Çocuğu Çocuk Yapan “Oyun”

AJANS ÜNİVERSİTE- Beste BUDAN

Bebeklik dönemiyle başlayan ve çocukların gelişimini oldukça hızlandıran oyunun önemini anlatan Doç. Dr. “Çocuklar oyun oynarken karakteri, algısı, zekası ve vücut fonksiyonları da geliştiriyor. Oyunlar çocuklarda heyecan yaşatarak deşarj ediyor. Ayrıca çocuklar için oyun oynamak en önemli tecrübedir. Dolayısıyla çocuğun oyun esnasında edindiği tecrübelerin pozitif olması çocuğun hayatta daha güçlü olmasında önemli rol oynuyor” dedi.

Oyun oynamayan çocukların içlerindeki heyecanı, merakı, mutluluğu ve araştırma duygularını dışa yansıtamadığı vurgulayan Doç. Dr. Abalı, iç dünyasında baskılanan çocuklarda psikolojik sıkıntıların oluştuğunu ve bu sıkıntıların çocuğun hayatta zayıf kalmasına sebebiyet verdiğini aktardı.

Şiddet içerikli oyunların ise çocuklarda stres oluşturduğunu ancak çocuğun hayatındaki karmaşayı dışa vurup rahatladığı bir süreç olarak da görülmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Abalı , “Bir çocuk anne babasının kavgasına tanık olduğunda oyun esnasında bunu oyunla dışa yansıtarak iç dünyasını temizlemiş olur. Ancak yine de çocuğun şiddet içeren oyunlara yönelmesi anormal bir durumdur ve tedavi edilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.

AJMU3576

Her Çocuk Mutlaka Kendi Başına Oyun Oynamalı

Her çocuk kendi başına oyun oynamayı bilmeli, bilmiyorsa da öğretilmesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Abalı, “Çocuğun yalnız başına oyun oynaması, çocuğun üretkenliğini arttırır. Çocuk kendi hayal dünyasıyla, çevresinde gördüklerini harmanlayarak bireysel oyunlarına taşır” dedi ve sözlerine şöyle devam etti, “Çocuğun saatlerce yalnız başına oyun oynaması uygun değildir. Çocuk sürekli kendi başına oyun oynamaya itilirse devreye hayali arkadaşlar girer, gittikçe artar ve bu hayali arkadaşlar, çocuğu duygu karmaşasına itebilir. Oyun vakitlerinde her zaman denge söz konusu olmalıdır.”

“Oyunu Sürekli Öğrenme Aracı Olarak Kullanmak Çok Tehlikeli”

Oyun çocuklar için bir eğlence aracı olduğuna değinen Doç. Dr. Abalı, “Eğlencenin bir sonraki aşaması eğitimdir. Çocuk kendini o aktivite içerisinde geliştirir. Anne babanın çocuğa dayatmayla bir şeyler öğretmeye çalışması yanlıştır. Oyunu sürekli öğrenme aracı olarak kullanmak oldukça tehlikelidir. Çocuğa oyun oynayabileceği serbest oyun alanı sağlanmalı ve çocuk kendi platformunda kendi kabiliyetlerini ortaya koyabileceği deneyimler yaşamalıdır. Çocukları ancak böyle gelişir” dedi.

DSC_0252 - Kopya

“Çocuklar Teknoloji Yüzünden Geç Konuşuyorlar”

Günümüzde çocukların hayatı dokunmatik yaşadıklarını dolayısıyla da kas becerileri, zihinsel ve fiziksel becerilerinin gelişemediğini dile getiren Doç. Dr. Abalı, “Çocuklar, özellikle teknolojik oyun esnasında sürekli ekrana baktıkları için kendilerini ifade edemeyen bireyler haline geliyor. Maalesef çocuklarımız artık teknoloji yüzünden çok geç konuşuyorlar. Çocuklar en temel becerilerini, arkadaşlarıyla oyun esnasında öğrenirken, şimdi bilgisayar, tablet ve akıllı telefon karşısında saatler geçirip tek taraflı bir beslenme gibi kullanılıyor.” Ayrıca Doç. Dr. Abalı, Aşırı teknolojiye maruz kalan çocuklarda ciddi gelişimsel anomaliler ortaya çıkardığını ve bazı çocuklarda içe kapanma ve otizm benzeri tablo oluşturduğunu kaydetti.

“Çocuk Üniversitesi Gibi Projeler Çocuklarda Yeni Bir Ufuk Açıyor”

Son olarak Üniversitemizdeki Çocuk Üniversitesi gibi projelerin çocukları sosyalleştiren, eğlendirerek öğreten faaliyetlerin faydasının oldukça fazla olduğuna değinen Doç. Dr. Abalı böyle faaliyetlerin çocuklarda yeni bir ufuk açtığını belirtti.

Doç. Dr. Abalı ,”Çocuk Üniversitesi çocukları gelişmekten korkmayan daha güçlü bireyler haline geliyor. Gelişimsel olarak bir üniversite ortamının çocuklara sunulması oldukça faydalı. Özellikle üstün zekalı çocuklar için ileriye dönük destekleyici bir faaliyet” olduğunu söyledi.