amca’la sohbet ediyorduk…

YOK YOK AMCA

“Yok yok Amca” derlermiş Kenan Amca’ya. Asıl mesleği makastarlık olan 65 yaşındaki Kenan Amca, dükkânı 7 yıl önce açmış. Kendisine neden  “Yok Yok Amca” dediklerini sorduğumda ise şunları anlattı:

“Bende kimsenin bulamadığı şeyler vardır. Ben buraya geldiğimde kapıdan içeri giren şu var mı dedi yok dedim yazdım. Öteki geldi bu var mı dedi, yok dedim yazdım. Yazdım, yazdım, yazdım sonra da gidip hepsini aldım. Aldıkça çoğaldılar. Artık nerede, neyin olduğunu unuttum. Sırf hatırlamak için her kutunun üstüne, içinde ne olduğunu yazmaya başladım. Buraya giren boş çıkmıyor.”

DSC_0041

GİDECEĞİM BURALARDAN

Yok Yok Amca, çok yorulmuş artık yıllardır çalışmaktan. Yıllarca hasta annesine baktığını söyleyen Kenan Amca, yorgunluğunu şöyle ifade ediyor:

“Bu dükkan annemindi. Kırtasiye olmadan önce berberdi, ondan önce de yorgancıydı. Kendisi felçliydi. Bakıcıya para vermeye maddi gücümüz yetmeyince, burayı biz işletmeye başladık. Ama kendisi birkaç ay önce vefat etti. Ben de yoruldum artık yıllardır çalışmaktan. Dükkanı satıp deniz kenarında bir yere yerleşeceğim. Evden çıkıp azıcık yürüyünce deniz göreyim o bana yeter. Malları da oraya götürür, orada satarım artık.”

DSC_0066

FAKİR ÇOCUKLARA BEDAVA OYUNCAK

Çocukları çok sevdiğini ve onların çok saf olduğunu söyleyen Kenan Amca, onları mutlu etmenin kendisini daha da mutlu ettiğini söylüyor. Bunun yanı sıra bir dosya kağıdı almak için bile pazarlık edecek kadar fakir olan çocukların olduğunu söyleyerek konuşmasına şu sözlerle devam ediyor:

“Ben yaşamı o kadar ciddiye almam. Ama çocukları çok seviyorum. Onlar da beni çok severler. Hediye veririm bazen. Bazen oyuncak hediye ederim onlara. Sonuçta buradan şaka oyunu alacak çocuk gidip arkadaşlarına şaka yapacak ve mutlu olacak. Ben de onlar mutlu olduğu için mutlu olacağım. Sonuç olarak herkes mutlu olacak. Ama bunun yanı sıra çok üzüldüğüm bir durum var ki o da fakirlik derecesinin çok yüksek olması. Öyle bir boyuta ulaşmış ki, 5 kuruşluk dosya kâğıdı için bile pazarlık yapan çocuklar oluyor. Oyuncaklarda gözleri kalıyor ama alamıyorlar. Bazen maddi durumu iyi bir kadın geliyor. Bir gün ona konuyu biraz anlatıp, kendi çocuğunun oynamadığı oyuncakları getirmesini rica ettim. O da sağolsun getirdi. Bazı kırık oyuncakları tamir ettim ve alacak parası olmayan çocuklara hediye ettim. Şu ana kadar 3 kişi bir sürü oyuncak getirdi. onlar getirdikçe ben de alamayan çocuklara hediye ediyorum.”

DSC_0072